Makalelerim
Tüm makalelerimi bu kategoride bulabileceksiniz
Tüm makalelerimi bu kategoride bulabileceksiniz
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) piyasalarında gerçekleşen menkul kıymet alım satım işlemlerinin takası; İMKB faaliyete geçtiğinde üyelerin kendi aralarında gerçekleşmekteyken 1988 yılından sonra İMKB bünyesinde kurulan bir müdürlük tarafından gerçekleştirilmeye başlanmıştır.
İMKB ve üyelerinin ortaklığıyla 1992 yılında kurulan İMKB Takas ve Saklama A.Ş., 1996 yılında Takasbank İMKB Takas ve Saklama Bankası A.Ş. adıyla bir sektör bankasına dönüşmüştür. Takasbank, son olarak İstanbul Takas ve Saklama Bankası A.Ş. unvanını almıştır.
Borsa İstanbul bünyesinde bulunan “Pay Piyasası”, ”Gelişen İşletmeler Piyasası”, ”Borçlanma Araçları Piyasası”, ”Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası” ve “Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası”nda gerçekleşen işlemlerin taraflar arasındaki takas ve mutabakatı Takasbank’ta gerçekleşmektedir. Takasbank bünyesindeki fon ve menkul kıymet transferi işlemleri ödeme karşılığı teslimat (Delivery versus Payment – DvP) ilkesine göre gerçekleştirilmektedir. DvP ilkesi kapsamında, menkul kıymet aktarımı, söz konusu menkul kıymete ilişkin fon aktarımının gerçekleşmesi ile eş anlı olarak yapılmaktadır.
Finansal piyasalarda gerçekleşen işlemlerin önemli bir bölümü aracı kurumlar tarafından yapılmaktadır. Aracı kurumlar banka olmadıkları için TCMB tarafından işletilen EFT-EMKT sistemine üye olamamakta, Takasbank üzerinden bu sistemlere ancak dolaylı olarak katılabilmektedirler. Bu nedenle Takasbank TCMB ile bu tür aracı kurumlar arasında köprü görevi üstlenmiştir.
Gün boyunca Borsa İstanbul’da gerçekleşen pay senedi ve tahvil-bono alım satım işlemleri, gün sonunda Takasbank tarafından çok taraflı netleştirmeye tabi tutulmaktadır. Çok taraflı netleştirmeye göre hem menkul kıymet hem de fon bacağında net borçlu ve net alacaklı katılımcılar belirlenmektedir. Netleştirme sonucuna göre ortaya çıkan net pozisyonların kapatılması işlemi DvP prensibine göre gerçekleştirilmektedir.
Örneğin, (t) gününde Borsa İstanbul’da gerçekleşen pay senedi işlemlerine ilişkin bilgiler aynı günün sonunda Takasbank’a iletilir. Takasbank takas merkezinde yapılan netleştirme sonucunda, pay senedi için hem katılımcı aracı kuruluş hem de yatırımcı adına, fon için ise sadece katılımcı aracı kuruluş adına net alacak ve borç miktarları hesaplanarak sonuçlar Merkezi Kayıt Kuruluşuna (MKK) gönderilir. Müşteri bazında hesaplanmış olan detaylı borç/alacak bilgileri kapsamında müşterilerin hesapları MKK tarafından kontrol edilerek sonuçlar aynı gün Takasbank’a gönderilir ve (t) günü akşamından itibaren katılımcılar tarafından görülebilecek duruma gelir. (t+1) günü, katılımcı aracı kuruluşlar varsa hatalı işlemlere ilişkin kayıtları Takasbank’a iletir ve gerekli düzeltmelerin ardından (t+1) günü akşamı borçlu müşteri hesaplarına borçlu oldukları miktar kadar blokaj uygulanır. (t+2) günü borçlu müşterilerin MKK nezdindeki hesaplarında bulunan menkul kıymetler Takasbank Takas Havuz Hesabına aktarılır. Net fon borcu bulunan aracı kurumlar da ilgili fonu Takasbank nezdindeki nakit hesaplarına gönderir ve menkul kıymet ile nakit borç ve alacağı eş anlı olarak DvP ilkesine göre kapatılır ve taraflar alacaklarını almış olur.
