İslami Finans

İslami finans; finans, ticaret, menkul, değerli madenler (Altın, gümüş), para, fon, tahvil, bono, faiz, borsa, kredi, kart, sigorta, e-ticaret, cryptocurrency (kripto para), blockchain, şeriata uygunluğu ve alternatif çözümler konusunda bilgi ve deneyimlerimi aktarmaya çalışacağım

Aile İşletmeleri Alternatif Finansman Yöntemi – Kitle Fonlama

#Doktora #PhD çalışmalarım kapsamında hazırladığım “Alternatif Finansman Yöntemi – Kitle Fonlama” #AlternatifFinansman #KitleFonlama bildiri ve sunumu için 9-10 Nisan tarihlerinde İstanbul Kültür Üniversitesi ‘nde 8. Aile İşletmeleri Kongresi ‘ne katıldım.

Sunumumdan bazı başlıkları, Aile İşletmeleri ve Kitle Fonlamanın açıklamlarını aşağıda bulabilirsiniz. 

Aile İşletmeleri

Aile büyüklerinin ailenin geçimini sağlama ve/veya mirasın dağılıp etkisini yitirmemesi amacıyla kurduğu ve yönettiği, yönetim kademelerinde aile üyelerinin çoğunlukta olduğu, karar alırken aile üyelerinin etkiliği olduğu ve aynı dönemde en az iki nesil aile üyelerinin istihdam edildiği kurumlardır.

Rakamlar ile Aile İşletmeleri

TAİDER (Türkiye Aile İşletmeleri Derneği) ‘in istatistiklerine göre ailei şletmeleri;
•Türkiye’de %95, ABD’de %90-95, İngiltere’de %75, İspanya’da %80 ve Almanya’da %60 yer almaktadır.
•Türkiye’de aile işletmeleri GSMH’nın yaklaşık %75 ’ini ve istihdamın da %85’ ini sağlıyor.
•Buradan anlayacağımız üzere; aile işletmesinin stratejik hedefler ile düzgün kurulması, sağlıklı yaşaması ve büyümesi, sürdürelebilir başarı ile sonraki nesillere aktarılması sosyal ve ekonomik olarak büyük bir önem taşıyor.

3-4 Kasım 2017’de yapılan 5. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi’nde ortak görüş;
•Aile işletmeleri küresel ekonomin %70 ‘ini ve en değerli markaların da %80 ‘nini oluşturmaktadır.
•Bu durum aile işletmelerinin sağlıklı ve sürdürülebilir şekilde gelecek nesillere aktarıldığında geleceğinde en önemli ekonomik kaldıracı olacağını gösteriyor.

TKYD (Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği) ’nin “Aile Şirketleri Öncelikleri Anketi” ‘nde ölçülen kriterler; sahiplik ve kontrol, aile anayasası, aile ile işletme yönetimi lişkileri, hissedarlık, kriz ve çatışma yönetimi, sonraki yönetici planı, ortak ve hissedar sözleşmeleriydi. Anket sonuçlarına göre aile işletmelerinin gündemi;
•%75 ‘inde finansman ve mali konular,
•%60 ’ında aile anayasasının eksikliği,
•%50 ‘sinde ise kurumsallaşma süreci tamamlanamamış olmasıdır.

Aynı anket sonuçlarına göre aile işletmelerinin gelecek planları; %52 profesyonel yönetim, 43% sermaye güçlendirme, %37 nesil devri, 37% teknolojik dönüşüm ve 21% satın alma-birleşme-bölünme şeklinde sıralanıyor.

 

Çalışma Önerimiz

Aile şirketleri öncelikleri anketine göre, aile işletmelerinin gündemini en yüksek oran olarak %75 oranında finansman ve mali konuların oluşturduğu tespit edilmiş olduğundan, hazırladığımız çalışmamız; göreceli olarak küçük ölçekli ve sermaye piyasalarında kayıt altına alınması açısından oldukça fazla güçlükle karşılaşabilecek işletmelerin (aile işletmeleri) finansmana erişimini kolaylaştırma amaçlı olarak, Kitle fonlamanın tanıtımını ve yöntemin yatırımcı ve aile işletmeleri nezdinde yaygınlaşmasını sağlamaya yöneliktir.

Kitle Fonlama

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde; yeterli miktarda risk ve girişim sermayeleri olmadığı ve borsa üzerinden halka açılma yükümlülüklerinin yüksekliği nedeniyle KOBI’ler için en iyi ve düşük maliyetli alternatif finansman kaynağı olarak kitle fonlaması öne çıkıyor.

Kitle fonlama; işletmelerin sahip olduğu vizyoner bir projesi ya da yeni bir girişimin dijital platformlar üzerinden grup halinde finanse edilmesidir.
•Bireysel yatırımcılar sahip oldukları birikimleri ile kitle fonlama platformları aracılığıyla mevcut işletme ve girişimlere finansman sağlayabilmektedir.
•Klasik borçlanma ve bankacılık sistemleri üzerinden finansman sağlamanın tersine kitle fonlama sisteminde bu şekilde bir aracıya ihtiyaç duyulmamaktadır.
•Finansman ihtiyacı olanlar işletme sahipleri ve girişimler, birikimi olan bireysel yatırımcılara ve fonlara doğrudan başvurur ve finansmana ilk elden ulaşır.

*******************

Aile İşletmelerinin temel sorunları, halka açılmanın avantaj ve dezavantajları, süreçte yaşanan sorunları dahil aşağıdaki başlıkların tamamını sunumumda bulabilirsiniz.

#AileAnayasasi #Nepotizm #AileKulturu #Kurumsallasma #SermayeYapilari #Girisim #KitleFonlama #MenkulKiymet #HalkaAcilma #Borsa

Sunumun tamamı:

We hosted and managed Blockchain & Bitcoin Conference in Istanbul

On 2018 March 1, we hosted and managed Blockchain & Bitcoin Conference on behalf of Smile – Expo in Turkey, an event dedicated to #Cryptocurrencies, #ICOs, and #Blockchain.

Blockchain & Bitcoin Conference Turkey

Blockchain & Bitcoin Conference Turkey

Speakers and topics of the conference which we covered:

  • * Gokhan Seckin, CEO at Kimlic. Presentation topic: Blockchain application in traditional industries (finance, education, event, insurance).
  • * Dr. Cigdem Ayozger, Founder of SRP-Legal. Presentation topic: Legal regulation of cryptocurrencies in the world and Turkey.
  • * Servet Gozel, Director at KPMG Turkey. Presentation topic: Blockchain & Cyber security.
  • * Fevzi Gungor, CEO at Odeal. Presentation topic:  Banks and FinTech. Exploring the new role of fintech in digital banking services.
  • * Matt Oguz, Managing Director at Venture Science. Presentation topic:   What is the investors’ perspective on blockchain startups?
  • * Bulent Tekmen, Co-Founder of Colendi. Presentation topic: How does blockchain technology change financial services in Turkey?
  • * Aleks Bozhinov, Co-Founder of Crowdholding. Presentation topic: Growthhacking ICOs: A data driven hustle.
  • * Stefano Virgilli, CMO at Copernicus Gold. Presentation topic: The marvellous world of ICO-llywood.
  • * Gordon Einstein, Managing Partner at CryptoLaw Partners. Presentation topic:  The Legally Compliant ICO/TGE: Securities Regulation, SAFTs and Beyond.
Blockchain & Bitcoin Conference Turkey

Blockchain & Bitcoin Conference Turkey

Besides, we had and I managed a panel discussion (participants – my dear friend Mr. Cemil Sinasi Turun, Mr. Gordon Einstein and me); we discussed and covered following topics:

#Cryptocurrencies, #ICOs, #Blockchain, #TurkishMarket, #TurkeyRegulation, #GlobalRegulation, #AmericanSEC, #WorldFirstCryptoCurrency, #TimeBasedCheck, #IslamicView, #Sharia, #BlockchainINKoran.    

