Makalelerim

Tüm makalelerimi bu kategoride bulabileceksiniz

Katılım Bankacılığı Enstrümanları

Önceki yazımızda İslami Finans ve ülkemizdeki adı ile Katılım Bankacılığına giriş yapmıştık. Bu yazımızda da Katılım Bankacılığının temel prensipleri ile enstrümanlarını detaylandırmaya çalışacağız.
Faizsiz (Katılım) Bankacılığının oluşturulma nedeni ve çalışırken altın kuralı “Faizsizlik Prensibi”dir.
Genel iş alanı 3 parçaya ayrılabilir:
A. Fon toplama; kâr ve zarara katılma esasına göre fon kabul etmek ve müşteriye “sabit bir getiri” taahhüt etmemek,
B. Fon kullandırma; nakit kredi vermeyip müşterinin ihtiyaç duyduğu malı satıcıdan peşin alıp kendisine vadeli satmak veya iş sahibiyle proje bazında ortaklık oluşturmaktır.
C. Geleneksel bankacılık hizmetleri (bu hizmetlerde kesinlikle faizin her çeşidinden kaçınılmalıdır)
Katilim Bankaciligi

Katilim Bankaciligi

A. Fon Toplama Yöntemleri

Özel Cari Hesaplar
* Vadesizdir,
* İstenildiğinde çekilebilir veya ekleme yapılabilir.
* Herhangi bir kâr veya zarar sonucu doğurmayan hesaplardır.
Katılma Hesapları
* Vadeli hesaplardır, kâr veya zarara katılım vardır.
* Vadesinden önce para çekilebilir, vade bozulmaz.
* Ortaklık söz konusudur.
* Önceden belirlenmiş bir getiri ödenmez.
* Ödenecek getiri vade sonunda belli olur.
* Anapara garantisi verilemez.
* Sermaye- emek (mudaraba) yapısı üzerine kuruludur.

B. Fon Kullandırma Yöntemleri

İslami Finansın temelinde riba sözcüğünün (Türkçemizde faiz olarak geçen kelimedir) kâr marjı, vade farkı veya fiyat artırımı gibi terimlerle değiştirilmesi yeterli değildir. Dolayısı ile İslami Finansta yapılandırılacak tüm enstrümanlarda ticari faliyet, ürün / mal, kâr ve zarara ortak olmak ve tabiki sermaye-emek yapısı esas alınacaktır.
Türkiye’de kullanılan İslami Finansman enstrümanlarının çoğu murabaha esasına dayanmaktadır.

1. Kurumsal ve Bireysel Finansman Desteği – Murabaha (Maliyet Artı Kar Marjlı Satış/Mark-up trading)

Katılım Bankası ile fonu kullanacak olan kurumsal / bireysel müşteri arasında düzenlenecek sözleşme dahilinde, müşterinin ihtiyaç duyduğu her türlü emtia, menkul kıymet, gayrimenkul, hak ve hizmetin peşin olarak satın alınması ve kredi müşterisinin vadeli olarak borçlandırılması işlemidir.  Bir nevi kurumlar için işletme sermayesi ihtiyacının karşılanması anlamına gelir.
Bu yöntemle kullandırılacak fonlar karşılığında teminat alınması ve alım – satıma ilişkin belgenin katılım bankası ve müşteri tarafından muhafaza edilmelidir.
Murabahada banka müşterinin istemiş olduğu malı satın almakta ve satın alma fiyatına birtakım maliyetleri ve karı ekleyerek (örnek olarak malın fiyatı 100.000 TL olsun, masraflar, enflasyon ve kâr göz önüne alınarak +50% marj konularak 150.000 TL’ye) müşteriye satıp teslim etmektedir. Burada banka mülkiyetin üzerinde bulunduğu süre içerisinde gerçekleşebilecek mala ilişkin riskleri üzerinde taşımaktadır.
Murabaha yöntemiyle fon sağlamayı 9 adımda özetleyebiliriz:
1. Müşteri Bankaya fon sağlaması için başvurur,
2. Banka müşteri için elindeki veriler, sektör ve kamu kaynaklarından kredi değerlemesi yapar, uygunsa ilgili ticaret / mal / hammadde için fon limiti tahsis eder,
3. Müşteri ihtiyacı olan mal / hammadde için satıcı ile bir ön anlaşma (vaad) yapar,
4. Müşteri Banka ile kâr oranı ve geri ödemede anlaşır,
5. Banka Satıcıya mal / hammadde için sipariş verir,
6. Banka mal / hammadde satıcıdan peşin olarak alır,
7. Banka peşin aldığı mal / hammaddeyi müşteriye vadeli satar ve mal / hammadde müşteriye teslim edilir,
8. Banka müşteri ile sözleşmede antant kaldıkları fon + kâr miktarı kadar borçlandırır,
9. Müşteri borcunu Bankaya vadesinde öder
Banka, murabaha yoluyla doğrudan mal / hammadde ticaretinde bulunmakta ve bu yüzden elde ettiği kazanç da şeriat kurallarına göre ticari bir kazanç olarak meşru sayılmaktadır.
Murabahanın riba / faize girmemesi için temel esasları:
* Murabaha, bir malın veya hammaddenin, alıcı ve satıcının arasında anlaşması neticesinde belirli bir kâr marjının eklenmesi ile ödemeyi direkt satıcıya yapma işlemidir.
* Murabaha işleminde kesinlikle gerçek bir malın ticareti söz konusu olmalıdır.
* Murabaha işleminde genel kural dayanıklı malların finansmanıdır. Ancak dayanıklılık azaldıkça sözgelimi toptan et finansmanında vadeler kısa tutularak finansman yapılabilmektedir.
* Murabaha işleminde, alkol ve tütün gibi islamî kuralların dışında finansman mümkün değildir.
* Malın mülkiyeti ödeme taksitleri bitene ve mal nihai alıcısına satılana kadar bankada kalacaktır.
* Murabahada banka, hem satıcı hem de müşterisi ile iki ayrı sözleşme imzalamaktadır. Sözleşme imzalanırken, satılan ürün fiyatının, teslim ve ödeme planının belirlenmesi gerekmektedir.
* Murabahada malların üçüncü kişilerden satın alınmış olması zorunludur. Alıcı satıcı arasındaki dolaylı ilişki kabul edilemez.
* Satıcı müşterisinden vadede mal bedelini ödeyeceğine dair teminat isteyebilir. Bu teminat ipotek, rehin, bono, senet veya ihracat vesaiki olabilir.
* Alıcının mal bedelini vadede ödememesi halinde malın fiyatı arttırılamaz. Aynı zamanda alıcının mal bedelini vadeden önce erken ödemesi halinde ise malın fiyatı üzerinden indirim yapılamaz.
* Maddedeler içerisinde en önemlisi ise murabaha işlemlerinde alıcıya nakdi ödeme yapılamamasıdır. Ticari bankacılıktaki nakit kredi finansmanı seçeneği olmayan İslamî bankalar murabaha işlemlerinde de ödemeyi direkt alıcıdan bağımsız satıcıya yapmak zorundadır.