Borçlanma araçları piyasası işlemleri için takas sisteminin işleyişi de yukarıda bahsedilen pay senedi işlemlerine benzer şekilde gerçekleşmektedir. Fakat pay senedi işlemlerinden farklı olarak borçlanma araçları piyasası işlemlerinin takası ve mutabakatı aynı gün içinde gerçekleştirilmektedir.
Not:
Borçlanma araçları piyasasında TL cinsinden işlemlerin takas ve mutabakatı aynı gün (t+0), döviz ödemeli işlemlerin takas ve mutabakatı ise bir iş günü sonra (t+1) gerçekleştirilmektedir.
Temsili olarak Borsa İstanbul, Takasbank, MKK ve Aracı Kurumlar ekosistemini sizler için bir mimari ve akışa dönüştürdüm.
Türkiye’de çek takası faaliyetleri ilk kez Osmanlı Bankası tarafından yürütülmeye başlanmış, TCMB’nin kurulması ile birlikte İstanbul’da faaliyette bulunan takas odası 1933 yılında TCMB bünyesine alınmıştır. Daha sonra çek takasının yaygınlaştırılması amacıyla Ankara ve İzmir’de de takas odaları kurulmuştur. 1970 yılında yürürlüğe giren 1211 sayılı TCMB Kanunu ile TCMB şubelerinin bulunduğu illerde de takas odaları faaliyete başlamıştır. 1985 yılında merkezi Ankara’da bulunan BTOM kurulmuş ve Türkiye’de gerçekleşen çek takası faaliyetleri BTOM’a bağlı odalarda yapılmaya başlanmıştır.
Çek takası işlemleri önceleri fiziki ortamda çeklerin el değiştirmesi ile yapılmaktayken 1993 yılında İstanbul, 1997 yılında ise Ankara’da elektronik çek takası sistemine geçilmiş ve çek bilgilerinin bilgisayara girilmesi suretiyle elektronik ortamda takas yapılmaya başlanmıştır. Bu sistemin uygulamaya geçmesi ile Ankara ve İstanbul takas odaları dışındaki diğer takas odaları iki aşamada, 31 Aralık 2002 ve 30 Haziran 2003 tarihlerinde kapatılmıştır.
Çek, diğer kıymetli evraklardan farklı olarak özel bir kanunla düzenlenmiş ödeme aracıdır. Ayrıca, çek, ekonomi içinde paranın fiziki olarak el değiştirmesine alternatif olacak şekilde kullanılan bir varlıktır. Çekin keşidecisinden lehdarına kadar kullanımının yazılı olarak düzenlenmesi ve çek kullanımının ve dolaşımının ülke içinde farklı bölgelerde çeke olan güvenin sağlanması bakımından BTOM önemli bir yere sahiptir. Bu çerçevede, BTOM bir ödeme aracı olarak çekin farklı bankalar arasında dolaşımını sağlayarak para nakil hareketlerini ve bundan kaynaklanabilecek riskleri azaltmakta emek ve zaman tasarrufu sağlamaktadır. Farklı bankaların şubelerine ibraz edilen çeklerin, ait oldukları bankalardaki hesaplarından tahsil edilmesini sağlayan sistem çek takas sistemidir. Bu sisteme ilişkin faaliyetlerin yürütülmesi TCMB gözetimi altında BTOM tarafından gerçekleştirilmektedir. Çek hamili tarafından tahsil edilmek üzere çek hesabının bulunduğu bankaya ibraz edilen çekler BTOM’da işlem görmemektedir.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun 8. maddesi ile TCMB, çeklerin banka şubeleri arasında hesaben ödenmesini sağlayacak tüzel kişiliği haiz sistemi kurmaya ve gözetimi altında yürütmeye yetkili kılınmıştır. Bu kapsamda, çek takası işlemlerini yürüten Bankalararası Takas Odaları Merkezi (BTOM) faaliyetlerini, TCMB gözetimi altında sürdürmekte ve BTOM Yönetim Kurulu Başkanlığı görevi TCMB Ödeme Sistemleri Genel Müdürü veya Genel Müdür Yardımcısı tarafından yürütülmektedir.
Ödeme ve menkul kıymet mutabakat sistemlerinin karşılıksız çeklere ilişkin işlemler 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5’inci maddesi ile 1211 sayılı TCMB Kanunu’nun 44 üncü maddesine dayalı olarak yerine getirilmektedir.