Blockchain & Bitcoin Conference Turkey

Blockchain & Bitcoin Conference Turkey

 

Moreover, we had sponsors booth / stands in venue, and also sponsors had pitch sessions and they presented their product and services

#Bubbletone, #Selfllery, #Wizzle.io, #CointedToken, #exenium.io, #ThinkCoin, #Viso, #TransCrypt

In 2018, Digital and Mobile Payment Systems in Turkey

I presented “Digital and Mobile Payment Systems in Turkey” in “Understanding FinTech in Islamic Finance Workshop” on February 20-21 2018 at Marmara Taksim Hotel, Istanbul

ADFIMI Workshop on “Understanding FinTech in Islamic Finance”

ADFIMI, which stands for Association of National Development Finance Institutions (DFIs) in Member Countries of the Islamic Development Bank (IDB), was established as an autonomous independent international organization.

I helped Mr. Abdelmohaimen Mansi, CEO of Elamnagos to organize the event, and also invite the local speakers (I was also speaker) to the event.

ADFIMI Workshop on understanding FinTech in Islamic Finance

ADFIMI Workshop on understanding FinTech in Islamic Finance

Event was a 2-day workshop in The Marmara Taksim Hotel, Istanbul on 20-21 February 2018.

Workshop was about “Understanding FinTech in Islamic Finance” with the objective of providing a comprehensive overview and practical approach to understanding and educating financial professionals and practitioners on Islamic FinTech. This covered key areas of interest such as #CapitalMarket, #Banking, #FinTech, #TechFin, #IslamicFintech, #Takaful, #Crowdfunding, #Blockchain, #ICO, #Cryptocurrencies, #Regtech, #Insuretech and all #IslamicFinanceInstruments within #IslamicFinance. It was considered a critical time for banks to embrace technology disruption by understanding its impact.

#FinTech is the merger of financial services with the technology and has become a major buzzword in the economy globally, particularly in Islamic Finance. There are currently Islamic #FinTech landscape consists of 120 players in areas such as #crowdfunding to Exchange Traded Fund (ETF) to #cryptocurrencies.

We hosted advanced Finance, Technology, Regulation and Academic executives, to provide up-to-date information on opportunities, challenges and latest trends while engaging face-to-face with industry experts in a hands-on, practical environment curated for optimal learning.

ADFIMI Workshop on Understanding FinTech in Islamic Finance

ADFIMI Workshop on Understanding FinTech in Islamic Finance

Topics Discussed:

  • * Current impact, growth and development of #Fintech in general
  • * Value that #Fintech can add to the #Islamic #Financial Services Industry
  • * Overview of the #Islamic #fintech landscape with examples for real companies
  • * Highlight the bigger picture of the potential of #Islamic #FinTech and #TechFin
  • * Overview of #FinTech, #FinTech Ecosystems
  • * #Islamic #FinTech Opportunity in Africa
  • * A Look at Turkey #FinTech Landscape and Ecosystem (I presented this topic)
  • * Digital / Mobile #Payments in Turkey (I presented this topic)
  • * #Blockchain applications other than #Cryptocurrencies
  • * #Cryptocurrencies, #Bitcoin, #Etherium, #Ripple
  • * Payment Systems, Digital Commerce, Mobile Payments
  • * Alternative Financing P2P and Crowdfunding
  • * Governance and FinTech
  • * Financial Inclusion, #Microfinance, Micro-Takaful and #FinTech
  • * Artificial Intelligence
  • * #Regtech for compliance

 

Participants:

#ADFIMI announced the seminar to its member as well as non-member institutions and one week prior to the seminar 30 applications were accepted.

The total number of participants who showed up was 25, from which 20 were from ADFIMI Member institutions (three from Ziraat Participation Bank, two from SME Bank Malaysia, two from TEKUN Nasional Malaysia, five from Vakifbank Turkey, three from Industrial Development Bank of Turkey, three from Halkbank Turkey, one from Omdurman National Bank Sudan and one from Islamic Development Bank).

The participants were from 6 countries (#Turkey, #SaudiArabia, #Sudan, #Malaysia, #Libya, and #Palestine).

 

Evaluation:

At the end of the workshop, participants filled in an evaluation form. The evaluation report indicated overall satisfaction of the participants scored 77.1 %.

Katılım Bankacılığı Enstrümanları

Önceki yazımızda İslami Finans ve ülkemizdeki adı ile Katılım Bankacılığına giriş yapmıştık. Bu yazımızda da Katılım Bankacılığının temel prensipleri ile enstrümanlarını detaylandırmaya çalışacağız.
Faizsiz (Katılım) Bankacılığının oluşturulma nedeni ve çalışırken altın kuralı “Faizsizlik Prensibi”dir.
Genel iş alanı 3 parçaya ayrılabilir:
A. Fon toplama; kâr ve zarara katılma esasına göre fon kabul etmek ve müşteriye “sabit bir getiri” taahhüt etmemek,
B. Fon kullandırma; nakit kredi vermeyip müşterinin ihtiyaç duyduğu malı satıcıdan peşin alıp kendisine vadeli satmak veya iş sahibiyle proje bazında ortaklık oluşturmaktır.
C. Geleneksel bankacılık hizmetleri (bu hizmetlerde kesinlikle faizin her çeşidinden kaçınılmalıdır)
Katilim Bankaciligi

Katilim Bankaciligi

A. Fon Toplama Yöntemleri

Özel Cari Hesaplar
* Vadesizdir,
* İstenildiğinde çekilebilir veya ekleme yapılabilir.
* Herhangi bir kâr veya zarar sonucu doğurmayan hesaplardır.
Katılma Hesapları
* Vadeli hesaplardır, kâr veya zarara katılım vardır.
* Vadesinden önce para çekilebilir, vade bozulmaz.
* Ortaklık söz konusudur.
* Önceden belirlenmiş bir getiri ödenmez.
* Ödenecek getiri vade sonunda belli olur.
* Anapara garantisi verilemez.
* Sermaye- emek (mudaraba) yapısı üzerine kuruludur.

B. Fon Kullandırma Yöntemleri

İslami Finansın temelinde riba sözcüğünün (Türkçemizde faiz olarak geçen kelimedir) kâr marjı, vade farkı veya fiyat artırımı gibi terimlerle değiştirilmesi yeterli değildir. Dolayısı ile İslami Finansta yapılandırılacak tüm enstrümanlarda ticari faliyet, ürün / mal, kâr ve zarara ortak olmak ve tabiki sermaye-emek yapısı esas alınacaktır.
Türkiye’de kullanılan İslami Finansman enstrümanlarının çoğu murabaha esasına dayanmaktadır.

