İlgi Alanları
İlgi duyduğum ve iş geliştirmeyi hedeflediğim alanlar hakkındaki makale ve önerilerimi bu kategori altında yayınlayacağım
İlgi duyduğum ve iş geliştirmeyi hedeflediğim alanlar hakkındaki makale ve önerilerimi bu kategori altında yayınlayacağım
Geleneksel satış ve pazarlama taktiğimiz nasıldı?
Genelde ATL (Çizgi üstü), BTL (Çizgi altı), dijital reklam ağlarında banner ve son dönemde arama motorları (SEO & SEM) üzerinde ciddi bütçeler harcıyorduk. Bu reklamlar ile herkese yayın yapıyor ve mesajımızı hedef kitlenin almasını bekliyorduk.
Not:
Piyasaya yeni giren ve potansiyel müşterileri gözünde güven telkin etmek isteyen markalar, kampanya ve yeni ürünü olmasa da marka değeri ve akılda kalıcılık için lüks markalar, medya, kolalı içecekler, hazır yiyecek markaları, operatörler ve market zincirleri gibi tüm segmentlere hitap eden markalar geleneksel kanalları kullanarak reklam yapmaya devam edecekler. Bu bağlamda hatırlatmakta fayda var, bu bir reklamdır, pazarlama değildir.
Pazarlama için geneleksel kanal yaklaşımı sona eriyor, zira hem maliyetler ciddi yüksek, nispeten reklam verdiğiniz mecraları hedef kitlenize göre seçebilmenize rağmen kime dokunduğunu ve ne tepki verdiğini bilmeden satış ve pazarlama yapmaya çalışıyorsunuz.
Yeni dönemde tek yönlü iletişimi (ki iletişim anlamı gereği çift yönlüdür) sona erdirerek omni-channel (her kanaldan) dediğimiz her an her yerde her iletişim kanalında müşterisini tanıyan modele geçmeliyiz.
Yeni dönem ile beraber geleneksel pazarlama kanalları ve tek yönlü iletişim yerine omni-channel yaklaşımı benimsemeliyiz.
Omni-channel ile müşterilerimizi;
Omni-channel pazarlama denince aklımıza; geneleksel mecralarda pazarlamaya ek olarak bayi/şube ve sahada fiziksel temas, ATM ve Kiosk cihazlarımız, müşteri hizmetlerimiz, internet ve mobil akıllı cihazların gücü ile web, mobil web, email, SMS, mobil uygulama ve Sosyal medya kanallarımız üzerinde interaktif pazarlama iletişimi ve etkileşimi gelmeli.
Makalenin devamı var! >>>
“Bankacılıkta baştan sona eşsiz deneyim” bölümünü okumak için tıklayın!
Bugünlerde dikkatinizi çekiyormu bilmiyorum, Finans sektörü tıkandı, tüm bankalar mevduata yüksek faiz, kredilerde düşük faiz ve kredi kartında şu kadar puan vaadinde bulunuyor. Farklılaşabildikleri tek nokta reklamlar ve pazarlama bütçelerinin büyüklüğü.
Kimisi ünlüleri bir hikaye etrafında oynatıyor, müşterilerileri ünlü üzerinden kendine çekmeye çalışıyor, kimisi de hesabını bize getir, krediyi veya kredi kartını bizden al, maaşını ve otomatik ödemelerini bize kaydır şu kadar nakit TL, bu kadar puan TL veya ek ürün/sigorta verelim şeklinde ikna etmeye çalışıyorlar.
Göründüğü gibi bankaların yeni müşteriye vaadleri gayet basit bir matematiğe dayanıyor. Mevcut müşterisine yaptığı işlem, sahip olduğu menkul kıymet, kredi kartı / banka kartı ile yaptığı harcama ve toplamda kazandırdığı kâr üzerinden değer veriliyor. Bu değer ile müşterisine sadakat puanı, mil, indirim ve çapraz ürün kampanyaları veriyorlar.
