menkul kıymet

Aile İşletmeleri Alternatif Finansman Yöntemi – Kitle Fonlama

#Doktora #PhD çalışmalarım kapsamında hazırladığım “Alternatif Finansman Yöntemi – Kitle Fonlama” #AlternatifFinansman #KitleFonlama bildiri ve sunumu için 9-10 Nisan tarihlerinde İstanbul Kültür Üniversitesi ‘nde 8. Aile İşletmeleri Kongresi ‘ne katıldım.

Sunumumdan bazı başlıkları, Aile İşletmeleri ve Kitle Fonlamanın açıklamlarını aşağıda bulabilirsiniz. 

Aile İşletmeleri

Aile büyüklerinin ailenin geçimini sağlama ve/veya mirasın dağılıp etkisini yitirmemesi amacıyla kurduğu ve yönettiği, yönetim kademelerinde aile üyelerinin çoğunlukta olduğu, karar alırken aile üyelerinin etkiliği olduğu ve aynı dönemde en az iki nesil aile üyelerinin istihdam edildiği kurumlardır.

Rakamlar ile Aile İşletmeleri

TAİDER (Türkiye Aile İşletmeleri Derneği) ‘in istatistiklerine göre ailei şletmeleri;
•Türkiye’de %95, ABD’de %90-95, İngiltere’de %75, İspanya’da %80 ve Almanya’da %60 yer almaktadır.
•Türkiye’de aile işletmeleri GSMH’nın yaklaşık %75 ’ini ve istihdamın da %85’ ini sağlıyor.
•Buradan anlayacağımız üzere; aile işletmesinin stratejik hedefler ile düzgün kurulması, sağlıklı yaşaması ve büyümesi, sürdürelebilir başarı ile sonraki nesillere aktarılması sosyal ve ekonomik olarak büyük bir önem taşıyor.

3-4 Kasım 2017’de yapılan 5. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi’nde ortak görüş;
•Aile işletmeleri küresel ekonomin %70 ‘ini ve en değerli markaların da %80 ‘nini oluşturmaktadır.
•Bu durum aile işletmelerinin sağlıklı ve sürdürülebilir şekilde gelecek nesillere aktarıldığında geleceğinde en önemli ekonomik kaldıracı olacağını gösteriyor.

TKYD (Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği) ’nin “Aile Şirketleri Öncelikleri Anketi” ‘nde ölçülen kriterler; sahiplik ve kontrol, aile anayasası, aile ile işletme yönetimi lişkileri, hissedarlık, kriz ve çatışma yönetimi, sonraki yönetici planı, ortak ve hissedar sözleşmeleriydi. Anket sonuçlarına göre aile işletmelerinin gündemi;
•%75 ‘inde finansman ve mali konular,
•%60 ’ında aile anayasasının eksikliği,
•%50 ‘sinde ise kurumsallaşma süreci tamamlanamamış olmasıdır.

Aynı anket sonuçlarına göre aile işletmelerinin gelecek planları; %52 profesyonel yönetim, 43% sermaye güçlendirme, %37 nesil devri, 37% teknolojik dönüşüm ve 21% satın alma-birleşme-bölünme şeklinde sıralanıyor.

 

Çalışma Önerimiz

Aile şirketleri öncelikleri anketine göre, aile işletmelerinin gündemini en yüksek oran olarak %75 oranında finansman ve mali konuların oluşturduğu tespit edilmiş olduğundan, hazırladığımız çalışmamız; göreceli olarak küçük ölçekli ve sermaye piyasalarında kayıt altına alınması açısından oldukça fazla güçlükle karşılaşabilecek işletmelerin (aile işletmeleri) finansmana erişimini kolaylaştırma amaçlı olarak, Kitle fonlamanın tanıtımını ve yöntemin yatırımcı ve aile işletmeleri nezdinde yaygınlaşmasını sağlamaya yöneliktir.

Kitle Fonlama

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde; yeterli miktarda risk ve girişim sermayeleri olmadığı ve borsa üzerinden halka açılma yükümlülüklerinin yüksekliği nedeniyle KOBI’ler için en iyi ve düşük maliyetli alternatif finansman kaynağı olarak kitle fonlaması öne çıkıyor.