1. Kurumsal ve Bireysel Finansman Desteği – Murabaha (Maliyet Artı Kar Marjlı Satış/Mark-up trading)

Katılım Bankası ile fonu kullanacak olan kurumsal / bireysel müşteri arasında düzenlenecek sözleşme dahilinde, müşterinin ihtiyaç duyduğu her türlü emtia, menkul kıymet, gayrimenkul, hak ve hizmetin peşin olarak satın alınması ve kredi müşterisinin vadeli olarak borçlandırılması işlemidir.  Bir nevi kurumlar için işletme sermayesi ihtiyacının karşılanması anlamına gelir.
Bu yöntemle kullandırılacak fonlar karşılığında teminat alınması ve alım – satıma ilişkin belgenin katılım bankası ve müşteri tarafından muhafaza edilmelidir.
Murabahada banka müşterinin istemiş olduğu malı satın almakta ve satın alma fiyatına birtakım maliyetleri ve karı ekleyerek (örnek olarak malın fiyatı 100.000 TL olsun, masraflar, enflasyon ve kâr göz önüne alınarak +50% marj konularak 150.000 TL’ye) müşteriye satıp teslim etmektedir. Burada banka mülkiyetin üzerinde bulunduğu süre içerisinde gerçekleşebilecek mala ilişkin riskleri üzerinde taşımaktadır.
Murabaha yöntemiyle fon sağlamayı 9 adımda özetleyebiliriz:
1. Müşteri Bankaya fon sağlaması için başvurur,
2. Banka müşteri için elindeki veriler, sektör ve kamu kaynaklarından kredi değerlemesi yapar, uygunsa ilgili ticaret / mal / hammadde için fon limiti tahsis eder,
3. Müşteri ihtiyacı olan mal / hammadde için satıcı ile bir ön anlaşma (vaad) yapar,
4. Müşteri Banka ile kâr oranı ve geri ödemede anlaşır,
5. Banka Satıcıya mal / hammadde için sipariş verir,
6. Banka mal / hammadde satıcıdan peşin olarak alır,
7. Banka peşin aldığı mal / hammaddeyi müşteriye vadeli satar ve mal / hammadde müşteriye teslim edilir,
8. Banka müşteri ile sözleşmede antant kaldıkları fon + kâr miktarı kadar borçlandırır,
9. Müşteri borcunu Bankaya vadesinde öder
Banka, murabaha yoluyla doğrudan mal / hammadde ticaretinde bulunmakta ve bu yüzden elde ettiği kazanç da şeriat kurallarına göre ticari bir kazanç olarak meşru sayılmaktadır.
Murabahanın riba / faize girmemesi için temel esasları:
* Murabaha, bir malın veya hammaddenin, alıcı ve satıcının arasında anlaşması neticesinde belirli bir kâr marjının eklenmesi ile ödemeyi direkt satıcıya yapma işlemidir.
* Murabaha işleminde kesinlikle gerçek bir malın ticareti söz konusu olmalıdır.
* Murabaha işleminde genel kural dayanıklı malların finansmanıdır. Ancak dayanıklılık azaldıkça sözgelimi toptan et finansmanında vadeler kısa tutularak finansman yapılabilmektedir.
* Murabaha işleminde, alkol ve tütün gibi islamî kuralların dışında finansman mümkün değildir.
* Malın mülkiyeti ödeme taksitleri bitene ve mal nihai alıcısına satılana kadar bankada kalacaktır.
* Murabahada banka, hem satıcı hem de müşterisi ile iki ayrı sözleşme imzalamaktadır. Sözleşme imzalanırken, satılan ürün fiyatının, teslim ve ödeme planının belirlenmesi gerekmektedir.
* Murabahada malların üçüncü kişilerden satın alınmış olması zorunludur. Alıcı satıcı arasındaki dolaylı ilişki kabul edilemez.
* Satıcı müşterisinden vadede mal bedelini ödeyeceğine dair teminat isteyebilir. Bu teminat ipotek, rehin, bono, senet veya ihracat vesaiki olabilir.
* Alıcının mal bedelini vadede ödememesi halinde malın fiyatı arttırılamaz. Aynı zamanda alıcının mal bedelini vadeden önce erken ödemesi halinde ise malın fiyatı üzerinden indirim yapılamaz.
* Maddedeler içerisinde en önemlisi ise murabaha işlemlerinde alıcıya nakdi ödeme yapılamamasıdır. Ticari bankacılıktaki nakit kredi finansmanı seçeneği olmayan İslamî bankalar murabaha işlemlerinde de ödemeyi direkt alıcıdan bağımsız satıcıya yapmak zorundadır.

2. İcara (Leasing, Finansal kiralama)

İcara, geleneksel anlamdaki bankacılık sisteminin finansal kiralama faaliyetlerine benzemekte olup, doğrudan satış yerine, kiralama süresi sonunda mülkiyetin sembolik bir değer üzerinden alıcıya geçmesidir.
Faizsiz bankacılık faaliyetinde bulunan Katılım bankası, bir ekipmanı ya da bir binayı müşterilerinden birisine sabit bir tutar üzerinden ve sabit bir dönem için kiraya verir. Kâr-zarar ortaklığı ilkesinin aksine, bu tür bir sözleşmede önceden belirlenmiş ve sabit kılınmış bir getiri vardır.
Leasing temelde bir orta vadeli kredi işlemidir. Alışılmış kredi ilişkisinden farkı, kredinin kiracıya nakit olarak verilmemesidir. Kiracı, işinde kullanmak üzere almak istediği sabit kıymeti seçer ve bankadan bu işlem için kendisine kredi tahsis edilmesi talebinde bulunur. Banka tahsis ettiği krediyi kiracının seçtiği malın alımında kullanır. Banka satın aldığı sabit kıymeti kiracının kullanımına tahsis eder.
Kiralama süresi boyunca malın bakımı, onarımı, sigorta primleri vb. sorumlulukları kiracıya aittir.
İcara sürecini 9 adımda özetleyebiliriz:
1. Müşteri Bankaya fon sağlaması için başvurur,
2. Banka müşteri için elindeki veriler, sektör ve kamu kaynaklarından kredi değerlemesi yapar, uygunsa ilgili mal / hammadde için fon limiti tahsis eder,
3. Müşteri ihtiyacı olan mal / hammadde için satıcı ile bir ön sözleşme (vaad) yapar,
4. Müşteri Banka ile kâr oranı ve geri ödemede anlaşır,
5. Banka satıcıya mal / hammadde için sipariş verir,
6. Banka  mal / hammaddeyi satıcıdan peşin olarak alır,
7. Banka peşin aldığı mal / hammaddeyi  sözleşmede yer alan vade ve döviz cinsinden müşteriye kiralar,
8. Müşteri Bankaya kiralarını öder,
9. Banka sözleşme sonunda kiralanan mal / hammaddeyi müşterisine sembolik bir ücretle devreder.
Not:
* Finansal kiralama sözleşmeleri 3326 sayılı Finansal Kiralama Kanunu gereği 4 yıldan kısa süreli olamaz. Ancak Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen bazı sabit kıymetler için süre 2 yıla kadar kısaltılabilir.
* Geleneksel bankalar finansal kiralama yapma yetkisine sahip olmadıkları için büyük ortak kendisi olmak üzere finansal kiralama şirketleri kurmuşlardır. 90’lı yıllardan bu yana Katılım Bankaları selefi özel finans kurumları ve Finansal kiralama şirketleri icara işlemini yapabilmektedir.

3. Mudaraba (Emek – Sermaye ortaklığı / trust financing)

Mudaraba (emek-sermaye) sermaye sahibi ile bilgi-deneyim yani emek sahibi girişimcinin bir araya gelerek bir proje ortaklığı yapmalarıdır.
Mudaraba tipi finansman metodunda, ilgili iş veya projenin bütün masraflarını sermaye sahibi karşılar. Fon kullanacak girişimci ise işe emek ve ustalığını koyar. Güvene dayalı bir ortaklıktır.
Mudarabada, işin kârı, daha önceden belirlenen ve anlaşılan oran üzerinden taraflar arasında paylaşılır. Ortaklık ile kurulan iş / projeden zarar edilmesi durumunda, sermaye sahibi zararın tamamını karşılar. Emek sahibinin zararı o ana kadar harcadığı bilgi, deneyim, emek ve zamanıdır, buna alternatif maliyette diyebiliriz.
İstisnai olarak; zararın meydana gelmesinde müşterinin kasıt ve ihmali varsa, bu zarar kendisine tazmin ettirilebilir. Banka zararı minimuma indirmek için girişimcinin projesini çok yönlü olarak etüt etmeli; iş modeli, iş planı, MVP (minimum viable product / minimum uygulanabilir ürün), prototip ve fizibilitelerini derinlemesine uzman ekipleri ile incelemelidir. Kötüye kullanım, hesapsız ve kontrolsüzlük ihtimallerine karşı banka girişimciyi düzenli denetler ve gözlem altında tutar. İş / Proje  öngörülen fazlarda öngörülen miktarda kâr yapmadığı durumda fon kullanımını durdurabilir, fon harcanmasını belli mihenk taşları ve başarı göstergelerine bağlayabilir..
Bu modelde fon sahibi Katılım Bankası iş / projenin bütün masraflarını karşılar. Katılım bankalarının girişimci veya fon talebi yapan müşterisine fon kullandırması müşterek mudaraba sözleşmesi ile akit altına alınır. Bu sözleşme içinde; fon sahibi bankarabbü’l-mal (sermayedar), fon kullanan müşteri ise mudarib tanımı altında anılır.
Banka, mudaraba sözleşmesi içinde iş / proje kazancından isteyeceği kâr oranını müşterisine bildirir. Mudaraba usulü daha çok ticaretin finansmanında kullanılır. Bu ticaret dahili ve harici olabilir.