Sürekli karşılaşılan iletişim kirliliği, “Diğer bankadan farkın ne?” “Bana ve hayatıma kattığın değer nedir?” soru ve sorunlarının yanıtını vermek giderek zorlaşıyor. Tam da burada yeni bir bakış açısı bir anlamda inovasyon teknik tabiri ile “vujade” yaklaşımı gerekiyor. Bu yaklaşımı sergilemenin en temel çözümü; kendi tarihine, öz değerlerine, eldeki yetenek ve kıymetlere dönüş olmalıdır.
Son olarak da farklı sektörlerde çok başarılı müşteri ilişkisi ve deneyimi örneklerinden faydalanabiliriz, kendimize uyarlayabileceğimiz dersleri alarak değişimin ve dönüşümün manifestosunu oluşturabiliriz.
Maslow ‘un ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidini bilmeyeniniz yoktur. Kısaca özetlemek gerekirse;
Bu soruların yanıtlarını verebilmek ve daha da önemlisi müşterimizin her seviyedeki ihtiyaçlarını karşılayabilmek için aşağıdaki çizimde bulunan piramidin sağ tarafında TO-DO (yapılacaklar) listesi çıkardım, incelemenizi öneriyorum.
Makalenin devamı var! >>>
“Geleneksel Çoklu Kanal Yaklaşımı – OUT!” bölümünü okumak için tıklayın!
Politika dışında gündemin en sıcak konusu 6493 sayılı yasa ile düzenlenmeye çalışılan “Ödeme Sistemleri Pazarı” konusunda herkes bir miktar bilgi sahibi. Nakit ve Kartlı işlem yapan Perakende, Finans, Telekom, Çevrimiçi sektörler kısaca Ticaret ile uğraşan herkesi yakından ilgilendiren bu konuya yasal mevzuattan ekosistemin dizaynına ve iş modellerine kadar özet bir yazıda toparlamaya çalıştım.
90 ‘ların 2. yarısında yönetiminde de bulunduğum Superonline Shopping & YKB ve rakibi Garanti Alışveriş günlerinden itibaren elektronik ticaret hızla gelişti. Ödeme sistemleri konusu bankaların main-frame ‘lerine SNA sistemleri üzerinden bağlandığımız ilk sanal POS ‘lardan bugün çok kanallı yöntemlere evrildi ve bankaların uhdesinden çıkıyor artık.
Fiziksel perakende alışveriş yöntemleri bugün çevrimiçi (online) alışveriş, temassız ödeme ve mobil alışveriş yöntemleri ile desteklenerek alışveriş ve ticaret hacimleri büyüdü. 90 ‘ arda yalnızca bir tane ödeme sistemi kullanılırken bugün 150 ‘ye yakın ödeme sistemi kullanımda, yenileride yolda.
Ödeme sistemlerinin genel özellikleri arasında sanal POS, kredi, ön ödemeli ve banka kartları ile çevrimiçi ve mobil alışveriş, ATM, Kiosk, EPOS ve yakın alan teknolojileri ile mağaza içi alışveriş, para çekme, para gönderme ve fatura ödeme yöntemleri yer alıyor. Mobil cihazların yaygınlaşması ile birlikte e-ticaret hızla m-ticarete dönüşüyor. Günümüzde Türkiye ‘de mobil kullanıcı sayısı 90% penetrasyon ile 67 milyonu geçti.
Akıll mobil cihazlardaki bu hızlı yükseliş ise alışveriş çılgınlığı fiziksel mekânlara bağımlı olmakdan çıktı, istenilen mekan, zaman ve cihaz ile anından yapılabilir hale geldi. Yeni yayınlanan araştırmalara göre dijital cüzdanlar 2017 yılı itibariyle akıllı telefon kullanıcılarının ilk tercih ettiği ödeme yöntemi olacak.