Söz konusu mevzuat uyarınca, karşılıksız çek keşide eden hesap sahiplerine ilişkin banka genel müdürlüklerince TCMB ‘ye gönderilen karşılıksız çek bildirimleri ve bu çeklere ilişkin sonradan yapılan ödemelere ait bildirimler ile mahkemelerce çek düzenlemeleri ve bankalarda çek hesabı açmaları yasaklananlar ve bu kişilere ilişkin yasak kaldırma kararları, haftalık dönemler halinde tüm banka genel müdürlüklerine elektronik ortamda duyurulmaktadır.
Sistem Performansı :
BTOM’da çek takası işlemleri elektronik ortamda çeke ilişkin bilgilerin iletilmesi esasına dayanılarak yapılmaktadır. 2013 yılı Ekim ayında yeni elektronik çek takas sistemine geçilmiştir. Bu yeni sistemle, çek takası işlemlerinin gerçekleştirildiği elektronik altyapının performansında önemli bir artış yaşanmıştır.
1 milyon çekin işlem süresi önceki sistemde yaklaşık 50 dakika iken, yeni sistemde 6 dakikadır. İşlem rekorunun kırıldığı günde sistemde yaklaşık 872 bin çek işlem görmüştür. BTOM takas sisteminde 2013 yılında günde ortalama 73 bin çek işlem görmüştür.
Kaynak: TCMB Ödeme Sistemleri Raporu 2014
Sistemin İşleyişi :
Kaynak: TCMB Ödeme Sistemleri Raporu 2014
TCMB tarafından 2000 yılında kurulan Elektronik Menkul Kıymet Transfer (EMKT) sistemi; menkul kıymetlerin bankalar arasında aktarımının ve mutabakatının, elektronik ortamda gerçek zamanlı ve kaydi olarak yapılmasını sağlayan sistemdir.
TCMB ödeme sistemleri yeniden yapılandırma programı çerçevesinde geliştirilen EMKT sisteminin ikinci nesil sürümü 12 Temmuz 2013 tarihinde hizmete alınmıştır.
EMKT sisteminde devlet iç borçlanma senetleri (DİBS), likidite senetleri ile Özelleştirme İdaresi ve Kamu Ortaklığı Fonu gibi bazı kamu kuruluşları tarafından ihraç edilen senetlere ilişkin işlemler yapılmaktadır. EMKT’de yapılan işlemlerde ödeme karşılığı teslimat ilkesi (Delivery versus Payment – DvP) geçerlidir. Bu ilke kapsamında, menkul kıymet aktarımı, söz konusu menkul kıymete ilişkin fon aktarımının gerçekleşmesi ile eş anlı olarak yapılmaktadır.
EMKT Sisteminde Kredi Riski : Elektronik Menkul Kıymet Transfer sisteminde ise işlemler temel olarak ödeme karşılığı teslimat ilkesine göre gerçekleştiğinden ve bu bağlamda menkul kıymet teslimatı ve ödemenin mutabakatı eş zamanlı olarak yapıldığından, bu türdeki işlemlerde de kredi riski bulunmamaktadır.
Sistem Katılımcıları: 2013 sonu itibarıyla; bankalar arası TL aktarım sistemi, müşteriler arası TL aktarım sistemi ve EMKT sisteminde TCMB dahil 49’ar katılımcı bulunmaktadır.
Sadece EMKT sisteminin katılımcısı olan MKK bu sistemlerdeki tek banka dışı katılımcıdır.
Kaynak: TCMB Ödeme Sistemleri Raporu 2014
TCMB’nin sahibi ve işleticisi olduğu Elektronik Fon Transfer (EFT) sistemi, Türk lirası üzerinden yapılan ödeme işlemlerinin elektronik ortamda gerçek zamanlı brüt mutabakatını sağlayan sistemdir. 1992 yılında kurulan EFT sisteminin 2000 yılında teknolojik gelişmeler ve ihtiyaçlar doğrultusunda yazılım ve donanımında önemli değişiklikler yapılarak kapasite ve performans artırımı sağlanmıştır. Bkz. Detaylı bilgi makalenin sonunda.