2. İcara (Leasing, Finansal kiralama)

İcara, geleneksel anlamdaki bankacılık sisteminin finansal kiralama faaliyetlerine benzemekte olup, doğrudan satış yerine, kiralama süresi sonunda mülkiyetin sembolik bir değer üzerinden alıcıya geçmesidir.
Faizsiz bankacılık faaliyetinde bulunan Katılım bankası, bir ekipmanı ya da bir binayı müşterilerinden birisine sabit bir tutar üzerinden ve sabit bir dönem için kiraya verir. Kâr-zarar ortaklığı ilkesinin aksine, bu tür bir sözleşmede önceden belirlenmiş ve sabit kılınmış bir getiri vardır.
Leasing temelde bir orta vadeli kredi işlemidir. Alışılmış kredi ilişkisinden farkı, kredinin kiracıya nakit olarak verilmemesidir. Kiracı, işinde kullanmak üzere almak istediği sabit kıymeti seçer ve bankadan bu işlem için kendisine kredi tahsis edilmesi talebinde bulunur. Banka tahsis ettiği krediyi kiracının seçtiği malın alımında kullanır. Banka satın aldığı sabit kıymeti kiracının kullanımına tahsis eder.
Kiralama süresi boyunca malın bakımı, onarımı, sigorta primleri vb. sorumlulukları kiracıya aittir.
İcara sürecini 9 adımda özetleyebiliriz:
1. Müşteri Bankaya fon sağlaması için başvurur,
2. Banka müşteri için elindeki veriler, sektör ve kamu kaynaklarından kredi değerlemesi yapar, uygunsa ilgili mal / hammadde için fon limiti tahsis eder,
3. Müşteri ihtiyacı olan mal / hammadde için satıcı ile bir ön sözleşme (vaad) yapar,
4. Müşteri Banka ile kâr oranı ve geri ödemede anlaşır,
5. Banka satıcıya mal / hammadde için sipariş verir,
6. Banka  mal / hammaddeyi satıcıdan peşin olarak alır,
7. Banka peşin aldığı mal / hammaddeyi  sözleşmede yer alan vade ve döviz cinsinden müşteriye kiralar,
8. Müşteri Bankaya kiralarını öder,
9. Banka sözleşme sonunda kiralanan mal / hammaddeyi müşterisine sembolik bir ücretle devreder.
Not:
* Finansal kiralama sözleşmeleri 3326 sayılı Finansal Kiralama Kanunu gereği 4 yıldan kısa süreli olamaz. Ancak Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen bazı sabit kıymetler için süre 2 yıla kadar kısaltılabilir.
* Geleneksel bankalar finansal kiralama yapma yetkisine sahip olmadıkları için büyük ortak kendisi olmak üzere finansal kiralama şirketleri kurmuşlardır. 90’lı yıllardan bu yana Katılım Bankaları selefi özel finans kurumları ve Finansal kiralama şirketleri icara işlemini yapabilmektedir.

3. Mudaraba (Emek – Sermaye ortaklığı / trust financing)

Mudaraba (emek-sermaye) sermaye sahibi ile bilgi-deneyim yani emek sahibi girişimcinin bir araya gelerek bir proje ortaklığı yapmalarıdır.
Mudaraba tipi finansman metodunda, ilgili iş veya projenin bütün masraflarını sermaye sahibi karşılar. Fon kullanacak girişimci ise işe emek ve ustalığını koyar. Güvene dayalı bir ortaklıktır.
Mudarabada, işin kârı, daha önceden belirlenen ve anlaşılan oran üzerinden taraflar arasında paylaşılır. Ortaklık ile kurulan iş / projeden zarar edilmesi durumunda, sermaye sahibi zararın tamamını karşılar. Emek sahibinin zararı o ana kadar harcadığı bilgi, deneyim, emek ve zamanıdır, buna alternatif maliyette diyebiliriz.
İstisnai olarak; zararın meydana gelmesinde müşterinin kasıt ve ihmali varsa, bu zarar kendisine tazmin ettirilebilir. Banka zararı minimuma indirmek için girişimcinin projesini çok yönlü olarak etüt etmeli; iş modeli, iş planı, MVP (minimum viable product / minimum uygulanabilir ürün), prototip ve fizibilitelerini derinlemesine uzman ekipleri ile incelemelidir. Kötüye kullanım, hesapsız ve kontrolsüzlük ihtimallerine karşı banka girişimciyi düzenli denetler ve gözlem altında tutar. İş / Proje  öngörülen fazlarda öngörülen miktarda kâr yapmadığı durumda fon kullanımını durdurabilir, fon harcanmasını belli mihenk taşları ve başarı göstergelerine bağlayabilir..
Bu modelde fon sahibi Katılım Bankası iş / projenin bütün masraflarını karşılar. Katılım bankalarının girişimci veya fon talebi yapan müşterisine fon kullandırması müşterek mudaraba sözleşmesi ile akit altına alınır. Bu sözleşme içinde; fon sahibi bankarabbü’l-mal (sermayedar), fon kullanan müşteri ise mudarib tanımı altında anılır.
Banka, mudaraba sözleşmesi içinde iş / proje kazancından isteyeceği kâr oranını müşterisine bildirir. Mudaraba usulü daha çok ticaretin finansmanında kullanılır. Bu ticaret dahili ve harici olabilir.

4. Müşaraka (Sermaye ve Kar-zarar ortaklığı / Partnership financing) 

Müşarakada müdarabadan farklı olarak ortaklığın her iki tarafı hem emek hem de sermayelerini bir araya getirir.
Müşaraka, bir yatırım / projenin finansmanı sağlanmak amacıyla, ortaklardan biri banka olmak şartıyla iki yada daha fazla ortağın, sözleşme hükümlerine göre ortaklık kurduğu, yatırımın sonuçlanmasından sonra kar ve zararın aynı şekilde sözleşmedeki katılma payları oranında paylaşıldığı bir ticari ortaklık ve fonlama türüdür.
Müşarakada ortakların çabalarının veya sermayelerinin eşit olması gerekmiyor. Başka bir deyişle müşaraka iki ve daha çok kişinin ticaret yapmak ve kârı paylaşmak üzere ortaklık kurması olup, burada her ortak şirkete belli tutar sermaye veya sermaye + emeği ile ortak olmaktadır. Net karın paylaşılması sözleşmede akit altına alınmaktadır. Zarara katlanma ise sermaye oranlarına göre yapılmaktadır.
Bankanın kâr ve zarardan alacağı pay ile varsa alacağı teminatlar, “Kâr-Zarar Ortaklığı Yatırımı Sözleşmesi” ‘nde açıkça belirlenir.
Not: Bu sözleşmelerde proje kârlılığından bağımsız olarak önceden belirlenmiş bir kâr taahhüdü söz konusu olamaz.
Müşaraka yöntemi genellikle sanayi ve ticaretin finansmanında kullanılır. Teçhizat ve makine sağlanmasında müşaraka yöntemi başarıyla uygulanabilir.
 