4. Müşaraka (Sermaye ve Kar-zarar ortaklığı / Partnership financing) 

Müşarakada müdarabadan farklı olarak ortaklığın her iki tarafı hem emek hem de sermayelerini bir araya getirir.
Müşaraka, bir yatırım / projenin finansmanı sağlanmak amacıyla, ortaklardan biri banka olmak şartıyla iki yada daha fazla ortağın, sözleşme hükümlerine göre ortaklık kurduğu, yatırımın sonuçlanmasından sonra kar ve zararın aynı şekilde sözleşmedeki katılma payları oranında paylaşıldığı bir ticari ortaklık ve fonlama türüdür.
Müşarakada ortakların çabalarının veya sermayelerinin eşit olması gerekmiyor. Başka bir deyişle müşaraka iki ve daha çok kişinin ticaret yapmak ve kârı paylaşmak üzere ortaklık kurması olup, burada her ortak şirkete belli tutar sermaye veya sermaye + emeği ile ortak olmaktadır. Net karın paylaşılması sözleşmede akit altına alınmaktadır. Zarara katlanma ise sermaye oranlarına göre yapılmaktadır.
Bankanın kâr ve zarardan alacağı pay ile varsa alacağı teminatlar, “Kâr-Zarar Ortaklığı Yatırımı Sözleşmesi” ‘nde açıkça belirlenir.
Not: Bu sözleşmelerde proje kârlılığından bağımsız olarak önceden belirlenmiş bir kâr taahhüdü söz konusu olamaz.
Müşaraka yöntemi genellikle sanayi ve ticaretin finansmanında kullanılır. Teçhizat ve makine sağlanmasında müşaraka yöntemi başarıyla uygulanabilir.
 
Müşarakayı teknik olarak ikiye ayırabiliriz:
* Sürekli Müşaraka: İş / proje devam ettiği süre içerisinde banka ve müşterinin ortaklığı devam eder.
* Azalan Müşaraka: Bankanın ortaklık payı, zamanla hisselerinin belirlenmiş vadelerde müşteri tarafından satın alınması ve proje bittiğinde tamamen müşterinin mülkiyetine geçmesi ile tamamlanabilir.
Müşaraka sürecini 5 adımda özetleyebiliriz:
1. Müşteri Kar-Zarar ortaklığı yapmak için Bankasına başvurur,
2. Banka ortaklık için proje ve ortaklık değerlemesi yapar, uygunsa ortaklığa karar verir,
3. Banka ile ortak olacağı müşteri arasında “Kar-Zarar Ortaklığı Sözleşmesi” imzalanır,
4. Ortaklık projesi uygulamaya geçer,
5. Ortaklık projesi sonunda oluşan kar veya zarar taraflar arasında paylaşılır.
Müşaraka ve Mudaraba arasındaki temel farklar: 
* Müşarakada tüm ortaklar yatırım yapmaktadır. Mudarabada ise yatırım sermayedar tarafından yapılmaktadır.
* Müşarakada tüm ortaklar, mudarabada ise sadece mudarib yönetimde söz sahibidir.
* Müşarakada zarar sermayedeki paya göre dağıtılır, Mudarabada ise zarar sermayedara aittir.
* Müşarakada tüm ortaklar sınırsız sorumluluk sahibidir.
* Müşarakada tüm varlıkların mülkiyeti ortaktır. Mudarabade ise tüm varlıklar sermayedarın mülkiyetindedir.

5. Karz-ı hasen (Faizsiz Ödünç)

İslami kurallara göre nakit para finansmanı yoktur, borç verme işlemi de sadece faizsiz borç anlamına gelen karz-ı hasen ile geçerlidir.
Karz-ı hasen daha çok yoksullara temel gereksinimlerini karşılamak için verilmekte olup, bu nedenle boyutları küçük ve etkisi sınırlıdır. Ayrıca Katılım bankalarının kullandırdıkları kredi tanımında geçen ve herhangi bir şekil ve surette verilen ödünçler kapsamında Katılım bankalarınca müşterilerine karz-ı hasen vermeleri uygulaması gösterilebilir.
Banka yönetimi zor durumda olan, banka ile büyük ölçüde çalışan müşterilerine karşılıksız olarak, durumu düzeldikten sonra aynen tahsil edilmek üzere kaynak tahsis edebilir.
Not: Katılım bankaları bu durumda kara ve doğabilecek zarara katılmazlar. Burada kar veya zarara ortaklık söz konusu olmadığı için, karz-ı hasen, toplanan fonlardan değil, katılım bankalarının özsermayelerinden veya cari hesaplarından verilebilmektedir.
Karz-ı hasen’de herhangi bir menfaat beklenmez. Taraflar arasında yapılan sözleşmede geri ödeme, verilen borç miktarına eşit olmaktadır. Karz-ı hasende belirlenen süre de bağlayıcı değildir. Alacaklı taraf, istediği zaman alacağını talep etme hakkına sahiptir.

6. Selem (İleriye dönük satın alma, future sale) 

Para peşin, mal veresiye olacak şekilde yapılan satış türüdür. Cinsi, miktarı, niteliği belli standart mallarda yapılır. Kısaca belirli şartlarda vadeli mal satışının tersidir.
Selem, ödemenin nakit olarak sözleşme anında yapıldığı, ancak satın alınan varlığın teslimatının önceden belirlenmiş tarihe kadar ertelendiği bir alım-satım işlemidir.
Selem daha çok emtia finansmanında kullanılmakta olup, peşin ödeme karşılığı ileri vadede teslimata dayalı ileri (forward) sözleşmeler ile aynı sözleşmelerdir. Bir başka deyişle banka paralel selemle riskini hedge ettiği selem sözleşmesi, belli tutardaki standart bir malın, menkul kıymetin, finansal göstergenin ya da yabancı paranın işlem anında belirlenmiş fiyattan, belirli bir yerde ve belirli bir tarihte satın alınmasını ya da satılmasını içeren alım-satım (vadeli işlem) sözleşmesidir.
Selem sözleşmeleri genellikle tahıl, petrol, demir ve benzeri ölçülebilir ve standartlaştırılabilir emtia üzerine yapılmaktadırlar. Bu sözleşmelerin fonlanması için çıkarılan sukuklar, ikinci el piyasada nominal değer üzerinden işlem görebilmekte olup, emtianın teslim tarihindeki fiyatına yönelik beklentiler doğrultusunda alınıp satılabilmektedir
Salam kapsamındaki işlemlerde malın fiyatı spot piyasada ödenir, ancak teslim edilmesi belli bir süre sonra gerçekleşir. Yapılan anlaşmalarla ticaretin konusu, fiyatı ve teslim tarihi tam olarak belirlenir. Mal zamanında teslim edilmezse müşteri ödemesini geri alır ya da mal teslim edilinceye kadar beklemeyi tercih edebilir.
Not: Türkiye ‘de enflasyonun çok yüksek olduğu dönemlerde evlenecek çocukları için aileler beyaz eşya ve mobilya gibi malları ön ödemeli kampanyalar ile alırlardı. Dolayısı ile hem enflasyondan etkilenmez, hemde çocuklarının evlendiği günlerde yeni çıkabilecek güncel modelleri alma hakkını elde ederlerdi.

7. İstisna (Siparişe dayalı satın alma)

Belirli bir bedel karşılığında, hammadde üreticiden olacak şekilde sanatkarlara bir eşya yaptırmak üzere yapılan sözleşmedir.
İstisna prensipleri ticarete konu olan malların dışında selem ile temel olarak aynıdır.
 