Kitle fonlama; işletmelerin sahip olduğu vizyoner bir projesi ya da yeni bir girişimin dijital platformlar üzerinden grup halinde finanse edilmesidir.
•Bireysel yatırımcılar sahip oldukları birikimleri ile kitle fonlama platformları aracılığıyla mevcut işletme ve girişimlere finansman sağlayabilmektedir.
•Klasik borçlanma ve bankacılık sistemleri üzerinden finansman sağlamanın tersine kitle fonlama sisteminde bu şekilde bir aracıya ihtiyaç duyulmamaktadır.
•Finansman ihtiyacı olanlar işletme sahipleri ve girişimler, birikimi olan bireysel yatırımcılara ve fonlara doğrudan başvurur ve finansmana ilk elden ulaşır.

*******************

Aile İşletmelerinin temel sorunları, halka açılmanın avantaj ve dezavantajları, süreçte yaşanan sorunları dahil aşağıdaki başlıkların tamamını sunumumda bulabilirsiniz.

#AileAnayasasi #Nepotizm #AileKulturu #Kurumsallasma #SermayeYapilari #Girisim #KitleFonlama #MenkulKiymet #HalkaAcilma #Borsa

Sunumun tamamı:

Menkul Kıymet ve Borsaları

Sermaye Piyasasının içinden arz ve talebinin farklı olması ile ayrılmış olan piyasalar Menkul Kıymetler Piyasasını oluşturmaktadır. Menkul Kıymetler Piyasasında sermaye talep eden şirketler halka Menkul Kıymet arz etmekte yani fon talep etmektedir. Sermaye arz eden kişiler ise Menkul Kıymet talep etmekte yani fon sağlamaktadır.

Bir önceki makalemizde de değindiğimiz gibi Sermaye piyasası temel olarak ikiye (2) ayrılır;

  1. Birincil Sermaye Piyasası: Proje ve yatırımları için Fon eksiği olan şirketlerin fon toplamak amacıyla uygun gördükleri çeşitli finansal araçları belli bir yasal düzenleme çerçevesinde halka arz ederek, fon fazlası olanlardan ihtiyaç duydukları fonu sağladıkları piyasadır. Bu şekilde halka arz edilen başlıca finansal araçlar ortaklık hakkı veren hisse senetleri, bir tür uzun vadeli borç senetleri olan tahviller ve bunların değişik biçimleri olan diğer menkul kıymetlerdir.
  2. İkincil Sermaye Piyasası: Daha önce Birincil Sermaye Piyasasında ihraç edilmiş olan Menkul Kıymetlerin halk arasında sürekli olarak el değiştirdiği piyasadır. İkincil Piyasa bu özelliği nedeniyle Sermaye Piyasasından ayrılmış ve Menkul Kıymetler Piyasası olmuştur. İkincil Sermaye Piyasası işlevi itibariyle Birincil Sermaye Piyasalarını tamamlamakta, bu sayede birincil piyasalara işlerlik ve likidite kazandırmaktadır

Menkul Kıymet

  • * Ortaklık ve alacaklılık sağlayan,
  • * Belirli bir meblağı temsil eden,
  • * Yatırım aracı olarak kullanılan,
  • * Dönemsel gelir getiren,
  • * Birbiri ile aynı özelliklerde seri halinde çıkarılan,
  • * İbareleri aynı olan,
  • * Menkul Kıymet ve Fon talep eden evrak ve belgelerdir
  • * Menkul Kıymetler Piyasasında alınıp satılan Hisse senedi ve Tahvil gibi
  • * Menkul Kıymet evrakları sürekli alınıp satılmasından dolayı iktisadi değerleri yoktur, iktisadi değerini temsil eden belgeler olarak geçmektedir. Diğer bir söylem ile
  • * Menkul Kıymetlerin temsil ettikleri gerçek değerler bu ihraç edilen kağıtların arkasında gizlidir.