2012 yılına kadar EFT sisteminde gerçekleşen işlemlerde alt veya üst limit bulunmaması nedeniyle zamanla GSM Operatörlerindeki SMS trafikleri gibi (Bkz. Not bölümüne bakınız) , önemli/büyük ve daha az önemli/küçük işlemlerin önceliklendirilmesi ve gerçekleşmesi konusunda riskler oluşmuştur.
Not: GSM Operatörlerinde OTP (Tek seferlik şifre) için ayrı SMS sunucuları, tek bireysel/kurumsal gönderimler için genel SMS sunucusu ve toplu gönderimler (Bulk, bayram tebrikleri gibi) için Bulk SMS sunucusu çalışıyor. Yakında Ödeme Sistemleri Oyuncuları ile EFT sisteminde de benzeri ayrımlara gidilebilir. Takip edip göreceğiz.
Zamanla küçük tutarlı ödeme işlem adedinin (bkz. Ekteki resim) toplam ödeme işlemleri içindeki payının oldukça yüksek olması, büyük tutarlı ve acil ödemelerin gerçekleşmesinde bir risk unsuru oluşturmaya başladı.
Bu nedenle 7 Aralık 2012 tarihinde işlevsel bir ayrıma gidilerek EFT sistemi 2 ayrı yapıda ele alınmaktadır:
Müşteriler arası Türk lirası aktarım sistemi bileşeninde hesaba ve isme yapılan müşteri ödemeleri, kamu ödemeleri, konut, iş yeri ve diğer kira ödemeleri, maaş ve kredi kartı ödemeleri gibi bankaların müşterileri adına gerçekleştirdikleri ödemeler bu sistemde işlenmektedir.
bankalararası Türk lirası aktarım sistemi bileşeninde ise bankaların birbirleri arasında gerçekleştirdikleri ödemeler ile yurt dışı finansal kuruluşlara sağladıkları muhabirlik hizmetlerine ilişkin bankacılık ödemeleri gerçekleştirilmektedir.
Mevcut durumda her iki bileşen/sistem de TCMB tarafından oluşturulan yazılımlar ve ekiplerden hizmet almaktadır.
Alacaklandırma esasına göre çalışan EFT sisteminde ödemeler bekletilmeden alıcılarına iletilmekte ve gün sonunda, gerçekleşmeyen emirler iptal edilmektedir. Ayrıca, katılımcıların hesap bakiyelerinin eksiye düşmesine izin verilmemektedir. Katılımcıların sisteme gönderdikleri ödeme emirleri ancak hesaplarında yeterli bakiye bulunması durumunda gerçekleşmekte, aksi durumda yeterli bakiye bulununcaya kadar sırada beklemektedir.
EFT Sisteminde Kredi Riski: Elektronik Fon Transfer sistemi gerçek zamanlı brüt mutabakat esasına göre çalıştığından, ödeme emirleri, katılımcıların TCMB nezdinde bulunan Elektronik Fon Transfer sistemi hesabında yeterli fonun bulunması koşuluyla gerçekleştirilmektedir.
Böylece, sistemde taraflardan birinin yükümlülüğünü karşılayamaması durumundan kaynaklanacak kredi riski bulunmamaktadır.
Sistem Katılımcıları: 1 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca Türkiye’de faaliyette bulunan bankalar, TCMB onayı ile EFT sistemine katılımcı olabilmektedir.
Önemli Not: TCMB işlettiği EFT sisteminde son yapılan yenilemeler ile sistem performansı artırılmıştır. Son performans bilgisi:
Müşteriler arası TL aktarım sisteminde dakikada 35 bin,
Bankalar arası TL aktarım sisteminde ise dakikada 1.800 mutabakat yapılabilmektedir.
Kaynak: TCMB Ödeme Sistemleri Raporu 2014
Ödeme sistemleri ekosistemi ve oyuncularının finansal piyasalarda rolü ve önemi çok büyüktür. Finansal piyasalarda yapılan ödemelerin yüksek tutarlı olması ve bu piyasalarda çok hızlı bir parasal dönüşüm olması, ödeme sistemlerinin bu piyasalar için önemini artırmaktadır. Finansal piyasa katılımcıları arasındaki bağımlılıkların artmasıyla bu piyasalarda gerçekleştirilen ödemeler sistemik olarak önemli hale gelmiştir.