Müşarakayı teknik olarak ikiye ayırabiliriz:
* Sürekli Müşaraka: İş / proje devam ettiği süre içerisinde banka ve müşterinin ortaklığı devam eder.
* Azalan Müşaraka: Bankanın ortaklık payı, zamanla hisselerinin belirlenmiş vadelerde müşteri tarafından satın alınması ve proje bittiğinde tamamen müşterinin mülkiyetine geçmesi ile tamamlanabilir.
Müşaraka sürecini 5 adımda özetleyebiliriz:
1. Müşteri Kar-Zarar ortaklığı yapmak için Bankasına başvurur,
2. Banka ortaklık için proje ve ortaklık değerlemesi yapar, uygunsa ortaklığa karar verir,
3. Banka ile ortak olacağı müşteri arasında “Kar-Zarar Ortaklığı Sözleşmesi” imzalanır,
4. Ortaklık projesi uygulamaya geçer,
5. Ortaklık projesi sonunda oluşan kar veya zarar taraflar arasında paylaşılır.
Müşaraka ve Mudaraba arasındaki temel farklar: 
* Müşarakada tüm ortaklar yatırım yapmaktadır. Mudarabada ise yatırım sermayedar tarafından yapılmaktadır.
* Müşarakada tüm ortaklar, mudarabada ise sadece mudarib yönetimde söz sahibidir.
* Müşarakada zarar sermayedeki paya göre dağıtılır, Mudarabada ise zarar sermayedara aittir.
* Müşarakada tüm ortaklar sınırsız sorumluluk sahibidir.
* Müşarakada tüm varlıkların mülkiyeti ortaktır. Mudarabade ise tüm varlıklar sermayedarın mülkiyetindedir.

5. Karz-ı hasen (Faizsiz Ödünç)

İslami kurallara göre nakit para finansmanı yoktur, borç verme işlemi de sadece faizsiz borç anlamına gelen karz-ı hasen ile geçerlidir.
Karz-ı hasen daha çok yoksullara temel gereksinimlerini karşılamak için verilmekte olup, bu nedenle boyutları küçük ve etkisi sınırlıdır. Ayrıca Katılım bankalarının kullandırdıkları kredi tanımında geçen ve herhangi bir şekil ve surette verilen ödünçler kapsamında Katılım bankalarınca müşterilerine karz-ı hasen vermeleri uygulaması gösterilebilir.
Banka yönetimi zor durumda olan, banka ile büyük ölçüde çalışan müşterilerine karşılıksız olarak, durumu düzeldikten sonra aynen tahsil edilmek üzere kaynak tahsis edebilir.
Not: Katılım bankaları bu durumda kara ve doğabilecek zarara katılmazlar. Burada kar veya zarara ortaklık söz konusu olmadığı için, karz-ı hasen, toplanan fonlardan değil, katılım bankalarının özsermayelerinden veya cari hesaplarından verilebilmektedir.
Karz-ı hasen’de herhangi bir menfaat beklenmez. Taraflar arasında yapılan sözleşmede geri ödeme, verilen borç miktarına eşit olmaktadır. Karz-ı hasende belirlenen süre de bağlayıcı değildir. Alacaklı taraf, istediği zaman alacağını talep etme hakkına sahiptir.

6. Selem (İleriye dönük satın alma, future sale) 

Para peşin, mal veresiye olacak şekilde yapılan satış türüdür. Cinsi, miktarı, niteliği belli standart mallarda yapılır. Kısaca belirli şartlarda vadeli mal satışının tersidir.
Selem, ödemenin nakit olarak sözleşme anında yapıldığı, ancak satın alınan varlığın teslimatının önceden belirlenmiş tarihe kadar ertelendiği bir alım-satım işlemidir.
Selem daha çok emtia finansmanında kullanılmakta olup, peşin ödeme karşılığı ileri vadede teslimata dayalı ileri (forward) sözleşmeler ile aynı sözleşmelerdir. Bir başka deyişle banka paralel selemle riskini hedge ettiği selem sözleşmesi, belli tutardaki standart bir malın, menkul kıymetin, finansal göstergenin ya da yabancı paranın işlem anında belirlenmiş fiyattan, belirli bir yerde ve belirli bir tarihte satın alınmasını ya da satılmasını içeren alım-satım (vadeli işlem) sözleşmesidir.
Selem sözleşmeleri genellikle tahıl, petrol, demir ve benzeri ölçülebilir ve standartlaştırılabilir emtia üzerine yapılmaktadırlar. Bu sözleşmelerin fonlanması için çıkarılan sukuklar, ikinci el piyasada nominal değer üzerinden işlem görebilmekte olup, emtianın teslim tarihindeki fiyatına yönelik beklentiler doğrultusunda alınıp satılabilmektedir
Salam kapsamındaki işlemlerde malın fiyatı spot piyasada ödenir, ancak teslim edilmesi belli bir süre sonra gerçekleşir. Yapılan anlaşmalarla ticaretin konusu, fiyatı ve teslim tarihi tam olarak belirlenir. Mal zamanında teslim edilmezse müşteri ödemesini geri alır ya da mal teslim edilinceye kadar beklemeyi tercih edebilir.
Not: Türkiye ‘de enflasyonun çok yüksek olduğu dönemlerde evlenecek çocukları için aileler beyaz eşya ve mobilya gibi malları ön ödemeli kampanyalar ile alırlardı. Dolayısı ile hem enflasyondan etkilenmez, hemde çocuklarının evlendiği günlerde yeni çıkabilecek güncel modelleri alma hakkını elde ederlerdi.

7. İstisna (Siparişe dayalı satın alma)

Belirli bir bedel karşılığında, hammadde üreticiden olacak şekilde sanatkarlara bir eşya yaptırmak üzere yapılan sözleşmedir.
İstisna prensipleri ticarete konu olan malların dışında selem ile temel olarak aynıdır.
 
İstisna ile Selem arasındaki temel farklar:
* İstisna, seleme göre daha özel mallar için geçerli bir sözleşmedir.
* Selem sözleşmesinden farklı olarak istisna sözleşmesinde spot piyasada malın ücretinin hepsi ödenmeyebilir.
* İstisna sözleşmesi, sözleşme tarihi bitmeden, üretici mallar üzerinde çalışmaya başladığı anda tek taraflı iptal edilebilir. Selem sözleşmesi ise ancak sözleşme işleme konulmadan iptal edilebilir. Sözleşme işleme konulduktan sonra iptal edilemez.
* Malın teslimi selem sözleşmelerinde tespit edilmiştir. Ancak istisna için böyle bir ayarlama yapılmamıştır.
* İstisna sözleşmeleri belirli bir malın üretimi (ev inşası) için iken; selem sözleşmesi emtia ve tarım ürünleri için olabilir.