İstisna ile Selem arasındaki temel farklar:
* İstisna, seleme göre daha özel mallar için geçerli bir sözleşmedir.
* Selem sözleşmesinden farklı olarak istisna sözleşmesinde spot piyasada malın ücretinin hepsi ödenmeyebilir.
* İstisna sözleşmesi, sözleşme tarihi bitmeden, üretici mallar üzerinde çalışmaya başladığı anda tek taraflı iptal edilebilir. Selem sözleşmesi ise ancak sözleşme işleme konulmadan iptal edilebilir. Sözleşme işleme konulduktan sonra iptal edilemez.
* Malın teslimi selem sözleşmelerinde tespit edilmiştir. Ancak istisna için böyle bir ayarlama yapılmamıştır.
* İstisna sözleşmeleri belirli bir malın üretimi (ev inşası) için iken; selem sözleşmesi emtia ve tarım ürünleri için olabilir.

8. Mal Karşılığı Vesaikin Finansmanı

Mal karşılığı vesaikin finansmanı, Banka ile fon kullanan arasında düzenlenecek olan yazılı bir sözleşme dahilinde, mal karşılığı vesaik mukabilinde fon kullandırılması işlemidir.
Dış ticaret ve kambiyo mevzuatı çerçevesinde, Katılım bankası ile fon kullanan gerçek ve tüzel kişi arasında düzenlenen bir sözleşmeye istinaden, mal karşılığı vesaikin, Banka tarafından peşin satın alınması ve vadeli olarak fon kullanana daha yüksek bir fiyattan satılmasıdır.
Vesaikin finansmanı enstrümanında da gerçek bir malın ticaretinin yapılması gerekmektedir. Bir anlamda yurtdışı kurumsal finansman desteği olarak nitelendirilebilir.
Not: Dış ticarette, ihracatı yapan taraf malla birlikte sadece suret evrak gönderir, malı gümrükten çekebilecek orjinal belgeleri kendi bankasının ithalatçının ülkesindeki muhabir müşteri bankasına gönderir. Malın bedelini ödeyen ithalatçı / alıcı evrakları (sevk belgesi, fatura vb) muhabir bankadan alıp malını gümrükten çeker.
Dış ticarette; ithalatçıya karşı güven tam olmalı, ithalatçının ödeme gücü hakkında kuşku bulunmamalı, malın ithal edildiği ülkedeki siyasi, ekonomik ve hukuki şartların istikrarlı ve güvenilir olması gerekmektedir.

9. Sukuk (İslami Bono)

Sukuk ticari bir varlığın menkul kıymetleştirilerek sertifikalar aracılığıyla satımı ve daha sonra kiralanmasıdır. Varlık bir müddet sonra tekrar geri alınır.
Sukuk, varlık senedi veya menkul kıymetleştirilmiş varlık şeklinde de isimlendirilmektedir. Sukuk diğer borç senetlerinden (Bono, Tahvil, vb.) farklı olarak varlığa dayanmak zorundadır. En basit şekliyle sukuk bir varlığa sahip olmayı veya ondan yararlanma hakkını göstermektedir.
Sukuku diğer borç senetlerinden ayıran en temel özellik, nakit akışı hakkı yanında mülkiyet hakkınında sukuk sahibine verilmesidir.
Katılım bankaları, Hazine Müsteşarlığı veya özel sektör tarafından ihraç edilen kira sertifikaları ihalelerine girip, aktiflerine kira sertifikası alabilmekte aynı zamanda kendileri sukuk ihraç edebilmektedirler. İhraç edilen kira sertifikaları BİST’de list edildikten sonra, Borsa İstanbul Borçlanma Araçları Piyasasında alınıp satılabilmektedir.
Sukuk faizsiz olması özelliği ile İslami esaslara uygun bir menkul kıymet olarak kabul edilir; proje, varlık ve bilanço endeksli olarak düzenlenebilmektedir. Genellikle icar veya diğer sukuk anlaşmalarından oluşur, tedavül kabiliyeti olup olmamasına göre ikincil piyasası olan ve olmayan sukuk şeklinde de bir ayrıma tabi tutulabilir.
Sukuk enstrümanının işlem hacminin önümüzdeki yıllarda Türkiye ‘de de yüksek oranda artması bekleniyor.
Not:
1. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Türkiye’de Kira Sertifikaları ile ilgili ilk Tebliği 1 Nisan 2010 tarihinde yayımladı. İkinci tebliği ise daha geniş kapsamlı olarak 2013’te yayımlandı.
2. Türkiye’nin de üyesi bulunduğu İslam Kalkınma Bankası’nın net aktif değerlerini teminat göstererek çıkarttığı Sukuk, kredi derecelendirme kuruluşlarından “AAA” kredi notu alıyor, bu sayede geleneksel yatırımcılardan da çok ciddi talepler görmektedir. Ek olarak; İslami bankalar, Sukuk şeklinde bono ve tahvil çıkararak, ipotekli konut kredisi ve otomotiv kredileri veriyorlar.

10. Tekâfül (İslami sigorta)

Tekafül, modern dünyadaki sigorta uygulamasının İslam dünyasındaki karşılığı sayılabilir.
Paylaşılmış sorumluluk veya paylaşılmış garanti prensibine dayanmakta olup, klasik sigortacılıktaki belirsizlik kavramı bulunmamaktadır. Tekâfül, “dayanışma” anlamına gelmekte olup, Arapça kökenli bir kelime olan kefaletten türemiştir.
İslam dünyasında çeşitli ülkelerde, farklı yorumlarla uygulanmakla birlikte, aşağıdaki ilkelerde asgari müştereklik vardır:
* Kâr amacı gütmeyen sigortalıların bir araya geldiği kooperatif sigortacılığı.
* Sigorta şirketinin biriktirdiği fonların faiz dışı yatırım araçlarında değerlendirilmesi.
* Hasar ve sorumlulukların katılımcıların paylarına göre bölündüğü bir toplumsal sigorta havuzu modeli.
Tekafül, geleneksel sigortacılıktan farklı olarak ortak sigortacılığı baz aldığı için İslami kurallar dahilinde yapılabilmektedir. Genellikle tekafül sözleşmelerinde mudaraba veya vekalet usulleri uygulanmaktadır. Her iki şekilde de, katılımcılar ve şirketin kar paylaşımı esas alınmıştır. Örneğin mudaraba usulü sigortacılıkta, şirket de grup üyesi olup, yönetim ücreti almazken, vekalet usulünde şirket sisteme katılmayıp, yönetim ücreti almaktadır.
Üç tip tekafül türü vardır:
* Genel Tekafül (İslami Genel Sigorta),
* Aile Tekafül ( İslami Hayat Sigortası)
* Retekafül (İslami Reasürans) dür.
Tekafül tipi islami sigortada sigortalı yatırdığı primlerin nasıl değerlendirildiği ve nerelerde kullanıldığını bilmek ve sorgulanmak ister.
 
Tekafül sigorta sürecini şu şekilde özetleyebiliriz:
* Mal / varlığını sigorta ettirmek isteyen sigorta kurumuna gelip üye olurlar ve belli bir süre (yıllık, aylık) bedel öderler.
* Bu para onların namına kaydedilir, toplanan paraların belli bir miktarı hasarları ödemek için ayrılır, geri kalanı ile de yatırım ve ticaret yapılır.
* Yapılan yatırım ve ticarete de bütün üyeler ortaktır, bazen yapılan ticaretin geliri sigortalıların hasarlarını karşılamakta, üstü de fona gelir kaydedilmektedir.
* Gelir fazla olmaz ise hasarlar havuza toplanan paradan ödenir.
* Kurumun giderleri de yine fondan ve ticari, gelirden karşılanır.
Türkiye’de hükümetin son hazırlığı ve ekonomiden sorumlu bakanlarının açıklamaları ile tüm sigorta şirketlerimiz hazırlıklarına başladı. Umuyoruz çok yakında sadece pencere usülü ile değil islami hassasiyetleri önceleyen Tekafül sigorta şirketlerimiz olacak.
 