Finansal kuruluşlardan herhangi birinin yüksek tutarlı bir ödemeyi zamanında gerçekleştirememe veya hiç gerçekleştirememe durumu, tüm finansal sistemi ciddi likidite ve kredi risklerine sürükleyebilmektedir. Ödeme sistemlerinden kaynaklanan ve finansal sistemin bir bölümünde başlayan sorun, diğer alanlara da sirayet ederek finansal istikrarı tehdit edebilmektedir.
Dünya ekonomisinde yaşanan finansal krizlerin ardından fiyat istikrarını sağlamak görevinin yanı sıra finansal istikrara katkıda bulunmak, merkez bankalarının temel görevleri arasında yer almaktardır. Ödeme sistemlerinin, finansal istikrar açısından gün geçtikçe daha fazla önem kazanması, merkez bankalarının ödeme sistemlerinin kesintisiz, güvenli ve etkin çalışması konusunda daha fazla rol üstlenmelerine yol açmaktadır. Bu çerçevede, BIS (Borsa İstanbul) bünyesinde çalışmalarını sürdüren ve merkez bankalarına gerek yurt içi gerek sınır ötesi ödeme ve mutabakat sistemleri gelişmelerini takip etme imkânı sağlayan bir forum olarak hizmet etmekte olan Ödeme ve Mutabakat Sistemleri Komitesi (Committee for Payment and Settlement Systems – CPSS) ödeme sistemlerinin gözetimini merkez bankalarının başlıca görevlerinden biri olarak kabul etmektedir. Ayrıca, ödemeler alanında ortaya çıkan yeni ürünler de merkez bankalarının gözetim işlevinin genişlemesine etki yapmaktadır.
Merkez Bankalarının Ödeme Sistemlerinde 3 ana rolü vardır:
TCMB ‘nin Ödeme Sistemlerindeki Rolü
1211 sayılı TCMB Kanunu’nun 4. maddesinin, 3. fıkrasının, “Bankanın Temel Görevleri” başlıklı (I) numaralı bendinin, (f) alt bendinde “Türk lirasının hacim ve tedavülünü düzenlemek, ödeme ve menkul kıymet transferi ve mutabakat sistemleri kurmak, kurulmuş ve kurulacak sistemlerin kesintisiz işlemesini ve gözetimini sağlamak ve gereken düzenlemeleri yapmak, ödemeler için elektronik ortam da dahil olmak üzere kullanılacak yöntemleri ve araçları belirlemek” TCMB’nin temel görevleri arasında belirtilmektedir.
Bu kapsamda; TCMB tarafından 1992 yılında Elektronik Fon Transfer (EFT) sistemi, 2000 yılında da Elektronik Menkul Kıymet Transfer (EMKT) sistemi kurulmuştur.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun 8. maddesi ile TCMB, çeklerin banka şubeleri arasında hesaben ödenmesini sağlayacak tüzel kişiliği haiz sistemi kurmaya ve gözetimi altında yürütmeye yetkili kılınmıştır. Bu kapsamda, çek takası işlemlerini yürüten Bankalararası Takas Odaları Merkezi (BTOM) faaliyetlerini, TCMB gözetimi altında sürdürmekte ve BTOM Yönetim Kurulu Başkanlığı görevi TCMB Ödeme Sistemleri Genel Müdürü veya Genel Müdür Yardımcısı tarafından yürütülmektedir.
Ödeme ve menkul kıymet mutabakat sistemlerinin yasal altyapısının güçlendirilmesi ile Avrupa Birliği (AB) müktesebatı ve uluslararası standartlarla uyumlu bir mevzuat çerçevesinin oluşturulması amaçlarıyla 2008 yılı AB Müktesebatının üstlenilmesine ilişkin Türkiye Ulusal Programı’nda “Ödeme Sistemleri Kanunu Taslağı” hazırlama sorumluluğu TCMB’ye verilmiştir. TCMB tarafından ilk taslağı hazırlanan 6493 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun”, 27 Haziran 2013 tarih ve 28690 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
TCMB’ye, 6493 sayılı Kanunun 8. maddesi ile ülkemizde kurulmuş veya kurulacak olan tüm ödeme ve menkul kıymet mutabakat sistemlerinin gözetimini yapma, 6. maddesi ile sistem işleticiliğine ilişkin faaliyet izni başvurularının değerlendirilmesi, 4. maddesi ile sistemlerin sorunsuz ve kesintisiz işlemesini sağlamak üzere gerekli düzenlemeleri yapma konularında görev ve yetki verilmektedir. Ayrıca, anılan Kanun ile sistem işleticilerine yaptırım uygulama ve gerekli olduğu hallerde sistemin işletimini devralmak üzere TCMB görevli ve yetkili kılınmıştır.
