bddk

Finansal Piyasalar

  • Makro ekonomi içinde konuya baktığımızda Finansal Sistemdeki Piyasalar, işlem gören ürünlerin vadesine (fon arz ve fon talep süresi) göre Para piyasaları ve Sermaye piyasaları olarak ikiye ayrılmaktadır.
  • Para piyasaları
  1. Para piyasalarında kısa (bir yıldan kısa) vadeli likidite açığı olanla fazlası olan karşılaşır. Likidite fazlası olan faiz talep eder, açığı olan faiz öder.
  2. Finansal risk düşük, likiditesi yüksektir.
  3. Örgütlü, kurumsal, profesyonel, kredibilitesi yüksek, ürün standardı olan bir piyasadır.
  4. Para piyasalarında müşteriler, bankalar aracılığıyla karşı karşıya gelirler. Döviz piyasalarına, alım satım, fonlar, repolar, mevduatlara bankalar aracılık eder. Bankalar müşterilerle, diğer Bankalarla, Finansal aracılar ve Brokerlarla, Merkez bankalarıyla ve Hazine ile çalışırlarken kar amacı ve kendi pozisyonlarını hedef alma gayesiyle hareket ederler.
  5. Bankalar para piyasası risklerine karşı hedging (koruma / sigorta) yöntemi uygular. Bunun için forward (ileri), futures (gelecek), opsiyon yöntemleri kullanırlar. Para piyasası fon transferleri ile piyasanın likidite sorununu çözer. En önemli aktörü olan bankalar topladıkları mevduat fonlarını işletmelere kredi olarak verir, hükümetlere hazine bonosu adıyla kısa vadeli borçlanma araçları satın alarak fon aktarırlar.

 

Para piyasaları Türk lirası ve Sermaye piyasası işlemlerini gerçekleştirir. Para piyasası da organize ve organize olmayan olarak ikiye ayrılır.

  1. Organize piyasalar Interbank, DIBS (Devlet iç borçlanma senetleri) piyasası, TCMB repo ve ters repo işlemleri piyasası, BIST tahvil ve bono piyasası, Borsa para piyasasıdır.
  2. Organize olmayan piyasalar Bankalar arası Serbest para piyasası, bankalar arası repo piyasası, bankalar arası tahvil ve bono Piyasası’dır.

 

Sermaye piyasaları 

  1. Orta ve uzun vadeli (bir yıldan uzun) fon arz ve talep edenlerin karşılaştığı piyasalardır. Bu işlem menkul kıymet adı verilen mali araçlar yoluyla yapılır.
  2. Sermaye piyasaları, fon sahibi kişilerin yani yatırımcıların birikimlerini, belli bir getiri beklentisi ile yatırım araçlarında değerlendirdiği piyasadır. Fon ihtiyacı olan kişiler ise, sermaye piyasasının kullanarak, ihraç ettikleri hisse senedi veya borçlanma senetleri aracılığıyla finansman sağlarlar.
  3. Ayrıca risk yönetimi yapmak isteyen bazı sektör mensubu yatırımcılar da, Sermaye piyasalarında türev araçları kullanarak, hedge, arbitraj gibi yöntemlerle risklerini minimize edebilirler.
  4. Risk yönetiminin yanı sıra, Sermaye piyasası küçük tutarlarda tek başına ekonomiye yararlı olamayan  birikimlerin de borçlanma ve hisse senedi gibi menkul kıymetlere yatırılarak, yatırıma dönüşmesini sağlayan ve böylece ekonomiye hareketlilik getiren bir piyasadır.
  5. Sermaye piyasaları finansal varlığın ihraç durumuna göre ikiye ayrılır;
    1. Birincil Piyasalar: Tasarruf sahiplerinin tahvil ve hisse senedi gibi menkul kıymetleri direkt ihraç eden kuruluşlardan ya da bunlara ihraçta aracılık eden kurumlardan alabildikleri piyasalardır. ‘Halka arz’ bir birincil piyasa örneğidir. Halka arz olan şirket, finansman sağlamak amacıyla, hisse senedi veya tahvil ihraç eder ve tasarruf sahipleri de bu hisse senetlerine yatırım yaparak tasarruflarını değerlendirir.
    2. İkincil Piyasalar: Daha önce birincil piyasalarda satılmış, yatırımcıların portföylerinde bulunan finansal varlıkların alınıp satıldığı piyasalardır. Finansal varlık ve menkul kıymetlerin (hisse senedi, pay senedi, vadeli işlem sözleşmeleri, varantlar, opsiyonlar vb.) aracı kurumlar vasıtasıyla alınıp satılmasının sağlandığı piyasadır. Direkt yatırımcılar ve varlık ihraç edenler alım satım yapamaz. İkincil piyasa için en organize örnek ‘Menkul Kıymet Borsası’dır.

 

Sermaye piyasası araçları ve kurumları

SPK (Sermaye Piyasası Kurulu) sermaye piyasasında bulunacak kurumlara lisans veren, kontrol eden, düzenleyen ve denetleyen kurumdur.

SPK’nın temel görevi piyasanın, kurallarını belirlemek, adil ve etkin çalışmasını sağlamak, ilgili kurumların belli kurallar çerçevesinde faaliyet göstermesini sağlamak ve yatırımcıların haklarını korumaktır. Sisteme ve kurallara uymayan kurumları oyundan çıkartma, cezalandırma ve hatta lisanslarını iptal etme yetkisine sahiptir.