Sonraki yazılarımızda; İslami Finans enstrümanları ile bugün çok popüler olan Crowdfunding (Kitlesel Fonlama), Blockchain (Blok zinciri) ve CryptoCurrency ICO (Kripto Para halka arzları) benzerlikleri ve beraber nasıl çözülebileceği konusunda düşüncelerimi yazacağım.

İslami Finans ve Katılım Bankacılığı

Bu yazımda, sizleri İslam medeniyetinin altın çağına götürüp, bugünün gelişmiş ülkelerinin o gün ticaret yollarını kaptırdığı için İslam medeniyetini alt etmek için çıktığı keşifler, elde ettiği ganimet, değerli maden ve doğal kaynakları ülkelerine getirerek sermayeye daha sonrada bankacılık sistemine dönüşen sistemi nasıl oluşturduklarını aktaracağım.

XV. Yüzyıl – İslam Medeniyetinin Altın Çağı

15. yüzyılda altın çağını yaşayan İslam medeniyeti tüm ticaret yollarına hakim olmaya başladı, ticaret için tıkanan batı yeni arayışlara girdi. Keşifler çağında hayata geçiren batı, elde ettiği sermaye birikimini ise oluşturduğu yeni sistem (bankacılık) ile resmileştirdi.

15.yüzyılda rönesans İtalya’sının büyük kültürel erime potasında atılır. Her ne kadar Rönesans sanat, bilim, edebiyat ve felsefeyle ilişkilendirilse de, tüm bunların kamçılayıcısı para olmuştur: Zenginlik ve himayecilik, sanat ve mimaride meyve veren bir dönem başlatmıştır. Daha renksiz gelişmeler olaraksa para yatırılabilen ve belki daha da önemlisi borç alınabilen bankalar doğmuştur.Emperyalist bir şekilde elde ettikleri yeni kıtalarından kazandıkları kıymetli madenleri gemilerle banka hesaplarına aktaran batı sonraki dönemlerde sistemlerini geliştirdiler.

Yüzyıllar ilerledikçe, iç taht kavgaları, İslam ülkeleri arası meshep savaşları ve güç savaşları ile medeniyetini ileriye götüremedi, sonuç olarak ganimet ve vergi sarmalının içinde hapis oldu. İslam ülkeleri batılı bankaların kredi müşterileri haline geldiler. 20. yüzyıl ortalarına geldiğimizde, Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelerde ortaya çıkan İslamî bankacılık modelleri bir bir hayata geçmeye başladı. İslam ilk ortaya çıktığı ve kitabımız Kur’an-ı Kerim dünyaya indiğinden bu yana faizsiz bir ekonomik modeli benimsemiş olmamız ve bir çok İslam alimi bu yönde eserler vermesine rağmen, yüzyıllar boyunca İslam alemi ve halkımızın benimseyeceği bir modeli ortaya koyamadık. Bence bu durumun temel nedeni; İslam ülkelerinin kazandığı savaşlardan elde ettiği ganimetler, topraklar, vergi gelirleri ve toplumun dinamikleri bir değişikliğe ve sistemini geliştirmeye gerek duymamış sonuç olarak tembelleşmiştir.

Yüzyılın başından itibaren başlayan ferdi modeller, organize ve çağdaş metotlarla ilk defa Suudi kralı Faysal döneminde hayata geçirilmiştir. Asya ve Afrika kalkınma bankalarının kuruluşuna paralel olarak Cidde’de kurulan (20 Ekim 1975) İslam Kalkınma Bankası’nın İslam ülkelerindeki kamusal projelere yaptığı malî katkılar çok önemli boyutlarda olmuştur.Geleneksel bankacılığın 400 yıldan fazla olan geçmişine bakıldığında, henüz 42 yıllık bir geçmişi olan İslamî Bankacılık endüstrisinin oldukça genç olduğu görülmektedir.

 

Katılım Bankacılığının dünyadaki yeri

Dünya’nın milli gelir hacmi $80 trilyon dolara koşuyor. Finans sektörünün hacmi de bu civardadır diyebiliriz. Zira milli gelir ve ticaretin toplamı ile sistemin finansmanını besleyen Finans sektörünün hacmi paraleldir.

Son beş yılda yıllık ortalama yüzde 17 (17%) büyüme kaydeden Küresel Faizsiz Bankacılık sistemi, önümüzdeki 5 yıllık dönem boyunca da aynı yüksek büyüme trendini istikrarlı olarak sürdürerek 2019 yılı itibariyle toplam varlıkların $2 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu da Faizsiz Bankacılık Sisteminin Dünya toplam Finans hacminin yaklaşık yüzde 2 (2%) civarına tekabül edeceğini söyleyebiliriz.

Ülkemizde ise, katılım bankalarının, genel bankacılık sektörü içindeki toplam varlık payı, son on yılda %2’den %5,2 düzeyine yükselmiştir. Türkiye’nin dışında ağırlıklı olarak özellikle Malezya ve Körfez ülkelerinden Katar, Kuveyt, Bahreyn ile İngiltere faizsiz bankacılıkta önemli bir yere sahiptir. Dünya genelinde Faizsiz Bankacılık Sistemi hacminin bir kısmı (pencere sistemi ile) İngiltere’ye aittir diyebiliriz.

Batılı devletler de körfez ve İslam coğrafyasındaki sermayeyi kendilerine yönlendirmek istedikleri için de “Pencere Sistemi” ile Faizsiz Bankacılık hizmeti sunuyorlar.

 

Geleneksel Bankacılığın faaliyet alanları

Bildiğiniz üzere geleneksel Bankacılık üç ana alanda faaliyet yapar:

1.Fon toplar,

2.Fon kullandırır,

3.Klasik Bankacılık hizmetlerini yapar.

Kısaca anlatmak gerekirse, geleneksel Banka Bankacılık lisansı ve mevzuatlar çerçevesinde tasarruf sahiplerinden fon toplar, toplanan fonları düzenleyici kurum ve merkez bankasının izin verdiği çarpanlar ile ihtiyaç sahiplerine kredi şeklinde kullandırarak ekonomiye enjekte eder.

Klasik Bankacılık hizmetleri olarak da; hesap yönetimi, ödeme ve tahsilat hizmetleri, BES, sigorta, iç ve dış ticarete aracılık eder, sanayi kuruluşlarına destek, iştirak eder, kiralık kasa, değerli maden, menkul kıymet, sertifika, borsa faaliyetlerine fiilen katılır, ülkenin kalkınmasını destekler ve yönlendirir.

 

Katılım Bankacılığının (Faizsiz Bankacılık) faaliyet alanları

İslami Finans dişlileri ticareti, reel sektörü ve ortaklığı destekler

Faizsiz Bankacılık Türkiye ‘deki adı ile Katılım Bankacılığı, 1. sıradaki fon toplama kısmında Klasik Bankacılıktan ayrılır, sabit bir getiri yani faiz sözünde bulunamaz. Klasik Bankacılık sisteminde borç anlaşması yapılır, bildiğiniz gibi Kur’an ve Sünnette borç verildikten sonra fazlalık yani ek gelir elde edilmesi, ismi ne olursa olsun ribadır, faizdir ve sonuç olarak haramdır.

1. Fon toplama örneği üzerinden gidelim:

Klasik Bankacılık sistemine mevduat olarak 100 bin TL borç verirseniz, banka borç anlaşması karşılığında size bugünkü faiz oranları ile yıl sonunda 115 bin TL verir. Katılım Bankacılığı sisteminde ise bu fon yıl boyunca çeşitli ticari faaliyetlerde çalıştırılır, proje ve işlere yatırılır, bu faaliyetler sonucunda ne kadar kar elde edilirse yüzde 80 (80%) gibi bir oran fon sahibine, kalan yüzde 20 (20%) oran ise Katılım Bankasına kalır. Katılım Bankacılığında borç değil ortaklık anlaşması yapılır. İslam Finans’ta buna “mudaraba” diyoruz. Yani emek sermaye ortaklığı yapılıyor. Elde edilen kazancı paylaşma şeklinde bir anlaşmadır.