TCMB’nin ödeme sistemlerine ilişkin görevleri, 4 Kasım 2013 tarihinde kurulan Ödeme Sistemleri Genel Müdürlüğü bünyesinde yürütülmektedir.
Not: Bu makale de değindiğim EFT, EMKT BTOM, Takasbank, Ödeme Sistemleri, Çek Kanunu ve Sisteminin işleyişi konularını ayrı birer makale ile aktaracağım. Görüş ve yorumlarınızı beklerim.
TCMB – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası A.Ş., banknot ihraç eden, hükümetin para ve kredi politikasını yürüten, veznedarlık görevini üstlenmis ve devletin iktisadi ve mali danışmanlığını yapan yasal olarak bağımsız bir ekonomik kurumdur.
Kağıt para (banknot) basma tekelini elinde bulundurur ve bu yetkiye istinaden bağımsız olarak para politikasını belirler. Ayrıca Hazine Müsteşarlığı’na bağlı olan Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’nce basılan madeni paraların tedavülü TCMB tarafından sağlanmaktadır.
Merkez Bankası Türkiye ‘deki EFT (Elektronik Fon Transferi) ve EMKT (Elektronik Menkul Kıymet Transferi) sistemlerinin sahibi ve işleticisi konumundadır. Tüm Dünya Bankalararası Mali İletişim Topluluğu (Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication – SWIFT) ‘ un Türkiye ayağını yürütmektedir.
TCMB’nın temel amacı fıyat istikrarını sağlamaktır. Banka temel amacıyla çelişmedikçe ülkenin kalkınması için uygulanacak politikaları da desteklemeye çalışmaktadır. Banka para politikasının uygulanmasında tek başına yetkilidir. Fiyat istikrarını sağlamak amacıyla belirleyeceği politika dahilinde para politikası araçlarını serbestçe kullanabilmektedir. Bankanın politika araçlarını uygulamada ve ekonomiyi takip etmede ihtiyaç duyacağı bilgileri toplama ve kurumları denetleme hakkı bulunmaktadır.
Başlıca görev ve yetkileri:
Merkez Bankası’nın kurulmasına esas teşkıl eden 1715 sayılı Merkez Bankası Kanunu dönemin şartlarına uygun olarak hazırlanmıştı. Kanunla banknot ihracı imtiyazı Merkez Bankası’na tanınmıştır. Bankanın para politikası araçlarını kullanması ve hükümetle işbirliği içerisinde çalışmasını sürdürmesi de kanunun temellerini oluşturmuştur. 1715 sayılı kanunla ülkenin kalkınmasının sağlanması Merkez Bankası’nın temel görevi olarak tanımlanmıştır.
1970 yılında 1211 sayılı Merkez Bankası Kanunun çıkartılarak 1715 sayılı Merkez Bankası Kanunu yürürülükten kaldırılmıştır. Bu kanunla bankanın temel amacı kalkınma planlarını ve hükümet politikalarını desteklemek olarak belirlenmiştir.
Türkiye, 1980’lerin başından itibaren ekonomi alanında çok büyük bir yapısal dönüşüm sürecinin içine girmiş, ithalat yerine ihracata dayalı bir ekonomi modeli ile dışa açık hale gelirken, bir yandan da serbest piyasa şartlarının daha çok uygulama alanı bulduğu bir yapıya bürünmüştür.