Bugün Türkiye’de yüzde 30 civarında olan akıllı telefon penetrasyonu gün geçtikçe artıyor, bu durum Ödeme Sistemlerinin mobil ticaret ve dijital cüzdan ekseninde giderek gelişeceğini gösteriyor.
Perakende, Internet ve Telekom dünyası için geliştirilmesi gereken çok kanallı (omni-channel) Ödeme Sistemi mimarisi; Temel ve destek platformlarının üzerinde oluşturulacak servisler ve müşteri temas noktalarından oluşmaktadır.
Çok kanallı Ödeme Sistemi ekosistemi, kullanılacağı yere göre müşteri temas noktaları, platform ve servislerin mimarisi ile her bileşen hakkında görüşlerimi aktaracağım.
Ödeme Sistemi Platform ve Servislerinin müşteri ile temas noktalarını fiziksel den başlayarak sanal yöntemlere kadar sıralayabiliriz. Tüm Temas Noktalarının detaylarını görmek için sonraki makaleyi inceleyebilirsiniz.
Bu bölümde geneksel sistemlerin kurulumları ve mevcut sistemler ile yapılacak entegrasyonlardan sonra ihtiyaca ve iş modeline göre kurulabilecek yeni nesil platform ve servisleri içeriyor. Tüm Platform ve Servis Entegrasyonlarının detaylarını görmek için sonraki makaleyi inceleyebilirsiniz.
Bu bölümde de, rakipleriniz ile fark yaratacak, Telekom dünyasının zengin abone gücüne dokunabilecek ve mevcut müşterileriniz ile etkileşimi ve sadakati artıracak Platform ve Servis önerilerim olacak. Tüm Destek Platform ve Servislerinin detaylarını görmek için sonraki makaleyi inceleyebilirsiniz.
Temas noktaları, ana ve destek Platformları ile üzerinde çalışacak Katma Değerli Servisler kullanılacağı sektor ve amaca göre hem teknolojisi hemde müşteri deneyimi ile aktarılması gereken ayrı bir makale konusu. Detayları diğer makalelerimden takip edebilirsiniz.
Konu hakkındaki makalelerimi sabırla okuyup buraya kadar ulaştı iseniz, kesinlikle konunun ilgilisi ve çözüm arayan birisi olduğunuzu düşünüyorum.
Sizlere tüm ödeme sistemleri dünyası; müşteri temas noktaları, Internet, Telekom, E-ticaret, POS, katma değerli içerik, servis, satış ve pazarlama atyapısı ve servislerini modelleyen bir çözüm sunmam gerekiyordu.
Müjdemi vererek bitirmek isterim;
Tüm iş modelleri ve çözümleri ile ilgilenenler ve beraber iş geliştirmek isteyenler ile görüşmeye hazırız.
Yerlilerin dumanla haberleştiği günlerden bugüne kadar birilerine göndermek istediğimiz bilgimiz var.
Başkasına ve gelecek nesillere iletmek istediğimiz mesajları basit şekiller ile duvara yazarak başladık iletişime. Daha sonra kademe atlayarak uzak mesafeler ile duman vasıtasıyla haberleşmeye başladık, sonraki bilgi iletim şekli ulaşım araçları kullanarak ulak ve haberci göndermek oldu.
Sonra yavaş yavaş teknolojik cihazlara geçmeye başladık, önce matbaayı (1645) icat ettik ve basılı yayınlara başladık, sonra sırayla fotoğraf makinası (1826), elektrikli telgraf (1836) ve mors alfabesi (1843) ile karşılıklı uzun mesafe iletişim başladı.
Telgraf sonrası icatlar hızlandı, peş peşe daktilo makinası (1867), telefonun icadı (1876), ses ve görüntü kayıt cihazları (1877), sinema makinesi (1896), radyo (1896), faks (1922), TV (1926) ve TV yayınları (1936), fotokopi makinası (1938) ve günümüzün en önemli yapı taşı olan bilgisayar (1946) geldi sırayla.