8. Mal Karşılığı Vesaikin Finansmanı

Mal karşılığı vesaikin finansmanı, Banka ile fon kullanan arasında düzenlenecek olan yazılı bir sözleşme dahilinde, mal karşılığı vesaik mukabilinde fon kullandırılması işlemidir.
Dış ticaret ve kambiyo mevzuatı çerçevesinde, Katılım bankası ile fon kullanan gerçek ve tüzel kişi arasında düzenlenen bir sözleşmeye istinaden, mal karşılığı vesaikin, Banka tarafından peşin satın alınması ve vadeli olarak fon kullanana daha yüksek bir fiyattan satılmasıdır.
Vesaikin finansmanı enstrümanında da gerçek bir malın ticaretinin yapılması gerekmektedir. Bir anlamda yurtdışı kurumsal finansman desteği olarak nitelendirilebilir.
Not: Dış ticarette, ihracatı yapan taraf malla birlikte sadece suret evrak gönderir, malı gümrükten çekebilecek orjinal belgeleri kendi bankasının ithalatçının ülkesindeki muhabir müşteri bankasına gönderir. Malın bedelini ödeyen ithalatçı / alıcı evrakları (sevk belgesi, fatura vb) muhabir bankadan alıp malını gümrükten çeker.
Dış ticarette; ithalatçıya karşı güven tam olmalı, ithalatçının ödeme gücü hakkında kuşku bulunmamalı, malın ithal edildiği ülkedeki siyasi, ekonomik ve hukuki şartların istikrarlı ve güvenilir olması gerekmektedir.

9. Sukuk (İslami Bono)

Sukuk ticari bir varlığın menkul kıymetleştirilerek sertifikalar aracılığıyla satımı ve daha sonra kiralanmasıdır. Varlık bir müddet sonra tekrar geri alınır.
Sukuk, varlık senedi veya menkul kıymetleştirilmiş varlık şeklinde de isimlendirilmektedir. Sukuk diğer borç senetlerinden (Bono, Tahvil, vb.) farklı olarak varlığa dayanmak zorundadır. En basit şekliyle sukuk bir varlığa sahip olmayı veya ondan yararlanma hakkını göstermektedir.
Sukuku diğer borç senetlerinden ayıran en temel özellik, nakit akışı hakkı yanında mülkiyet hakkınında sukuk sahibine verilmesidir.
Katılım bankaları, Hazine Müsteşarlığı veya özel sektör tarafından ihraç edilen kira sertifikaları ihalelerine girip, aktiflerine kira sertifikası alabilmekte aynı zamanda kendileri sukuk ihraç edebilmektedirler. İhraç edilen kira sertifikaları BİST’de list edildikten sonra, Borsa İstanbul Borçlanma Araçları Piyasasında alınıp satılabilmektedir.
Sukuk faizsiz olması özelliği ile İslami esaslara uygun bir menkul kıymet olarak kabul edilir; proje, varlık ve bilanço endeksli olarak düzenlenebilmektedir. Genellikle icar veya diğer sukuk anlaşmalarından oluşur, tedavül kabiliyeti olup olmamasına göre ikincil piyasası olan ve olmayan sukuk şeklinde de bir ayrıma tabi tutulabilir.
Sukuk enstrümanının işlem hacminin önümüzdeki yıllarda Türkiye ‘de de yüksek oranda artması bekleniyor.
Not:
1. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Türkiye’de Kira Sertifikaları ile ilgili ilk Tebliği 1 Nisan 2010 tarihinde yayımladı. İkinci tebliği ise daha geniş kapsamlı olarak 2013’te yayımlandı.
2. Türkiye’nin de üyesi bulunduğu İslam Kalkınma Bankası’nın net aktif değerlerini teminat göstererek çıkarttığı Sukuk, kredi derecelendirme kuruluşlarından “AAA” kredi notu alıyor, bu sayede geleneksel yatırımcılardan da çok ciddi talepler görmektedir. Ek olarak; İslami bankalar, Sukuk şeklinde bono ve tahvil çıkararak, ipotekli konut kredisi ve otomotiv kredileri veriyorlar.

10. Tekâfül (İslami sigorta)

Tekafül, modern dünyadaki sigorta uygulamasının İslam dünyasındaki karşılığı sayılabilir.
Paylaşılmış sorumluluk veya paylaşılmış garanti prensibine dayanmakta olup, klasik sigortacılıktaki belirsizlik kavramı bulunmamaktadır. Tekâfül, “dayanışma” anlamına gelmekte olup, Arapça kökenli bir kelime olan kefaletten türemiştir.
İslam dünyasında çeşitli ülkelerde, farklı yorumlarla uygulanmakla birlikte, aşağıdaki ilkelerde asgari müştereklik vardır:
* Kâr amacı gütmeyen sigortalıların bir araya geldiği kooperatif sigortacılığı.
* Sigorta şirketinin biriktirdiği fonların faiz dışı yatırım araçlarında değerlendirilmesi.
* Hasar ve sorumlulukların katılımcıların paylarına göre bölündüğü bir toplumsal sigorta havuzu modeli.
Tekafül, geleneksel sigortacılıktan farklı olarak ortak sigortacılığı baz aldığı için İslami kurallar dahilinde yapılabilmektedir. Genellikle tekafül sözleşmelerinde mudaraba veya vekalet usulleri uygulanmaktadır. Her iki şekilde de, katılımcılar ve şirketin kar paylaşımı esas alınmıştır. Örneğin mudaraba usulü sigortacılıkta, şirket de grup üyesi olup, yönetim ücreti almazken, vekalet usulünde şirket sisteme katılmayıp, yönetim ücreti almaktadır.
Üç tip tekafül türü vardır:
* Genel Tekafül (İslami Genel Sigorta),
* Aile Tekafül ( İslami Hayat Sigortası)
* Retekafül (İslami Reasürans) dür.
Tekafül tipi islami sigortada sigortalı yatırdığı primlerin nasıl değerlendirildiği ve nerelerde kullanıldığını bilmek ve sorgulanmak ister.
 
Tekafül sigorta sürecini şu şekilde özetleyebiliriz:
* Mal / varlığını sigorta ettirmek isteyen sigorta kurumuna gelip üye olurlar ve belli bir süre (yıllık, aylık) bedel öderler.
* Bu para onların namına kaydedilir, toplanan paraların belli bir miktarı hasarları ödemek için ayrılır, geri kalanı ile de yatırım ve ticaret yapılır.
* Yapılan yatırım ve ticarete de bütün üyeler ortaktır, bazen yapılan ticaretin geliri sigortalıların hasarlarını karşılamakta, üstü de fona gelir kaydedilmektedir.
* Gelir fazla olmaz ise hasarlar havuza toplanan paradan ödenir.
* Kurumun giderleri de yine fondan ve ticari, gelirden karşılanır.
Türkiye’de hükümetin son hazırlığı ve ekonomiden sorumlu bakanlarının açıklamaları ile tüm sigorta şirketlerimiz hazırlıklarına başladı. Umuyoruz çok yakında sadece pencere usülü ile değil islami hassasiyetleri önceleyen Tekafül sigorta şirketlerimiz olacak.
 
Sonraki yazılarımızda; İslami Finans enstrümanları ile bugün çok popüler olan Crowdfunding (Kitlesel Fonlama), Blockchain (Blok zinciri) ve CryptoCurrency ICO (Kripto Para halka arzları) benzerlikleri ve beraber nasıl çözülebileceği konusunda düşüncelerimi yazacağım.

İslami Finans ve Katılım Bankacılığı

Bu yazımda, sizleri İslam medeniyetinin altın çağına götürüp, bugünün gelişmiş ülkelerinin o gün ticaret yollarını kaptırdığı için İslam medeniyetini alt etmek için çıktığı keşifler, elde ettiği ganimet, değerli maden ve doğal kaynakları ülkelerine getirerek sermayeye daha sonrada bankacılık sistemine dönüşen sistemi nasıl oluşturduklarını aktaracağım.