2. Fon kullandırma örneği üzerinden gidelim:

  • * Klasik Bankacılık sisteminde fon kullanılmak istendiğinde, aynı şekilde borç anlaşması yapılır. Örneğin, Klasik Bankacılık sisteminde, mal/sermaye sıkıntısı yaşayan müşterisine banka topladığı fondan 100 bin TL veriyor ve geriye vadesine göre faizi ile beraber 125 bin TL alıyor. Tabi bu arada bir çok taşınır, taşınmaz teminatlar alıyor. Bu da yine İslam’a göre caiz değildir.
  • * Katılım Bankacılığında ise bir malı, aracı, makinayı veya binayı/ofisi işletme adına peşin alıp aynı şekilde işletmeye vadeli satış şeklinde satılabiliyor. İslam Finans’ta buna “murabaha” diyoruz.
  • * İslami Finans’ta önemli 3. model “müşaraka” ortaklık modeli olarak isimlendiriyoruz. Burada bir işletme veya firma sahibi bankaya, yada banka kuruma ortaklık teklif edebilir. Ortaklık anlaşmasına göre elde edilen kâr ve zarar yazılan şartlara göre bölüştürülür.
  • Katılım Bankalarının Klasik Bankacılıktan en önemli farkı fonu toplarken ve kullandırırken faize bulaşmamasıdır. İslami Finans’ın ana amacı reel piyasayı, ticareti ve mal / şirket sahipliğinin tabana yayılmasını desteklemektir.
  • Türkiye’de İslami Finans alanının gelişmesi ve İslam ülkeleri arasında bayraktarlığa hazırlanması için büyük bir vizyon, katma değeri yüksek fikir, hikaye ve projeler gerekiyor. Bu yönde güzel bir gelişme var; Kalkınma Bakanlığı ve Katılım Bankaları Birliği arasındaki oluşturulan vizyon ve projeler ile Katılım Bankacılığı 2025 yılında Türkiye tüm Bankacılık sistemi içindeki payını yüzde 15 (15%)’e çıkaracak.
  • Sonraki yazımda İslami Finans, Sukuk ve Katılım Bankacılığı enstrümanlarına biraz detaylı giriş yapacağız.
  • Bir sonraki yani bu konu hakkındaki 3. yazımda da; günümüzün en popüler konuları Crowdfunding (Kitlesel Fonlama), Blockchain (Block zinciri) ve Blockchain üzerinde çalışan CryptoCurrency (Kripto para) ile bunların yatırımcı ve halka açılması konusu olan ICO (Initial Coin Offering) ‘nun aslında İslami Finans ‘ın mevcut enstrümanları ve kuralları ile yapılabileceğine dair görüş ve naçizane önerilerimi aktaracağım.

 

Kültürümüzde bulunan İmece ve Salma, Kitlesel Fonlama ile popüler hale geliyor

İmece ve Salma

İmece, beraber yaşayan topluluklarda işlerin gönüllü ya da zorunlu olarak ve elbirliği içinde yapılması anlamına geliyor. Genellikle kırsal yerleşim yerlerinde, birçok kişinin toplanıp elbirliğiyle bir kişinin tarlasını sürmek, ekinini biçmek, harmanını kaldırmak, mısırını, fındığını toplamak vb. gibi bir işini görmesi ve böylece herkesin işlerinin sırayla bitirilmesi. Bir arada yaşayan topluluk bazı sorunların giderilmesine karar vermişse, herkes kaynak ve imkanı doğrultusunda iş gücü açığını karşılamak zorundadır.

Eğer bir amaç ve gerçekleştirilecek proje için para toplanacaksa buna da salma denir. Para toplanması karar alınmışsa, herkes imkanı ölçüsünde maddi katkı yapmak zorundadır. İmece ve salma bir arada yaşayan Anadolu topluluklarında yazılı olmayan hukuka dayalı, herkes tarafından kabul gören bir dayanışma örgütüdür. Bir belediyenin yapması gereken pek çok işi, belediye olmadığı zamanlarda ve kırsalda hala bu usulle yapılır.

İmece usulü ile yapılabilecek işlere bazı örnekler: Köyün kanalizasyonunun yapılması. Köyün merasının temizlenmesi. Düğün yerlerinin kurulması. Okul inşaatı. Cami inşaatı. Okulun yakacağının toplanması. Köyün korusundan ağaç kesilmesi. Köy fırınının temizlenmesi. Hayır işlerinde gereken ortak çalışma. Düğünlerde sandalye, güğüm, kazan gibi eşyaların gereksinimi karşılamak. Köye misafir gelmişse ağırlamak. Köylerde hep birlikte yapılan işler.

Salma yapılması gereken ve gerekebilecek durumlara örnekler: Köyün hayrı için para toplamak. Askere gidecek kişilere yardım için para toplamak. Köyde yapılan bilumum inşaat için para toplamak.

Salma veya imece kararı muhtar ve ihtiyar heyeti tarafından alınıyor, Kitle Fonlama ‘da da sistemde açılacak projelere Platform yönetimi, öncü/melek yatırımcılar ve influencer (ünlü ve etkileyiciler diyelim) ‘lar karar veriyor.

 

Kitlesel Fonlama

Belediye ve kamu otoritesinin yapması gereken pek çok iş, yerelde bu usulle yapılırdı. Aynı şekilde bugün Türkiye ‘de yeterli ve riske yatırım yapan yatırımcı olmaması nedeniyle fikir ve projeler doğrudan halka açılacak. Bu çalışmalara da popüler adı ile Kitlesel Fonlaması (Crowdfunding) diyoruz.

En basit haliyle, kitlesel fonlama bir proje ya da girişimin bir grup insan tarafından internet aracılığı ile finanse edilmesidir. Teoride kişiler yapmış oldukları birikimler aracılığıyla mevcut yatırımlara dolaylı yollarla finansman sağlamaktadır. Örneğin, yatırımlara bankalar aracılığıyla finansman bulma gibi geleneksel yöntemlerde bankaların, para birikimi olan kişilerle paraya ihtiyacı olan kişiler arasında aracı görevini üstlenmesi söz konusudur. Ancak, klasik yöntemlerin tersine kitlesel fonlama yönteminde hiçbir aracı kuruma ihtiyaç duyulmadan finansmanın ilk elden kullanılması sağlanır. Finansman ihtiyacı olanlar, yatırım yapacak kişilere (kalabalığa) doğrudan başvurur. İletişim ise internet aracılığıyla sağlanır.

Kitlesel fonlama özellikle 2008 yılında yaşanan küresel finansal krizden sonra küçük ölçekli ve erken aşama şirketlerin finansman bulmakta yaşadıkları zorluklara bir çözüm alternatifi olarak ortaya çıkmıştır. Banka ve yatırım fonların yeni girişimleri ve küçük işletmeleri riskli sınıfına aldıkları için kredi vermiyor; dolayısı ile küçük ölçekli işler ve girişimler için finansman maliyeti artıyor. Dijital teknoloji ve her an her yerde mobil cihazlar ile internete bağlanabilme imkanı finansman bulma, alışveriş yapma, bağış toplama ve büyük topluluklara erişimi kolaylaştırdı, bu sayede kitlesel fonlamanın kısa sürede yaygınlaşmasını bekliyoruz.