Amerika ilk iletişim uydusunu Telstar ‘ı uzaya fırlatarak (1962) kıtalar arası telefon, telefaks, TV ve radyo iletişim dönemini başlattı. 1970 ‘lerde Amerikan üniversiteleri ARPA networkü ile bilgisayarlar arası iletişimi (TCP/IP) yani internetin yapı taşını oluşturdular.
Teknolojinin son evrimi olan cep telefonu ilk olarak 1973’te Michael Cooper çalıştığı Motorola firmasın da geliştirilmiştir.
Son 10 yıl içinde tüm sektörleri derinden etkileyen ve iş süreçlerini baştan aşağıya değiştiren bir teknoloji evrimi gerçekleşiyor. Internet ile mobil teknolojiler yakınsayarak Sosyal Medya alanlarına, son kullanıcı servislerine ve kurum içi süreçlere girmesi ile birlikte herşeyi kökten değiştirecek.
Yukarıda Teknoloji gelişimi şeklinde gördükleriniz:
Bu konu hakkındaki yazı ve başarılı örnekleri aktarmaya devam edeceğim. Sizlerinde yorum ve görüşlerinizi bekliyorum.
Mobil uygulama ve web uygulamalarının ekonomisi katlanarak büyüyor. Kablosuz telekom endüstri birliği (CTIA) http://www.ctia.org/ tahminlerine göre mobil uygulama ve web üzerinde oluşacak gelir 2016 ‘da $50 milyar ‘a ulaşacak.
Bu büyüme ile mobil cihazlarda harcanan zaman 2013 yılı içinde televizyonda harcanan zamana ulaşacak ve hatta geçecek. Mobil uygulamalar ve mobil web de geçtiğimiz yıl (2012) harcanan zaman 127 dakika idi, bir önceki yıl (2011) harcanan zaman 94 dakika idi, dolayısı ile önceki yıla göre artış 35% oranında oldu. Mobil cihazlardaki bu rakam artışlarına rağmen TV izlemek için 2012 ‘de harcanan zaman 168 dk ile bir önceki yıl 2011 ‘deki rakam ile aynı (kaynak: Mobil veri şirketi http://www.flurry.com/). Eğer bu trend devam ederse mobil uygulama ve web üzerinde harcanan zaman 2013 içinde TV izlemede harcanan zamanı geçecek.
Araştırma firması Gartner ‘in projeksiyonuna göre dünya üzerinde tablet üzerinde geliştirilen proje sayısı 2013 ‘de bir önceki yılı 2 ‘ye katlayacak.
Amazon, Netflix ve Youtube web bazlı orjinal içeriğe yatırım yapıyorlar, bu içeriklerin mobil web de de yayınlanması TV kullanım ve izleme rakamlarını azaltacak.
Yahoo ve Nielsen ‘in konu ile ilgili araştırmaları;
* 9/10 mobil kullanıcı alışveriş sırasında mobil Internet kullanıyor ve 50% ‘si alışveriş ile alakalı aktivite yapıyor. Dolayısı ile dükkanlar QRCode ile uygulayacakları teşvik ve indirimler ile potansiyel ziyaretçileri çevrimiçi satışa dönüştürebilirler.
* 86% internet kullanıcısı TV izlerken izledikleri program ve içerikle ilgili mobil cihazlarını kullanıyorlar.
Bize gösteriyor ki, son kullanıcılar günlük hayatları ve TV başında iken tüm yaşadığı deneyim için mobil cihazlarından destek alıyor.
Pazar rakamlarımızı tam olarak bulmamız şimdilik zor görünüyor, zira henüz profesyonel olarak tam oturmamış bir pazarımız var. Operatörler henüz bu konuyu profesyonel bir zemine oturtamadı, özel şirketler operatör bağımsız gidiyorlar ve reklam ağları ile bu konuyu ilerletmeye çalışıyorlar.