1990’lı yıllara gelindiğinde yaşanan krizlerin de etkisiyle Merkez Bankası’nın bağımsızlığı tartışmaları görülmüştür. Buna ilave olarak Merkez Bankası’nın eknominin kalkınması hedefi sorgulanarak bunun fiyat istikrarı ile çelişkileri gündeme gelmiştir. Bu tartışmaların sonucunda 1994 ve 2001 yıllarında yapılan değişikliklerle Merkez Bankası’nın temel görevleri ve bağımızlığı düzenlenmiştir. Bankaların faaliyetlerine ilişkin kuralların uluslararası standartlara uyumlu hale getirilmesi, bankaların yeniden yapılandırılması ile denetiminin tek çatı altında toplanması gündeme gelmiş, bu amaçla ayrı bir kurum olarak “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu”nun (BDDK) kurulması, 2001’de yaşanan finansal krizle bankacılık sektörünün düzenlemelerinin gözden geçirilmesi, bu sekt.rün şoklara karşı dayanıklılığını artırmış ve gelişimini hızlandırmıştır. Söz konusu olumlu gelişmelere bağlı olarak finansal piyasalarda artan işlem hacmi ve çeşitlilik sonucunda bankalar teknolojilerini yenilemiş, verilen hizmetlerin kullanım alanı ve hızı artmıştır.
Teknolojideki gelişmeler, küreselleşme ve finansal işlemlerdeki serbestleşme neticesinde ticari ve finansal faaliyetlerin hızlanması yurt içi ve yurt dışı ödeme işlemlerinde artışa neden olurken bu ödemelerin gerçekleşmesine altyapı oluşturan ödeme sistemlerinin de önemini artırmıştır.
Güvenli ve etkin işleyen ulusal ödeme sistemlerinin varlığı, merkez bankalarının para politikası uygulamalarının etkinliği, finansal istikrar ve ekonominin gelişimi açısından da önem taşımaktadır.
Ödeme sistemlerinin daha yaygın kullanılmaya başlaması ve finansal altyapı kuruluşları olarak bu sistemlerden kaynaklanacak risklerin finansal istikrara olası olumsuz etkileri, merkez bankalarının ödeme sistemlerindeki rolünü de ön plana çıkarmıştır.
Buna paralel olarak TCMB kendisine Kanun ile verilen görevler çerçevesinde sahibi ve işleticisi olduğu ödeme sistemlerinin etkin bir şekilde işlemesini ve modernizasyonunu sağlamakta, ülkemizde ödemelerin sorunsuz ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesi için gerekli yasal ve teknik altyapının sunulması adına çalışmalar yapar.
Bu konu hakkındaki yazı ve başarılı örnekleri aktarmaya devam edeceğim. Sizlerinde yorum ve görüşlerinizi bekliyorum.
Mobil uygulama ve web uygulamalarının ekonomisi katlanarak büyüyor. Kablosuz telekom endüstri birliği (CTIA) http://www.ctia.org/ tahminlerine göre mobil uygulama ve web üzerinde oluşacak gelir 2016 ‘da $50 milyar ‘a ulaşacak.
Bu büyüme ile mobil cihazlarda harcanan zaman 2013 yılı içinde televizyonda harcanan zamana ulaşacak ve hatta geçecek. Mobil uygulamalar ve mobil web de geçtiğimiz yıl (2012) harcanan zaman 127 dakika idi, bir önceki yıl (2011) harcanan zaman 94 dakika idi, dolayısı ile önceki yıla göre artış 35% oranında oldu. Mobil cihazlardaki bu rakam artışlarına rağmen TV izlemek için 2012 ‘de harcanan zaman 168 dk ile bir önceki yıl 2011 ‘deki rakam ile aynı (kaynak: Mobil veri şirketi http://www.flurry.com/). Eğer bu trend devam ederse mobil uygulama ve web üzerinde harcanan zaman 2013 içinde TV izlemede harcanan zamanı geçecek.
Araştırma firması Gartner ‘in projeksiyonuna göre dünya üzerinde tablet üzerinde geliştirilen proje sayısı 2013 ‘de bir önceki yılı 2 ‘ye katlayacak.
Amazon, Netflix ve Youtube web bazlı orjinal içeriğe yatırım yapıyorlar, bu içeriklerin mobil web de de yayınlanması TV kullanım ve izleme rakamlarını azaltacak.
Yahoo ve Nielsen ‘in konu ile ilgili araştırmaları;
* 9/10 mobil kullanıcı alışveriş sırasında mobil Internet kullanıyor ve 50% ‘si alışveriş ile alakalı aktivite yapıyor. Dolayısı ile dükkanlar QRCode ile uygulayacakları teşvik ve indirimler ile potansiyel ziyaretçileri çevrimiçi satışa dönüştürebilirler.