 

Menkul Kıymetlerin Niteliği

  • * Menkul Kıymetlerin günümüzdeki el değiştirmesi eskiye göre çok daha hızlı bir şekilde yapılmaktadır. Bunun nedeni ise tezgah üstü piyasalarda fiziki olarak alınıp satılmamasıdır
  • * Fiilen el değiştirmedikleri için yalnızca fiyatları takip edilmektedir
  • * Borsa İstanbul ‘a gittiğinizde bir şey fark edeceksiniz (ben geçen haftalarda birkaç kez gittiğimde fark ettim) büyük seans odaları eskisi kadar dolu değil, brokerlar ve menkul kıymet şirket yetkili sayısı önemli oranda azalmış
  • * Teknolojik gelişmeler ile Brokerlar uzaktan işlem yapabiliyor kendi ofislerinde seans odaları oluşturabiliyorlar
  • * Borsa içinde yeni açılan hizmet ile Co-location (firmalara merkezde sunucu bulundurma ve uzaktan merkezdeki ekranlarını açma) imkanı tanınıyor
  • * Uluslar arası kurumların farklı ülkelerden Algoritmik trading (robot ve veri analiz uygulamaları ile işlem akışlarının analizi ile otomatik al – sat emirleri oluşturarak uzaktan emir gönderen) imkanları ile Borsada işlem sayısı ve hacimler giderek yükseliyor

Çok işlem gören Menkul Kıymetler

    * Devlet tahvilleri
    * Hazine bonoları
    * Özel sektör tahvilleri
    * Hisse (Pay) senetleri
    * Hisse senedi ve tahvil kuponları
    * Gelir ortaklığı senetleri
    * Toplu konut idaresi ve Kamu Ortaklığı İdaresi tarafından çıkarılan tahviller
    * Yatırım fonu katılma belgeler
    * Finansman bonolar
    * Banka bonoları ve banka garantili bono
    * Varlığa dayalı menkul kıymetler
    * İpotek / teminata dayalı menkul kıymetler
    * Kar – zarar ortaklığı belgeleri

 

Menkul Kıymet Borsaları kuruluşlarındaki yasal özellik ve düzenlemeler nedeniyle üçe (3) ayrılmaktadır;

  1. Devlet Borsaları: Genellikle bir kanunla kurulan ve borsanın yönetiminin resmi aracılar tarafından oluşturulan kurullara bırakıldığı Menkul Kıymet Borsasıdır Devlet borsalarına örnek olarak Kıta Avrupası‘ndaki Menkul Kıymet Borsalarıdır
  2. Özel Borsalar: Borsa üyeleri tarafından kurulan, mesleki kuruluş niteliğine sahip ve kâr amacı taşımayan anonim şirket statüsündeki Menkul Kıymet Borsalarıdır. Bu borsaların örneği ise Anglo-Sakson ülkelerindeki Menkul Kıymet Borsalarıdır.
  3. Karma Borsalar: Hem özel borsalar, hem de devlet borsalarının özelliklerini taşır. Örnek olarak kanunla kurulmuş olmasına rağmen, idari açıdan ticaret odasına bağlanması nedeniyle mesleki bir kuruluş haline gelen İtalya ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsasıdır (BIST – Borsa İstanbul).

Menkul Kıymetler Borsaları, menkul kıymetlerin sürekli olarak el değiştirmesi gerekli olan pazarın oluşmasını sağlar. Menkul kıymetlerin her an alınıp satılabilmesi için gerekli olan likiditenin sağlanması konusunda menkul kıymetler borsalarının büyük bir işlevi vardır.

Menkul kıymetler, Sermaye Piyasasının ikincil piyasasında sürekli olarak bir mal gibi alınıp satılabilmesi için Menkul Kıymetler Piyasa ve Borsası Sermaye Piyasasının dışında oluşmuştur.

Menkul Kıymet Piyasasında alım – satım ortamının oluşması için kişiler arasında güven unsurunun olması büyük bir öneme sahiptir. Alım – satım işlemlerinin belirli teknikler çerçevesinde yapılmak zorundadır. Menkul Kıymetlerin alım – satımı sahibi adına veya hesabına hareket eden aracı kurumlar tarafından yapılmaktadır.