 

Sermaye Piyasası Araçları

Tasarruf sahipleri şu araçlara yatırım yapabilirler;

  1. Devlet tahvili
  2. Özel sektör bonoları
  3. Özel sektör tahvili
  4. Pay (hisse) senedi
  5. Borsa yatırım fonu
  6. Kira sertifikaları
  7. VDMK (Varlığa dayalı menkul kıymetler)
  8. Varlık ipotekli / teminatlı menkul kıymetler
  9. Vadeli işlem sözleşmeleri
  10. Opsiyon sözleşmeleri

 

Sermaye piyasası kurumları

  1. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı
  2. TCMB
  3. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)
  4. Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK)
  5. Takas Ve Saklama Bankası (Takas bank)
  6. BIST (Borsa İstanbul)
  7. Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği (TSPAKB)
  8. Aracı Kurum ve Bankalar (Yatırım Kuruluşları)
  9. Derecelendirme Şirketleri
  10. Portföy Yönetim Şirketleri
  11. Halka Açık Şirketler

Finansal teknoloji pazarının her yıl yüzde 20 civarı büyümesi bekleniyor

FinTech İstanbul ve BKM tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye’de FinTech ekosisteminde 200’ün üzerinde oyuncu bulunuyor. Aynı rapora göre sadece Amerika ve İngiltere ‘de Fintech girişimi sayısı 4 bin ’in üzerinde.

Statista ’nın verilerine göre ise Türkiye’de FinTech pazarının her yıl yüzde 20’nin üzerinde. 2016 yılı sonu itibariyle Türkiye’deki FinTech pazarının işlem hacmi 70 milyar TL seviyesine ulaşacağı öngörülüyor. Finansal bilinci artan tüketicilerin beklentileri de yükseliyor. Tüketiciler her yerden, kolayca erişebilecekleri uygun, güvenli, hızlı ve kullanımı kolay finansal hizmetler almak istiyor.

 

Dünya genelinde 2000 yılından bu yana FinTech girişimlerine yapılan yatırım miktarı 3.5 trilyon TL üzerinde, bu yatırımın sadece yüzde 4’ü ne yazık ki tehlikeyi geç algılayan bankalara ait.

 

Türkiye ‘de 2012 ile 2016 yılı sonuna kadar yapılan Startup / Girişim yatırımları toplamı 610 milyon TL. Aynı dönemde Fintech (finansal teknoloji) girişimlerine yapılan yatırım 70 milyon TL ‘nin üzerinde. 2012’den bugüne Fintech ‘lere yapılan yatırım 10 kata yakın bir büyüme oranı gösteriyor, diğer sektörlere göre oldukça yüksek.

 

Tahminleri aşan işlem hacimleriyle tüketicilerin olduğu kadar yatırımcıların da ilgisini çeken FinTech ’ler küresel finans kuruluşlarının bakış açısını da değiştirmiş durumda. Bankaların dijital dönüşüm kapsamında gerçekleştirdikleri yeniden yapılanma çalışmaları ve FinTech ’lerle yaptıkları işbirlikleri dikkat çekiyor. Bankaların çok yakın gelecekte alternatif kanallara, dijital ve mobil bankacılığa, robot asistanlara yatırım yapmaları bekleniyor. Finansal teknoloji alanında yaşanan yeniliklerin ödeme dünyasını dönüştüreceği öngörülüyor.

 

Dijital dönüşüm ve mobilite bankaları işbirliğine zorluyor

Dijital dönüşüm, hayatın her alanında vatandaşa dokunuyor. Mobil kullanıcıların artması ve kullanıcıların daha fazla kişiselleştirilmiş, kolay kullanım sunan hizmetler beklemesi, bankaların yenilikçi teknolojilere yatırım yapmalarını zorunlu kılıyor. Küresel finans kuruluşlarının son dönemde izledikleri küçülme politikaları, kendini ispatlayan FinTech oyuncuları ile işbirliği yapmalarını da beraberinde getiriyor. FinTech şirketleri, bankalar tarafından yeni hizmet ve çözüm sunma bağlamında vazgeçilmez bir ortak olarak görülüyor. Diğer dikkat çeken konu ise FinTech ’lerin coğrafyalara göre değişen özellikleri. Avrupa’da FinTech ’lerin amacı verimliliği artırıp maliyetleri azaltmakken, Asya’da yer alan bazı ülkelerde ise henüz banka hesabı dahi olmayan kullanıcılara özel hizmetler veriliyor.

 

Tehlikeyi gören Bankalar alternatif kanallara yöneldiği, dijital, mobil bankacılık ve API (açık kod ve entegrasyon) platformlarını öne çıkararak FinTech ’lere her işbirliği imkanı sağlıyor, hem de rekabet etmeye çalışıyorlar. Son zamanlarda bankalar mekân ve personel giderlerinden tasarruf elde edebilmek için aldıkları tedbirleri dijital dönüşümün bir parçası olarak okumak mümkün.

 

Bankalar, yeni nesil kullanıcılara ulaşmak için her türlü kanalı değerlendirmeleri gerektiğinin farkında. Bu alanda gerek küresel gerekse yerel bazda FinTech kuruluşlarının önemli bir fonksiyonu mevcut.

 

Türkiye gelişen Pazar, dolayısı kötü rekabet yerine işbirliği öneriyorum

Düzenleyici kurumlar, Bankalar ve Fintech girişimleri işbirliği yaparak yenilikçi hizmetleri müşterilere ulaştırmayı hedeflemeliyiz. Türkiye’de unbanked (banka sistemi dışındaki kullanıcılar) ve finansal okuryazar olmayan kitlenin yüzde 40 seviyelerinde olduğunu düşünürsek, gidecek çok yol ve bakir alanlar mevcut.

 Scroll to top