XV. Yüzyıl – İslam Medeniyetinin Altın Çağı

15. yüzyılda altın çağını yaşayan İslam medeniyeti tüm ticaret yollarına hakim olmaya başladı, ticaret için tıkanan batı yeni arayışlara girdi. Keşifler çağında hayata geçiren batı, elde ettiği sermaye birikimini ise oluşturduğu yeni sistem (bankacılık) ile resmileştirdi.

15.yüzyılda rönesans İtalya’sının büyük kültürel erime potasında atılır. Her ne kadar Rönesans sanat, bilim, edebiyat ve felsefeyle ilişkilendirilse de, tüm bunların kamçılayıcısı para olmuştur: Zenginlik ve himayecilik, sanat ve mimaride meyve veren bir dönem başlatmıştır. Daha renksiz gelişmeler olaraksa para yatırılabilen ve belki daha da önemlisi borç alınabilen bankalar doğmuştur.Emperyalist bir şekilde elde ettikleri yeni kıtalarından kazandıkları kıymetli madenleri gemilerle banka hesaplarına aktaran batı sonraki dönemlerde sistemlerini geliştirdiler.

Yüzyıllar ilerledikçe, iç taht kavgaları, İslam ülkeleri arası meshep savaşları ve güç savaşları ile medeniyetini ileriye götüremedi, sonuç olarak ganimet ve vergi sarmalının içinde hapis oldu. İslam ülkeleri batılı bankaların kredi müşterileri haline geldiler. 20. yüzyıl ortalarına geldiğimizde, Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelerde ortaya çıkan İslamî bankacılık modelleri bir bir hayata geçmeye başladı. İslam ilk ortaya çıktığı ve kitabımız Kur’an-ı Kerim dünyaya indiğinden bu yana faizsiz bir ekonomik modeli benimsemiş olmamız ve bir çok İslam alimi bu yönde eserler vermesine rağmen, yüzyıllar boyunca İslam alemi ve halkımızın benimseyeceği bir modeli ortaya koyamadık. Bence bu durumun temel nedeni; İslam ülkelerinin kazandığı savaşlardan elde ettiği ganimetler, topraklar, vergi gelirleri ve toplumun dinamikleri bir değişikliğe ve sistemini geliştirmeye gerek duymamış sonuç olarak tembelleşmiştir.

Yüzyılın başından itibaren başlayan ferdi modeller, organize ve çağdaş metotlarla ilk defa Suudi kralı Faysal döneminde hayata geçirilmiştir. Asya ve Afrika kalkınma bankalarının kuruluşuna paralel olarak Cidde’de kurulan (20 Ekim 1975) İslam Kalkınma Bankası’nın İslam ülkelerindeki kamusal projelere yaptığı malî katkılar çok önemli boyutlarda olmuştur.Geleneksel bankacılığın 400 yıldan fazla olan geçmişine bakıldığında, henüz 42 yıllık bir geçmişi olan İslamî Bankacılık endüstrisinin oldukça genç olduğu görülmektedir.

 

Katılım Bankacılığının dünyadaki yeri

Dünya’nın milli gelir hacmi $80 trilyon dolara koşuyor. Finans sektörünün hacmi de bu civardadır diyebiliriz. Zira milli gelir ve ticaretin toplamı ile sistemin finansmanını besleyen Finans sektörünün hacmi paraleldir.

Son beş yılda yıllık ortalama yüzde 17 (17%) büyüme kaydeden Küresel Faizsiz Bankacılık sistemi, önümüzdeki 5 yıllık dönem boyunca da aynı yüksek büyüme trendini istikrarlı olarak sürdürerek 2019 yılı itibariyle toplam varlıkların $2 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu da Faizsiz Bankacılık Sisteminin Dünya toplam Finans hacminin yaklaşık yüzde 2 (2%) civarına tekabül edeceğini söyleyebiliriz.

Ülkemizde ise, katılım bankalarının, genel bankacılık sektörü içindeki toplam varlık payı, son on yılda %2’den %5,2 düzeyine yükselmiştir. Türkiye’nin dışında ağırlıklı olarak özellikle Malezya ve Körfez ülkelerinden Katar, Kuveyt, Bahreyn ile İngiltere faizsiz bankacılıkta önemli bir yere sahiptir. Dünya genelinde Faizsiz Bankacılık Sistemi hacminin bir kısmı (pencere sistemi ile) İngiltere’ye aittir diyebiliriz.

Batılı devletler de körfez ve İslam coğrafyasındaki sermayeyi kendilerine yönlendirmek istedikleri için de “Pencere Sistemi” ile Faizsiz Bankacılık hizmeti sunuyorlar.

 

Geleneksel Bankacılığın faaliyet alanları

Bildiğiniz üzere geleneksel Bankacılık üç ana alanda faaliyet yapar:

1.Fon toplar,

2.Fon kullandırır,

3.Klasik Bankacılık hizmetlerini yapar.

Kısaca anlatmak gerekirse, geleneksel Banka Bankacılık lisansı ve mevzuatlar çerçevesinde tasarruf sahiplerinden fon toplar, toplanan fonları düzenleyici kurum ve merkez bankasının izin verdiği çarpanlar ile ihtiyaç sahiplerine kredi şeklinde kullandırarak ekonomiye enjekte eder.

Klasik Bankacılık hizmetleri olarak da; hesap yönetimi, ödeme ve tahsilat hizmetleri, BES, sigorta, iç ve dış ticarete aracılık eder, sanayi kuruluşlarına destek, iştirak eder, kiralık kasa, değerli maden, menkul kıymet, sertifika, borsa faaliyetlerine fiilen katılır, ülkenin kalkınmasını destekler ve yönlendirir.

 

Katılım Bankacılığının (Faizsiz Bankacılık) faaliyet alanları

İslami Finans dişlileri ticareti, reel sektörü ve ortaklığı destekler

Faizsiz Bankacılık Türkiye ‘deki adı ile Katılım Bankacılığı, 1. sıradaki fon toplama kısmında Klasik Bankacılıktan ayrılır, sabit bir getiri yani faiz sözünde bulunamaz. Klasik Bankacılık sisteminde borç anlaşması yapılır, bildiğiniz gibi Kur’an ve Sünnette borç verildikten sonra fazlalık yani ek gelir elde edilmesi, ismi ne olursa olsun ribadır, faizdir ve sonuç olarak haramdır.

1. Fon toplama örneği üzerinden gidelim:

Klasik Bankacılık sistemine mevduat olarak 100 bin TL borç verirseniz, banka borç anlaşması karşılığında size bugünkü faiz oranları ile yıl sonunda 115 bin TL verir. Katılım Bankacılığı sisteminde ise bu fon yıl boyunca çeşitli ticari faaliyetlerde çalıştırılır, proje ve işlere yatırılır, bu faaliyetler sonucunda ne kadar kar elde edilirse yüzde 80 (80%) gibi bir oran fon sahibine, kalan yüzde 20 (20%) oran ise Katılım Bankasına kalır. Katılım Bankacılığında borç değil ortaklık anlaşması yapılır. İslam Finans’ta buna “mudaraba” diyoruz. Yani emek sermaye ortaklığı yapılıyor. Elde edilen kazancı paylaşma şeklinde bir anlaşmadır.