Menkul Kıymet Borsalarının faydaları

  • * Menkul kıymet türündeki yatırım araçlarına hareketlilik getirir
  • * İhraç eden kuruma da likidite kazandırır böylece ekonomiye ek kaynak yaratır
  • * Sermayenin mülkiyetinin geniş kesimlere özellikle de ihtiyacı olan kurumlara katıda bulunması sağlar
  • * Menkul kıymetler borsası piyasalarda oluşan fiyatların etkisiyle tasarrufların ve sermayenin kârlı ve başarılı alanlara akışını sağlar
  • * Menkul kıymetler borsasına kote olan ve işlem gören hisse senetlerinin birbirleri ile rekabet etmelerini sağlayan bir ortam oluşturur
  • * Menkul kıymet borsaları atıl kaynakların rasyonel kullanılmasını ve böylece daha büyük sermayelerin oluşmasını sağlar
  • * Menkul kıymet borsaları işletmelerin hisse senedi fiyatlarının artması ile sermaye maliyetinin azalmasına katkı sağlar
  • * Uzun vadeli yatırımların kısa vadeli tasarruflarla finansmanını sağlar
  • * Menkul kıymetler borsası üçüncü kişilere, kamuyu aydınlatma ve şeffaflık düzenlemeleri  çerçevesinde,  menkul kıymetlerle ilgili bilgilere ulaşmalarını ve kararlarını şekillendirecek bilgileri maliyetsiz olarak nitelenebilecek bir şekilde elde etmelerini sağlar.
  • * Hisse senedi veya Tahvile sahip olan şirketlere de önemli faydalan vardır: Yatırımcıların daha çok ilgi göstermeleri nedeniyle bu finansal varlıkların fiyatları yükselir. Daha geniş alıcı kitlesi olduğu için şirketin bilinirliği artar. Buna ek olarak şirkete ait senetlerin toplanarak, şirket denetiminin ele geçirilmesi imkânı da azalmış olur.

Genel olarak Menkul Kıymet Borsaları ve kote olan firmaların hisseleri ekonominin göstergesi ve güvencesidir. Menkul kıymetler piyasasının eğilimi ise kişilerin alım – satım kararlarının birleşmesi sonucunda oluşmaktadır.

Firmaların ve endekslerin genel Cape değeri / oranı (share price / earn ratio in past 12 month – hisse değeri / kazanç oranı son 12 ay içindeki) yatırımları etkiler, yükselecek beklentisi ile Boğa piyasası oluşmuştur, düşecek beklentisi oluşmuş ise Ayı piyasasını konuşuyor oluruz.

Finansal Piyasalar

  • Makro ekonomi içinde konuya baktığımızda Finansal Sistemdeki Piyasalar, işlem gören ürünlerin vadesine (fon arz ve fon talep süresi) göre Para piyasaları ve Sermaye piyasaları olarak ikiye ayrılmaktadır.
  • Para piyasaları
  1. Para piyasalarında kısa (bir yıldan kısa) vadeli likidite açığı olanla fazlası olan karşılaşır. Likidite fazlası olan faiz talep eder, açığı olan faiz öder.
  2. Finansal risk düşük, likiditesi yüksektir.
  3. Örgütlü, kurumsal, profesyonel, kredibilitesi yüksek, ürün standardı olan bir piyasadır.
  4. Para piyasalarında müşteriler, bankalar aracılığıyla karşı karşıya gelirler. Döviz piyasalarına, alım satım, fonlar, repolar, mevduatlara bankalar aracılık eder. Bankalar müşterilerle, diğer Bankalarla, Finansal aracılar ve Brokerlarla, Merkez bankalarıyla ve Hazine ile çalışırlarken kar amacı ve kendi pozisyonlarını hedef alma gayesiyle hareket ederler.
  5. Bankalar para piyasası risklerine karşı hedging (koruma / sigorta) yöntemi uygular. Bunun için forward (ileri), futures (gelecek), opsiyon yöntemleri kullanırlar. Para piyasası fon transferleri ile piyasanın likidite sorununu çözer. En önemli aktörü olan bankalar topladıkları mevduat fonlarını işletmelere kredi olarak verir, hükümetlere hazine bonosu adıyla kısa vadeli borçlanma araçları satın alarak fon aktarırlar.

 

Para piyasaları Türk lirası ve Sermaye piyasası işlemlerini gerçekleştirir. Para piyasası da organize ve organize olmayan olarak ikiye ayrılır.

  1. Organize piyasalar Interbank, DIBS (Devlet iç borçlanma senetleri) piyasası, TCMB repo ve ters repo işlemleri piyasası, BIST tahvil ve bono piyasası, Borsa para piyasasıdır.
  2. Organize olmayan piyasalar Bankalar arası Serbest para piyasası, bankalar arası repo piyasası, bankalar arası tahvil ve bono Piyasası’dır.