* 86% internet kullanıcısı TV izlerken izledikleri program ve içerikle ilgili mobil cihazlarını kullanıyorlar.
Bize gösteriyor ki, son kullanıcılar günlük hayatları ve TV başında iken tüm yaşadığı deneyim için mobil cihazlarından destek alıyor.
Pazar rakamlarımızı tam olarak bulmamız şimdilik zor görünüyor, zira henüz profesyonel olarak tam oturmamış bir pazarımız var. Operatörler henüz bu konuyu profesyonel bir zemine oturtamadı, özel şirketler operatör bağımsız gidiyorlar ve reklam ağları ile bu konuyu ilerletmeye çalışıyorlar.
Sektörün oturması, son kullanıcıların reklam destekli mobil içerik ve servislere kolayca ulaşabilmesi ve tüm oyuncuların konuya daha profesyonel yaklaşarak pazarın büyümesi için net olan bir önerim var.
Bu öneriyi medya gruplarına ve operatörlere birçok kez söyledim, henüz 2 taraf da sektörü geliştirmek yerine sadece günü kurtarmak derdine düşerek yanaşmıyorlar.
Bildiğiniz gibi sektörümüzün kalbi her sene Şubat ayında Barselona ‘daki GSMA (Mobile World Congress / Mobil Dünya Kongresi) ‘de atar. Bu kongrede sektöre yön verenler vizyonlarını ve yeni gelişmeleri aktarırlar, tüm oyuncular lansmanlarını yapar ve görücüye çıkarlar.
Bizde yazımızı 2011 ve 2012 yıllarında Barselona ‘da yapılan etkinlik arasında oluşan Mobil reklam gelişmelerini aktararak Türkiye ‘de yakın dönemde oluşmasını beklediğim potansiyel büyümeyi aktararak noktalayalım.
Yukarıdaki rakamlar ve Türkiye mobil sektöründeki gelişmeler bize gösteriyor ki;
Beraber çalıştığımız Dijital Pazarlama ajansı Motto23 ‘ün mobil internet ve mobil reklam alanındaki yatırımı www.Mobilci.com ve tanıtım materyalleri ile reklamları fiziksel dünyadan dijital dünyaya bağlayacak Interaktif pazarlama servisi www.qrema.com ile markaları yazıda bahsettiğim mobil kullanıcı kitlesine ulaştırabileceğini düşünüyorum.
Mobil reklam gelirlerinin her yıl katlanarak artması ve 2015 yılın da $20.6 milyara ulaşması öngörülüyor (2011 yılında $3.3 milyar olduğunu düşünürsen hayli hızlı giden ve potansiyel barındıran bir sektörden bahsediyoruz). Kaynak: Gartner
Resim: Mobil Reklam Ekosistemi ve akışı
En büyük oyuncu Google mobil reklamdan yılda $2.5 milyar kazanıyor. Google’ın 2012 yılında mobil reklam alanında %80 oranında bir büyüme kaydedeceği ve pazardan $4.5 milyar gelir elde edeceği öngörülüyor.
IAB Türkiye (www.iab-turkiye.org) 2012 ilk 6 ay Dijital Reklam Harcamaları Raporu’na göre;
1Q12 Mobil Reklam Yatırımları toplamı | 14,94 Milyon TL |
1Q12 Mobil gösterim reklamları | 4,45 Milyon TL |
1Q12 Mobil opt-in SMS/MMS reklamları | 10,49 Milyon TL |
Türkiye ‘de mobil reklam pazarının oyuncular arasında nasıl dağıldığını bilmiyoruz. Yakında sektör biraz daha olgunlaşır ve kayda değer oyuncular da girerse IAB Türkiye veya oyuncuların kendilerinden yayınlamalarını bekliyoruz.
Türkiye ‘de şu andaki oyuncular, portföyleri, bağlı bulundukları gruplar ve ortaklık yapıları hakkında biraz bilgi vermeye çalışalım.
Türkiye ‘ye özellikle mobil alanda yatırım yapan yabancı (özelliklede Avrupalı olanlar) fonların gördüğü fırsatlar;
Anlayacağınız Mobil Internet ve Mobil Reklam alanında ralli başlamak üzere, herkes yatırımlarını tamamlasın kalkıyoruz!