2. Fon kullandırma örneği üzerinden gidelim:

  • * Klasik Bankacılık sisteminde fon kullanılmak istendiğinde, aynı şekilde borç anlaşması yapılır. Örneğin, Klasik Bankacılık sisteminde, mal/sermaye sıkıntısı yaşayan müşterisine banka topladığı fondan 100 bin TL veriyor ve geriye vadesine göre faizi ile beraber 125 bin TL alıyor. Tabi bu arada bir çok taşınır, taşınmaz teminatlar alıyor. Bu da yine İslam’a göre caiz değildir.
  • * Katılım Bankacılığında ise bir malı, aracı, makinayı veya binayı/ofisi işletme adına peşin alıp aynı şekilde işletmeye vadeli satış şeklinde satılabiliyor. İslam Finans’ta buna “murabaha” diyoruz.
  • * İslami Finans’ta önemli 3. model “müşaraka” ortaklık modeli olarak isimlendiriyoruz. Burada bir işletme veya firma sahibi bankaya, yada banka kuruma ortaklık teklif edebilir. Ortaklık anlaşmasına göre elde edilen kâr ve zarar yazılan şartlara göre bölüştürülür.
  • Katılım Bankalarının Klasik Bankacılıktan en önemli farkı fonu toplarken ve kullandırırken faize bulaşmamasıdır. İslami Finans’ın ana amacı reel piyasayı, ticareti ve mal / şirket sahipliğinin tabana yayılmasını desteklemektir.
  • Türkiye’de İslami Finans alanının gelişmesi ve İslam ülkeleri arasında bayraktarlığa hazırlanması için büyük bir vizyon, katma değeri yüksek fikir, hikaye ve projeler gerekiyor. Bu yönde güzel bir gelişme var; Kalkınma Bakanlığı ve Katılım Bankaları Birliği arasındaki oluşturulan vizyon ve projeler ile Katılım Bankacılığı 2025 yılında Türkiye tüm Bankacılık sistemi içindeki payını yüzde 15 (15%)’e çıkaracak.
  • Sonraki yazımda İslami Finans, Sukuk ve Katılım Bankacılığı enstrümanlarına biraz detaylı giriş yapacağız.
  • Bir sonraki yani bu konu hakkındaki 3. yazımda da; günümüzün en popüler konuları Crowdfunding (Kitlesel Fonlama), Blockchain (Block zinciri) ve Blockchain üzerinde çalışan CryptoCurrency (Kripto para) ile bunların yatırımcı ve halka açılması konusu olan ICO (Initial Coin Offering) ‘nun aslında İslami Finans ‘ın mevcut enstrümanları ve kuralları ile yapılabileceğine dair görüş ve naçizane önerilerimi aktaracağım.

 

Kültürümüzde bulunan İmece ve Salma, Kitlesel Fonlama ile popüler hale geliyor

İmece ve Salma

İmece, beraber yaşayan topluluklarda işlerin gönüllü ya da zorunlu olarak ve elbirliği içinde yapılması anlamına geliyor. Genellikle kırsal yerleşim yerlerinde, birçok kişinin toplanıp elbirliğiyle bir kişinin tarlasını sürmek, ekinini biçmek, harmanını kaldırmak, mısırını, fındığını toplamak vb. gibi bir işini görmesi ve böylece herkesin işlerinin sırayla bitirilmesi. Bir arada yaşayan topluluk bazı sorunların giderilmesine karar vermişse, herkes kaynak ve imkanı doğrultusunda iş gücü açığını karşılamak zorundadır.

Eğer bir amaç ve gerçekleştirilecek proje için para toplanacaksa buna da salma denir. Para toplanması karar alınmışsa, herkes imkanı ölçüsünde maddi katkı yapmak zorundadır. İmece ve salma bir arada yaşayan Anadolu topluluklarında yazılı olmayan hukuka dayalı, herkes tarafından kabul gören bir dayanışma örgütüdür. Bir belediyenin yapması gereken pek çok işi, belediye olmadığı zamanlarda ve kırsalda hala bu usulle yapılır.

İmece usulü ile yapılabilecek işlere bazı örnekler: Köyün kanalizasyonunun yapılması. Köyün merasının temizlenmesi. Düğün yerlerinin kurulması. Okul inşaatı. Cami inşaatı. Okulun yakacağının toplanması. Köyün korusundan ağaç kesilmesi. Köy fırınının temizlenmesi. Hayır işlerinde gereken ortak çalışma. Düğünlerde sandalye, güğüm, kazan gibi eşyaların gereksinimi karşılamak. Köye misafir gelmişse ağırlamak. Köylerde hep birlikte yapılan işler.

Salma yapılması gereken ve gerekebilecek durumlara örnekler: Köyün hayrı için para toplamak. Askere gidecek kişilere yardım için para toplamak. Köyde yapılan bilumum inşaat için para toplamak.

Salma veya imece kararı muhtar ve ihtiyar heyeti tarafından alınıyor, Kitle Fonlama ‘da da sistemde açılacak projelere Platform yönetimi, öncü/melek yatırımcılar ve influencer (ünlü ve etkileyiciler diyelim) ‘lar karar veriyor.

 

Kitlesel Fonlama

Belediye ve kamu otoritesinin yapması gereken pek çok iş, yerelde bu usulle yapılırdı. Aynı şekilde bugün Türkiye ‘de yeterli ve riske yatırım yapan yatırımcı olmaması nedeniyle fikir ve projeler doğrudan halka açılacak. Bu çalışmalara da popüler adı ile Kitlesel Fonlaması (Crowdfunding) diyoruz.

En basit haliyle, kitlesel fonlama bir proje ya da girişimin bir grup insan tarafından internet aracılığı ile finanse edilmesidir. Teoride kişiler yapmış oldukları birikimler aracılığıyla mevcut yatırımlara dolaylı yollarla finansman sağlamaktadır. Örneğin, yatırımlara bankalar aracılığıyla finansman bulma gibi geleneksel yöntemlerde bankaların, para birikimi olan kişilerle paraya ihtiyacı olan kişiler arasında aracı görevini üstlenmesi söz konusudur. Ancak, klasik yöntemlerin tersine kitlesel fonlama yönteminde hiçbir aracı kuruma ihtiyaç duyulmadan finansmanın ilk elden kullanılması sağlanır. Finansman ihtiyacı olanlar, yatırım yapacak kişilere (kalabalığa) doğrudan başvurur. İletişim ise internet aracılığıyla sağlanır.

Kitlesel fonlama özellikle 2008 yılında yaşanan küresel finansal krizden sonra küçük ölçekli ve erken aşama şirketlerin finansman bulmakta yaşadıkları zorluklara bir çözüm alternatifi olarak ortaya çıkmıştır. Banka ve yatırım fonların yeni girişimleri ve küçük işletmeleri riskli sınıfına aldıkları için kredi vermiyor; dolayısı ile küçük ölçekli işler ve girişimler için finansman maliyeti artıyor. Dijital teknoloji ve her an her yerde mobil cihazlar ile internete bağlanabilme imkanı finansman bulma, alışveriş yapma, bağış toplama ve büyük topluluklara erişimi kolaylaştırdı, bu sayede kitlesel fonlamanın kısa sürede yaygınlaşmasını bekliyoruz.