 

Sermaye piyasaları 

  1. Orta ve uzun vadeli (bir yıldan uzun) fon arz ve talep edenlerin karşılaştığı piyasalardır. Bu işlem menkul kıymet adı verilen mali araçlar yoluyla yapılır.
  2. Sermaye piyasaları, fon sahibi kişilerin yani yatırımcıların birikimlerini, belli bir getiri beklentisi ile yatırım araçlarında değerlendirdiği piyasadır. Fon ihtiyacı olan kişiler ise, sermaye piyasasının kullanarak, ihraç ettikleri hisse senedi veya borçlanma senetleri aracılığıyla finansman sağlarlar.
  3. Ayrıca risk yönetimi yapmak isteyen bazı sektör mensubu yatırımcılar da, Sermaye piyasalarında türev araçları kullanarak, hedge, arbitraj gibi yöntemlerle risklerini minimize edebilirler.
  4. Risk yönetiminin yanı sıra, Sermaye piyasası küçük tutarlarda tek başına ekonomiye yararlı olamayan  birikimlerin de borçlanma ve hisse senedi gibi menkul kıymetlere yatırılarak, yatırıma dönüşmesini sağlayan ve böylece ekonomiye hareketlilik getiren bir piyasadır.
  5. Sermaye piyasaları finansal varlığın ihraç durumuna göre ikiye ayrılır;
    1. Birincil Piyasalar: Tasarruf sahiplerinin tahvil ve hisse senedi gibi menkul kıymetleri direkt ihraç eden kuruluşlardan ya da bunlara ihraçta aracılık eden kurumlardan alabildikleri piyasalardır. ‘Halka arz’ bir birincil piyasa örneğidir. Halka arz olan şirket, finansman sağlamak amacıyla, hisse senedi veya tahvil ihraç eder ve tasarruf sahipleri de bu hisse senetlerine yatırım yaparak tasarruflarını değerlendirir.
    2. İkincil Piyasalar: Daha önce birincil piyasalarda satılmış, yatırımcıların portföylerinde bulunan finansal varlıkların alınıp satıldığı piyasalardır. Finansal varlık ve menkul kıymetlerin (hisse senedi, pay senedi, vadeli işlem sözleşmeleri, varantlar, opsiyonlar vb.) aracı kurumlar vasıtasıyla alınıp satılmasının sağlandığı piyasadır. Direkt yatırımcılar ve varlık ihraç edenler alım satım yapamaz. İkincil piyasa için en organize örnek ‘Menkul Kıymet Borsası’dır.

 

Sermaye piyasası araçları ve kurumları

SPK (Sermaye Piyasası Kurulu) sermaye piyasasında bulunacak kurumlara lisans veren, kontrol eden, düzenleyen ve denetleyen kurumdur.

SPK’nın temel görevi piyasanın, kurallarını belirlemek, adil ve etkin çalışmasını sağlamak, ilgili kurumların belli kurallar çerçevesinde faaliyet göstermesini sağlamak ve yatırımcıların haklarını korumaktır. Sisteme ve kurallara uymayan kurumları oyundan çıkartma, cezalandırma ve hatta lisanslarını iptal etme yetkisine sahiptir.

 

Sermaye Piyasası Araçları

Tasarruf sahipleri şu araçlara yatırım yapabilirler;

  1. Devlet tahvili
  2. Özel sektör bonoları
  3. Özel sektör tahvili
  4. Pay (hisse) senedi
  5. Borsa yatırım fonu
  6. Kira sertifikaları
  7. VDMK (Varlığa dayalı menkul kıymetler)
  8. Varlık ipotekli / teminatlı menkul kıymetler
  9. Vadeli işlem sözleşmeleri
  10. Opsiyon sözleşmeleri

 

Sermaye piyasası kurumları

  1. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı
  2. TCMB
  3. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)
  4. Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK)
  5. Takas Ve Saklama Bankası (Takas bank)
  6. BIST (Borsa İstanbul)
  7. Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği (TSPAKB)
  8. Aracı Kurum ve Bankalar (Yatırım Kuruluşları)
  9. Derecelendirme Şirketleri
  10. Portföy Yönetim Şirketleri
  11. Halka Açık Şirketler

Finansal teknoloji pazarının her yıl yüzde 20 civarı büyümesi bekleniyor

FinTech İstanbul ve BKM tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye’de FinTech ekosisteminde 200’ün üzerinde oyuncu bulunuyor. Aynı rapora göre sadece Amerika ve İngiltere ‘de Fintech girişimi sayısı 4 bin ’in üzerinde.