Kitlesel Fonlama son altı yıl içerisinde özellikle gelişmiş ülkelerde önemli bir ilerleme göstermiş durumda. Günümüzde başta Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere ‘de yasalaşmış olan “Kitlesel Fonlama” muhtemelen Türkiye olarak mevzuata alan 3. ülke olacağız. Diğer taraftan halen Kuzey Amerika, Latin Amerika, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da bulunan 45 ülkede aktif olarak faaliyette bulunan toplam 672 kitle fonlaması platformu bulunmaktadır. Kitlesel Fonlama platformlarında 2015 yılında dünya genelinde 5 milyar dolarlık işlem hacmine ulaşıldı. Benzeri şekilde Türkiye’de melek yatırımla ilgili mevzuat çıktıktan sonra 16 tane melek yatırım ağı oluştu, ve bugüne kadar 800 melek yatırımcının işlem hacmi yaklaşık 500 milyon euro civarına ulaştı.

Yeni nesil finansman deniyor, aslında İslami Finans içinde zaten var!

Kitlesel fonlama yöntemiyle, tecrübeli ve tecrübesiz yatırımcıların bir araya gelmesi ve yatırım ortamından uzak duran yatırımcı kitlesinin tasarruflarını yatırıma yönlendirmesi, böylece sermayenin tabana yayılması hedefleniyor.

Sonuç olarak küçük tasarruf sahipleri de işletmelerin ve girişimlerin ortağı olarak faiz yerine ticaret ve aktif ekonominin içinde yer almış olacaklar.

Tam burada İslam’da Ticarete atfedilen önem ve İslami Finans ‘da bulunan Mudaraba ve Müşaraka ürünlerine değinmek ve ortak yönlerini görmemek olmaz. İslami Finans konusunda okuduğum kitap ve makaleler ile edindiğim bilgi ve deneyimi sizlere farklı makale ve yazılar ile aktarmaya çalışacağım.

Yeni mevzuat ile SPK (Sermaye Piyasaları Kurulu) tarafından yetkilendirilecek Kitlesel Fonlama platformlarının işlettikleri internet siteleri vasıtasıyla girişimcinin kitleye, kitlenin girişimciye erişimini sağlayacak yatırım ortamının sağlanmasına dönük düzenlemeler yapılıyor. Kamu maliyesine yük getirmeden başta teknoloji ve inovasyon odaklı yatırımlar olmak üzere tüm sektörlerde erken aşama finansmana ihtiyaç duyan girişimci sayısı ve bunların finansmana erişiminin artırılması hedefleniyor.

Yasal Mevzuat ne durumda?

    * Mevzuat ve 6362 SPK kanun değişikliği Meclis’e intikal etti, yakında TBMM ‘den geçmesi bekleniyor
    – 6.12.2012 tarihli 6362 SPK kanunun 3. tanım maddesinde (e-Halka açıklık) ve (h-İhraççı) bentleri değiştirilerek Kitle fonlama Borsa ve mevduat toplama dışına alınmıştır. (z-Kitlesel Fonlama) benti eklenerek kanun Kitle Fonlama ile halktan para toplama imkanı sağlanacaktır.
    – 4 ve 16. maddelerde değişiklik ve eklenen 35/A maddesi ile Kitlesel Fonlama ‘ya ilişkin düzenleme yapma ve kitle fonlaması platformlarının yetkilendirilmesi yetkisi SPK’ya verildi.
    * Kitlesel Fonlama platformlarının kurulabilmesi ve faaliyete başlaması için SPK’dan izin alması gerekiyor.
    * Platformların kuruluşlarına, ortaklarına, pay devirlerine, çalışanlarına, her bir fon sağlayıcı tarafından yatırılabilecek veya proje sahipleri ile girişim şirketleri tarafından toplanabilecek paranın azami limiti, faaliyet ilke ve esasları SPK tarafından belirlenecek.
    * Kitlesel Fonlama platformları 6362 nolu kanundaki 37 ve 38. maddelerdeki borsalar, piyasa işleticileri ve pazar yerleri ilkelerine tabi olmayacaklar.
    * Platform, Sermaye Piyasası Kanunu’nun izahname ya da ihraç belgesi hazırlama yükümlülüğüne ilişkin hükümlerine tabi olmayacak. Payları borsada işlem gören ortaklıklar ile Kitlesel Fonlama vasıtasıyla halktan para toplayan ortaklıklar hariç olmak üzere pay sahibi sayısı 500’ü aşan anonim ortaklıkların payları halka arz olunmuş sayılacak.

Kitlesel Fonlama platformları

Kitlesel Fonlama Platformu’nun kurulabilmesi ve faaliyet başlaması için Sermaye Piyasası Kurulundan izin alınacak ve teminat yatırılacak. Bu platformların kuruluşuna, ortaklıklarına, pay devirlerine, çalışanlarına, her bir fon sağlayıcı tarafından yatırılabilecek veya proje sahipleri ile girişim şirketleri tarafından toplanabilecek paranın azami limitine ve faaliyetleri sırasında uymaları gereken ilke ve esaslara ilişkin esaslar Kurul tarafından belirlenecek.

Kitlesel Fonlama platformları halktan para toplayan kişiler ile bunlara fon sağlayanlar arasındaki ilişkiler genel hükümlere tabi olacak. Yapısı itibariyle borsacılık faaliyetlerinden farklı olan ve daha serbest bir anlayışla düzenlenen Kitlesel Fonlama platformları, Sermaye Piyasası Kanunu’nun borsalar, piyasa işleticileri ve teşkilatlanmış diğer pazar yerleri ile ilgili hükümlerine tabi olmayacak. SPK tarafından açılan dava ve takipler ile ihtiyati haciz taleplerinde Sermaye Piyasası Kurulu’nun her türlü harç ve teminatın muaf tutulacak.

Sistem nasıl işleyecek?

Fikri olan herkes, Kitlesel Fonlama platformu üzerinden bir kullanıcı açacak. Girişimcimiz iş fikri ile ilgili MVP (Minimum Viable Product / Minimum Uygulanabilir Ürün), İş modeli ve İş Planını hazırlayarak platform yükleyecek. Girişimcilerin Kitlesel Fonlama platformunda destek olacak kişilerin beğenisini kazanmanız çok önemli, sonuçta tüm işlerde olduğu gibi herşey satış ile başlıyor, girişimci öncelikle kendisini ve girişimini çok iyi tanıtarak satışa yani işe başlıyor. Bunun için platformlardaki konu, hedef kitle, problem, çözümünüz, pazara uyumu ve içerikleriniz önem kazanıyor. Metin, video, ve fotoğraflar dikkat çekici olmalı.

Duyuruda, ne kadar paraya ihtiyacı olduğunu belirtecek ve 2 – 3 haftalık süre üzerinden takvimi başlatacak. İlgili sürenin sonunda, gerekli para toplanırsa sistem devreye girecek ve çalışmalar başlayacak. Yatırımcılar, girişimlere borç verebileceği gibi, bağış da yapabilecek veya hisse satın alabilecek.

Düzenleyici not: Yatırımcı, hisse alabilir, borç verebilir veya bağış yapabilir olmalı. Her üç uygulama da ABD ve İngiltere’de var. İkincil mevzuat ve yönetmelikler ivedi olarak çıkarsa hukuki ve mali çerçeve oluşur ve finansman modeli hızlıca başlar.

Yatırımcılar uygun gördükleri projeye dilediği miktarda katkı sağlayacak. Ödemeler aracı konumundaki Kitlesel Fonlama platformu tarafından gerçekleştirilecek. Öngörülen sürede hedef rakama ulaşılırsa, platform sahibi 5% ile 10% arasında değişen oranlarda komisyon bedelini keserek toplanan fonu proje sahibine ödüyor, ödemeler kamu desteklerinde (TUBITAK/TEYDEB ve KOSGEB) olduğu gibi belli mihenk taşları ve faturaya (proforma ve gerçek) da bağlanabilir.

Önceden belirlenen fon tutarının öngörülen sürede temin edilememesi halinde, o zamana kadar toplanan fonlar platform hizmet bedeli veya komisyonu kesilerek yatırımcılara iade edilebiliyor. Platformlar arasındaki farklar pazarlama, ağının gücü, iş akışlarını kolaylaştırıcı ek ürün, hizmet ve komisyon oranları ile belirlenecek gibi duruyor.

 Scroll to top