Sektörün oturması, son kullanıcıların reklam destekli mobil içerik ve servislere kolayca ulaşabilmesi ve tüm oyuncuların konuya daha profesyonel yaklaşarak pazarın büyümesi için net olan bir önerim var.
Bu öneriyi medya gruplarına ve operatörlere birçok kez söyledim, henüz 2 taraf da sektörü geliştirmek yerine sadece günü kurtarmak derdine düşerek yanaşmıyorlar.
Bildiğiniz gibi sektörümüzün kalbi her sene Şubat ayında Barselona ‘daki GSMA (Mobile World Congress / Mobil Dünya Kongresi) ‘de atar. Bu kongrede sektöre yön verenler vizyonlarını ve yeni gelişmeleri aktarırlar, tüm oyuncular lansmanlarını yapar ve görücüye çıkarlar.
Bizde yazımızı 2011 ve 2012 yıllarında Barselona ‘da yapılan etkinlik arasında oluşan Mobil reklam gelişmelerini aktararak Türkiye ‘de yakın dönemde oluşmasını beklediğim potansiyel büyümeyi aktararak noktalayalım.
Yukarıdaki rakamlar ve Türkiye mobil sektöründeki gelişmeler bize gösteriyor ki;
Beraber çalıştığımız Dijital Pazarlama ajansı Motto23 ‘ün mobil internet ve mobil reklam alanındaki yatırımı www.Mobilci.com ve tanıtım materyalleri ile reklamları fiziksel dünyadan dijital dünyaya bağlayacak Interaktif pazarlama servisi www.qrema.com ile markaları yazıda bahsettiğim mobil kullanıcı kitlesine ulaştırabileceğini düşünüyorum.
Mobil reklam gelirlerinin her yıl katlanarak artması ve 2015 yılın da $20.6 milyara ulaşması öngörülüyor (2011 yılında $3.3 milyar olduğunu düşünürsen hayli hızlı giden ve potansiyel barındıran bir sektörden bahsediyoruz). Kaynak: Gartner
Resim: Mobil Reklam Ekosistemi ve akışı
En büyük oyuncu Google mobil reklamdan yılda $2.5 milyar kazanıyor. Google’ın 2012 yılında mobil reklam alanında %80 oranında bir büyüme kaydedeceği ve pazardan $4.5 milyar gelir elde edeceği öngörülüyor.
IAB Türkiye (www.iab-turkiye.org) 2012 ilk 6 ay Dijital Reklam Harcamaları Raporu’na göre;
1Q12 Mobil Reklam Yatırımları toplamı | 14,94 Milyon TL |
1Q12 Mobil gösterim reklamları | 4,45 Milyon TL |
1Q12 Mobil opt-in SMS/MMS reklamları | 10,49 Milyon TL |
Türkiye ‘de mobil reklam pazarının oyuncular arasında nasıl dağıldığını bilmiyoruz. Yakında sektör biraz daha olgunlaşır ve kayda değer oyuncular da girerse IAB Türkiye veya oyuncuların kendilerinden yayınlamalarını bekliyoruz.
Türkiye ‘de şu andaki oyuncular, portföyleri, bağlı bulundukları gruplar ve ortaklık yapıları hakkında biraz bilgi vermeye çalışalım.
Türkiye ‘ye özellikle mobil alanda yatırım yapan yabancı (özelliklede Avrupalı olanlar) fonların gördüğü fırsatlar;
Anlayacağınız Mobil Internet ve Mobil Reklam alanında ralli başlamak üzere, herkes yatırımlarını tamamlasın kalkıyoruz!
Dünyada toplam 6 milyar cep telefonu var, bunun yanında mobil internet kullanımı 1.2 milyar kişiye ulaşmış durumda, bu rakam 2016 da 2.7 milyara ulaşacağı öngörülüyor. Aynı şekilde 2016 yılında her 3 cep telefonu kullanıcısından 1 tanesi için mobil internet ve her an her yerde çevrimiçi olmak kaçınılmaz olacak.