Statista ’nın verilerine göre ise Türkiye’de FinTech pazarının her yıl yüzde 20’nin üzerinde. 2016 yılı sonu itibariyle Türkiye’deki FinTech pazarının işlem hacmi 70 milyar TL seviyesine ulaşacağı öngörülüyor. Finansal bilinci artan tüketicilerin beklentileri de yükseliyor. Tüketiciler her yerden, kolayca erişebilecekleri uygun, güvenli, hızlı ve kullanımı kolay finansal hizmetler almak istiyor.

 

Dünya genelinde 2000 yılından bu yana FinTech girişimlerine yapılan yatırım miktarı 3.5 trilyon TL üzerinde, bu yatırımın sadece yüzde 4’ü ne yazık ki tehlikeyi geç algılayan bankalara ait.

 

Türkiye ‘de 2012 ile 2016 yılı sonuna kadar yapılan Startup / Girişim yatırımları toplamı 610 milyon TL. Aynı dönemde Fintech (finansal teknoloji) girişimlerine yapılan yatırım 70 milyon TL ‘nin üzerinde. 2012’den bugüne Fintech ‘lere yapılan yatırım 10 kata yakın bir büyüme oranı gösteriyor, diğer sektörlere göre oldukça yüksek.

 

Tahminleri aşan işlem hacimleriyle tüketicilerin olduğu kadar yatırımcıların da ilgisini çeken FinTech ’ler küresel finans kuruluşlarının bakış açısını da değiştirmiş durumda. Bankaların dijital dönüşüm kapsamında gerçekleştirdikleri yeniden yapılanma çalışmaları ve FinTech ’lerle yaptıkları işbirlikleri dikkat çekiyor. Bankaların çok yakın gelecekte alternatif kanallara, dijital ve mobil bankacılığa, robot asistanlara yatırım yapmaları bekleniyor. Finansal teknoloji alanında yaşanan yeniliklerin ödeme dünyasını dönüştüreceği öngörülüyor.

 

Dijital dönüşüm ve mobilite bankaları işbirliğine zorluyor

Dijital dönüşüm, hayatın her alanında vatandaşa dokunuyor. Mobil kullanıcıların artması ve kullanıcıların daha fazla kişiselleştirilmiş, kolay kullanım sunan hizmetler beklemesi, bankaların yenilikçi teknolojilere yatırım yapmalarını zorunlu kılıyor. Küresel finans kuruluşlarının son dönemde izledikleri küçülme politikaları, kendini ispatlayan FinTech oyuncuları ile işbirliği yapmalarını da beraberinde getiriyor. FinTech şirketleri, bankalar tarafından yeni hizmet ve çözüm sunma bağlamında vazgeçilmez bir ortak olarak görülüyor. Diğer dikkat çeken konu ise FinTech ’lerin coğrafyalara göre değişen özellikleri. Avrupa’da FinTech ’lerin amacı verimliliği artırıp maliyetleri azaltmakken, Asya’da yer alan bazı ülkelerde ise henüz banka hesabı dahi olmayan kullanıcılara özel hizmetler veriliyor.

 

Tehlikeyi gören Bankalar alternatif kanallara yöneldiği, dijital, mobil bankacılık ve API (açık kod ve entegrasyon) platformlarını öne çıkararak FinTech ’lere her işbirliği imkanı sağlıyor, hem de rekabet etmeye çalışıyorlar. Son zamanlarda bankalar mekân ve personel giderlerinden tasarruf elde edebilmek için aldıkları tedbirleri dijital dönüşümün bir parçası olarak okumak mümkün.

 

Bankalar, yeni nesil kullanıcılara ulaşmak için her türlü kanalı değerlendirmeleri gerektiğinin farkında. Bu alanda gerek küresel gerekse yerel bazda FinTech kuruluşlarının önemli bir fonksiyonu mevcut.

 

Türkiye gelişen Pazar, dolayısı kötü rekabet yerine işbirliği öneriyorum

Düzenleyici kurumlar, Bankalar ve Fintech girişimleri işbirliği yaparak yenilikçi hizmetleri müşterilere ulaştırmayı hedeflemeliyiz. Türkiye’de unbanked (banka sistemi dışındaki kullanıcılar) ve finansal okuryazar olmayan kitlenin yüzde 40 seviyelerinde olduğunu düşünürsek, gidecek çok yol ve bakir alanlar mevcut.

 Scroll to top