Finansal teknoloji pazarının her yıl yüzde 20 civarı büyümesi bekleniyor
FinTech İstanbul ve BKM tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye’de FinTech ekosisteminde 200’ün üzerinde oyuncu bulunuyor. Aynı rapora göre sadece Amerika ve İngiltere ‘de Fintech girişimi sayısı 4 bin ’in üzerinde.
Statista ’nın verilerine göre ise Türkiye’de FinTech pazarının her yıl yüzde 20’nin üzerinde. 2016 yılı sonu itibariyle Türkiye’deki FinTech pazarının işlem hacmi 70 milyar TL seviyesine ulaşacağı öngörülüyor. Finansal bilinci artan tüketicilerin beklentileri de yükseliyor. Tüketiciler her yerden, kolayca erişebilecekleri uygun, güvenli, hızlı ve kullanımı kolay finansal hizmetler almak istiyor.
Dünya genelinde 2000 yılından bu yana FinTech girişimlerine yapılan yatırım miktarı 3.5 trilyon TL üzerinde, bu yatırımın sadece yüzde 4’ü ne yazık ki tehlikeyi geç algılayan bankalara ait.
Türkiye ‘de 2012 ile 2016 yılı sonuna kadar yapılan Startup / Girişim yatırımları toplamı 610 milyon TL. Aynı dönemde Fintech (finansal teknoloji) girişimlerine yapılan yatırım 70 milyon TL ‘nin üzerinde. 2012’den bugüne Fintech ‘lere yapılan yatırım 10 kata yakın bir büyüme oranı gösteriyor, diğer sektörlere göre oldukça yüksek.
Tahminleri aşan işlem hacimleriyle tüketicilerin olduğu kadar yatırımcıların da ilgisini çeken FinTech ’ler küresel finans kuruluşlarının bakış açısını da değiştirmiş durumda. Bankaların dijital dönüşüm kapsamında gerçekleştirdikleri yeniden yapılanma çalışmaları ve FinTech ’lerle yaptıkları işbirlikleri dikkat çekiyor. Bankaların çok yakın gelecekte alternatif kanallara, dijital ve mobil bankacılığa, robot asistanlara yatırım yapmaları bekleniyor. Finansal teknoloji alanında yaşanan yeniliklerin ödeme dünyasını dönüştüreceği öngörülüyor.
Dijital dönüşüm ve mobilite bankaları işbirliğine zorluyor
Dijital dönüşüm, hayatın her alanında vatandaşa dokunuyor. Mobil kullanıcıların artması ve kullanıcıların daha fazla kişiselleştirilmiş, kolay kullanım sunan hizmetler beklemesi, bankaların yenilikçi teknolojilere yatırım yapmalarını zorunlu kılıyor. Küresel finans kuruluşlarının son dönemde izledikleri küçülme politikaları, kendini ispatlayan FinTech oyuncuları ile işbirliği yapmalarını da beraberinde getiriyor. FinTech şirketleri, bankalar tarafından yeni hizmet ve çözüm sunma bağlamında vazgeçilmez bir ortak olarak görülüyor. Diğer dikkat çeken konu ise FinTech ’lerin coğrafyalara göre değişen özellikleri. Avrupa’da FinTech ’lerin amacı verimliliği artırıp maliyetleri azaltmakken, Asya’da yer alan bazı ülkelerde ise henüz banka hesabı dahi olmayan kullanıcılara özel hizmetler veriliyor.
Tehlikeyi gören Bankalar alternatif kanallara yöneldiği, dijital, mobil bankacılık ve API (açık kod ve entegrasyon) platformlarını öne çıkararak FinTech ’lere her işbirliği imkanı sağlıyor, hem de rekabet etmeye çalışıyorlar. Son zamanlarda bankalar mekân ve personel giderlerinden tasarruf elde edebilmek için aldıkları tedbirleri dijital dönüşümün bir parçası olarak okumak mümkün.
Bankalar, yeni nesil kullanıcılara ulaşmak için her türlü kanalı değerlendirmeleri gerektiğinin farkında. Bu alanda gerek küresel gerekse yerel bazda FinTech kuruluşlarının önemli bir fonksiyonu mevcut.
Türkiye gelişen Pazar, dolayısı kötü rekabet yerine işbirliği öneriyorum
Düzenleyici kurumlar, Bankalar ve Fintech girişimleri işbirliği yaparak yenilikçi hizmetleri müşterilere ulaştırmayı hedeflemeliyiz. Türkiye’de unbanked (banka sistemi dışındaki kullanıcılar) ve finansal okuryazar olmayan kitlenin yüzde 40 seviyelerinde olduğunu düşünürsek, gidecek çok yol ve bakir alanlar mevcut.