Kitlesel Fonlama son altı yıl içerisinde özellikle gelişmiş ülkelerde önemli bir ilerleme göstermiş durumda. Günümüzde başta Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere ‘de yasalaşmış olan “Kitlesel Fonlama” muhtemelen Türkiye olarak mevzuata alan 3. ülke olacağız. Diğer taraftan halen Kuzey Amerika, Latin Amerika, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da bulunan 45 ülkede aktif olarak faaliyette bulunan toplam 672 kitle fonlaması platformu bulunmaktadır. Kitlesel Fonlama platformlarında 2015 yılında dünya genelinde 5 milyar dolarlık işlem hacmine ulaşıldı. Benzeri şekilde Türkiye’de melek yatırımla ilgili mevzuat çıktıktan sonra 16 tane melek yatırım ağı oluştu, ve bugüne kadar 800 melek yatırımcının işlem hacmi yaklaşık 500 milyon euro civarına ulaştı.

Yeni nesil finansman deniyor, aslında İslami Finans içinde zaten var!

Kitlesel fonlama yöntemiyle, tecrübeli ve tecrübesiz yatırımcıların bir araya gelmesi ve yatırım ortamından uzak duran yatırımcı kitlesinin tasarruflarını yatırıma yönlendirmesi, böylece sermayenin tabana yayılması hedefleniyor.

Sonuç olarak küçük tasarruf sahipleri de işletmelerin ve girişimlerin ortağı olarak faiz yerine ticaret ve aktif ekonominin içinde yer almış olacaklar.

Tam burada İslam’da Ticarete atfedilen önem ve İslami Finans ‘da bulunan Mudaraba ve Müşaraka ürünlerine değinmek ve ortak yönlerini görmemek olmaz. İslami Finans konusunda okuduğum kitap ve makaleler ile edindiğim bilgi ve deneyimi sizlere farklı makale ve yazılar ile aktarmaya çalışacağım.

Yeni mevzuat ile SPK (Sermaye Piyasaları Kurulu) tarafından yetkilendirilecek Kitlesel Fonlama platformlarının işlettikleri internet siteleri vasıtasıyla girişimcinin kitleye, kitlenin girişimciye erişimini sağlayacak yatırım ortamının sağlanmasına dönük düzenlemeler yapılıyor. Kamu maliyesine yük getirmeden başta teknoloji ve inovasyon odaklı yatırımlar olmak üzere tüm sektörlerde erken aşama finansmana ihtiyaç duyan girişimci sayısı ve bunların finansmana erişiminin artırılması hedefleniyor.

Yasal Mevzuat ne durumda?

    * Mevzuat ve 6362 SPK kanun değişikliği Meclis’e intikal etti, yakında TBMM ‘den geçmesi bekleniyor
    – 6.12.2012 tarihli 6362 SPK kanunun 3. tanım maddesinde (e-Halka açıklık) ve (h-İhraççı) bentleri değiştirilerek Kitle fonlama Borsa ve mevduat toplama dışına alınmıştır. (z-Kitlesel Fonlama) benti eklenerek kanun Kitle Fonlama ile halktan para toplama imkanı sağlanacaktır.
    – 4 ve 16. maddelerde değişiklik ve eklenen 35/A maddesi ile Kitlesel Fonlama ‘ya ilişkin düzenleme yapma ve kitle fonlaması platformlarının yetkilendirilmesi yetkisi SPK’ya verildi.
    * Kitlesel Fonlama platformlarının kurulabilmesi ve faaliyete başlaması için SPK’dan izin alması gerekiyor.
    * Platformların kuruluşlarına, ortaklarına, pay devirlerine, çalışanlarına, her bir fon sağlayıcı tarafından yatırılabilecek veya proje sahipleri ile girişim şirketleri tarafından toplanabilecek paranın azami limiti, faaliyet ilke ve esasları SPK tarafından belirlenecek.
    * Kitlesel Fonlama platformları 6362 nolu kanundaki 37 ve 38. maddelerdeki borsalar, piyasa işleticileri ve pazar yerleri ilkelerine tabi olmayacaklar.
    * Platform, Sermaye Piyasası Kanunu’nun izahname ya da ihraç belgesi hazırlama yükümlülüğüne ilişkin hükümlerine tabi olmayacak. Payları borsada işlem gören ortaklıklar ile Kitlesel Fonlama vasıtasıyla halktan para toplayan ortaklıklar hariç olmak üzere pay sahibi sayısı 500’ü aşan anonim ortaklıkların payları halka arz olunmuş sayılacak.

Kitlesel Fonlama platformları

Kitlesel Fonlama Platformu’nun kurulabilmesi ve faaliyet başlaması için Sermaye Piyasası Kurulundan izin alınacak ve teminat yatırılacak. Bu platformların kuruluşuna, ortaklıklarına, pay devirlerine, çalışanlarına, her bir fon sağlayıcı tarafından yatırılabilecek veya proje sahipleri ile girişim şirketleri tarafından toplanabilecek paranın azami limitine ve faaliyetleri sırasında uymaları gereken ilke ve esaslara ilişkin esaslar Kurul tarafından belirlenecek.

Kitlesel Fonlama platformları halktan para toplayan kişiler ile bunlara fon sağlayanlar arasındaki ilişkiler genel hükümlere tabi olacak. Yapısı itibariyle borsacılık faaliyetlerinden farklı olan ve daha serbest bir anlayışla düzenlenen Kitlesel Fonlama platformları, Sermaye Piyasası Kanunu’nun borsalar, piyasa işleticileri ve teşkilatlanmış diğer pazar yerleri ile ilgili hükümlerine tabi olmayacak. SPK tarafından açılan dava ve takipler ile ihtiyati haciz taleplerinde Sermaye Piyasası Kurulu’nun her türlü harç ve teminatın muaf tutulacak.

Sistem nasıl işleyecek?

Fikri olan herkes, Kitlesel Fonlama platformu üzerinden bir kullanıcı açacak. Girişimcimiz iş fikri ile ilgili MVP (Minimum Viable Product / Minimum Uygulanabilir Ürün), İş modeli ve İş Planını hazırlayarak platform yükleyecek. Girişimcilerin Kitlesel Fonlama platformunda destek olacak kişilerin beğenisini kazanmanız çok önemli, sonuçta tüm işlerde olduğu gibi herşey satış ile başlıyor, girişimci öncelikle kendisini ve girişimini çok iyi tanıtarak satışa yani işe başlıyor. Bunun için platformlardaki konu, hedef kitle, problem, çözümünüz, pazara uyumu ve içerikleriniz önem kazanıyor. Metin, video, ve fotoğraflar dikkat çekici olmalı.