İlgi alanımız olan mobil internet ve mobil reklam sektörünü doğrudan ve dolaylı olarak etkileyecek mobil servis ve içerik kategorilerini kısaca bir inceleyelim.
Son olarak size bir kıyak daha:
Dünya & Türkiye Mobil Internet, Mobil Reklam, Mobil İçerik ve Mobil Ticaret konularında detaylı infografik için:
http://mobilciblog.tumblr.com/ veya http://pinterest.com/pin/45106433738777103/
2012 yılı başlarında bu başlık altında bir makale ve üstüne bir basın bülteni yayınlamıştık. Sektörde birçok medya, haber ve blog sitesi sağolsunlar makalemizi ve düşüncelerimizi sıradışı ve kral çıplak dediğimiz için yayınladılar.
Bende bu makalenin en can alıcı bölümlerini tekrar vurgulayarak yazımızı yayınlayan bazı sitelerin ekran görüntülerini bırakıyorum.
Tekrar yayınlayan tüm sitlere ve site yöneticilerine teşekkür ediyorum.
****** Yazının önemli bölümleri *******
3G aboneliği ve veri hatları satışında öndeyiz. Ama…
Operatörlerimiz 3G aboneliği ve veri hatları satışında Avrupa’lı rakiplerine göre çok daha hızlı yol kat ettiğini belirten Onur Baran Çağlar, bunun yanında mobil Internet içerik ve servis projeksiyonlarında, uzun kuyruk etkisi yaratarak markaların fiziksel dünyasını dijitale ortama bağlama noktasındaki plan ve programlarının yetersiz olduğunu belirtti. Çağlar, “Buradaki hatamız sanırım mobil interneti kolaya kaçıp sadece internet olarak görüyoruz, her cihaza uygun internet içerik, servis ve görsellik adaptasyonu düşünerek çözümlerimizi hazırlarsak çok daha başarılı olacağız.
Servis sağlayıcılara çok iş düşüyor
Servis sağlayıcıların öncelikle mobil interneti cepten internete girmek olarak algılamamaları, stratejilerini ve çözümlerini mobil cihazların türlerine göre adapte etmeleri gerektiğini belirten Onur Baran Çağlar, “Servis sağlayıcıların amatör geliştiriciler ile yarış içine girerek istemci (client) uygulamaları geliştirmeleri ve sadece bu strateji ile var olmaya çalışmaları doğru değil. Zira tüm platform (iOS-Apple, Android, Microsoft, Symbian) sağlayıcılar yakında istemci uygulamaları geliştirme konusunu IDE (Integrated development environment) ortamları ve SDK (Software Development Kit) arabirimleri ile grafiker ve web uygulama geliştirme seviyesine indirerek kolaylaştıracak.” ifadesini kullandı.
Mobil cihazların sadece belli kısmına değil her birinin kapasite ve kabiliyetlerini göz önünde bulundurarak içerik, servis, kurumsal ve bireysel çözümlerini adapte etmenin daha akılcı olacağını söyleyen Çağlar Pozitim Teknoloji olarak yeni iş geliştirme faaliyetlerine yönelik önerilerini şöyle özetlediklerini belirtti.
“Dijital dünya oyuncularının fiziksel dünyaya inmeden toplumun ve kullanıcıların her kesmine inemeyeceklerini anladığı gibi, fiziksel dünyadaki marka ve hizmetlerin de dijitalde ortamdaki tüm mecraları özellikle mobil haldeki kullanıcıları yakalamak için SOLOMO (Sosyal Medya + Lokasyon bazlı + Mobil Internet) modelinde işler geliştirerek firmaların ihtiyaçlarına odaklanması.”
****** Yazımızı yayınlayan bazı dijital mecralar *******