Duyuruda, ne kadar paraya ihtiyacı olduğunu belirtecek ve 2 – 3 haftalık süre üzerinden takvimi başlatacak. İlgili sürenin sonunda, gerekli para toplanırsa sistem devreye girecek ve çalışmalar başlayacak. Yatırımcılar, girişimlere borç verebileceği gibi, bağış da yapabilecek veya hisse satın alabilecek.

Düzenleyici not: Yatırımcı, hisse alabilir, borç verebilir veya bağış yapabilir olmalı. Her üç uygulama da ABD ve İngiltere’de var. İkincil mevzuat ve yönetmelikler ivedi olarak çıkarsa hukuki ve mali çerçeve oluşur ve finansman modeli hızlıca başlar.

Yatırımcılar uygun gördükleri projeye dilediği miktarda katkı sağlayacak. Ödemeler aracı konumundaki Kitlesel Fonlama platformu tarafından gerçekleştirilecek. Öngörülen sürede hedef rakama ulaşılırsa, platform sahibi 5% ile 10% arasında değişen oranlarda komisyon bedelini keserek toplanan fonu proje sahibine ödüyor, ödemeler kamu desteklerinde (TUBITAK/TEYDEB ve KOSGEB) olduğu gibi belli mihenk taşları ve faturaya (proforma ve gerçek) da bağlanabilir.

Önceden belirlenen fon tutarının öngörülen sürede temin edilememesi halinde, o zamana kadar toplanan fonlar platform hizmet bedeli veya komisyonu kesilerek yatırımcılara iade edilebiliyor. Platformlar arasındaki farklar pazarlama, ağının gücü, iş akışlarını kolaylaştırıcı ek ürün, hizmet ve komisyon oranları ile belirlenecek gibi duruyor.

“Being an Entrepreneur in Turkey (2017)” Presentation and Performance in Conference

Hi dear visitors,

I want to share my last presentation about “Being an Entrepreneur in Turkey” and my live performance in International Business Conference with you.

Caution! I am warning you, It has my first magic & illusion show / experiments 🙂

My message is crystal clear: “If you want to be an Entrepreneur in Turkey, you need to know some illusion and magic :)”

 

To view and get clips please click here or following image

Being an Entrepreneur in Turkey

Being an Entrepreneur in Turkey

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

To watch my live performance and my illusion /magic show please click here or following image

If you want to be an Entrepreneur in Turkey!

If you want to be an Entrepreneur in Turkey!

 

 

 

 

Borsa İstanbul (BIST)

Finansal sistem içerisinde yer alan Piyasaları önceki yazılarımızda aktarmıştık. Son yazımızda da Sermaye Piyasası ve çeşitlerini aktardık. İkincil piyasa Sermaye Piyasasından ayrılarak Menkul Kıymetler Piyasasını oluşturmuştur.

Son olarak Menkul Kıymetler Piyasasında işlem gören Menkul Kıymetlerin niteliği ve çeşitlerini aktardık. Aynı makalede Menkul Kıymetlerin alınıp satıldığı Borsa çeşitlerini, bu borsaların ekonomiye ve paydaşlarına faydalarını aktardık.

Bundan sonraki makalelerimizde Sermaye Piyasası kapsamında yer alan Borsa İstanbul (BIST) ile alt piyasaları ve bu piyasalarda ticareti yapılan Menkul Kıymetleri aktarmaya çalışacağız.

 

Dünyanın ilk Borsası

Dünyanın ilk borsası büyük bir tesadüf ile 1970’de Kütahya’nın Gediz ilçesinde gerçekleşen 7.2 şiddetindeki deprem ile üstünde yapılmış Camii ‘nin yıkılması ile ortaya çıkan Aizanoi Antik kentinde bulunmaktadır.

Aizanoi, Kütahya şehir merkezine 58 kilometre uzaklıkta, Çavdarhisar ilçesinde bulunan antik bir kenttir.

Dönemin Roma İmparatoru Diocletianus tarafından M.S. 301 yılında yazılmış ‘Maksimum Fiyat Fermanı’ ’nın yazılı olduğu Antik Roma’da sebze ve meyve pazarı olarak bilinen ‘Macellum’ olarak adlandırılan yapı Dünyanın ilk Borsası olma unvanına sahiptir. Daha sonra Osmanlı İmparatorluğu’nda da kullanılacak NARH Sistemi gibi fiyat düzenlemesi yapısını paranın hızla değer yitirmesi, enflasyon ve ürünlerin önlenemez yükselişi gibi zaruri nedenler ile Antik Roma’da kullanmıştır.

Diocletianus’un Ferman / Bildirgesinde 14 cilt ve 1.000 üzerinde Latince hem Grekçe yazıtlar Macellum pazarında satılan mal ve hizmetlerin tavan fiyatlarını belirlemiştir. Belirtilen düzenlemelere uymayanlar içinde ölüm cezası getirmişti. Yeryüzündeki ilk enflasyon ile mücadele politikası olarak da adlandırılabilir. Örneğin; 16-40 yaşlarında bir erkek köle = iki eşek, üç erkek köle = bir at, temizlikçi (günlük) = 25 dinar, ayakkabı = 300 dinar, 453 gr kuzu eti = 12 dinar ve yaban domuzu = 6.000 dinara eşdeğer olduğu belirtilmiştir.

 

Türkiye Borsa Tarihi

Türkiye ‘de Menkul Kıymetler Borsasının tarihi bankacılık faaliyetleri ile aynı döneme denk gelir. Türkiye Finansal tarihinin ilk bankası olan ‘İstanbul Bankası (1847)’ ve ilk borsası ‘Dersaadet Tahvilat Borsası (1866)’ yıllarında her ikisi de Galata Bankerlerinin desteği ile kurulmuştur.

1854 Kırım Savaşı sonrası Osmanlı İmparatorluğu  finansman ihtiyacını karşılamak için ilk devlet iç borçlanma tahvilini çıkarmış, Osmanlı borçlanma tahvillerinin alım satımı 1864 yılında kurulan dernekte yapılmış. Bu dernek ilk borsanın temellerini oluşturmuştur. Osmanlı Borsası bir devlet borsasıdır ve 1866 tarihinde Galata’da Komisyon Han’da faaliyet göstermeye başlamakla birlikte resmi kuruluşu 1873 tarihli “Dersaadet Tahvilat Borsası Nizamnamesi” adlı tüzükle olmuştur.

İlk borsa faaliyeti Galata’da Avrupa’da ‘Konsolid Han’ olarak adlandırılan ‘Havyar Han’ ‘nda  başlamış, 1866 yılında ‘Havyar Han’ ‘ının karşısında bulunan ‘Komisyon Han’ ‘ına taşınmıştır. Borsa varlığını 1913 yılında Komisyon Hanının yıkılışına kadar burada faaliyetini sürdürmüş, savaş süresince kapalı olan borsa, mütareke sırasında ‘Komisyon Han’ yenilenmiş, o zamana kadar geçici olarak Galata’da başka  bir Han’a yerleşmiştir. 1921 yılında tekrar inşa edilen yeni ‘Komisyon Han’ ‘ına taşınmış ve Osmanlı Borsası veya Galata Borsası burada ömrünü tamamlamıştır. 1 Nisan 1926 tarihinde yeni yapılan bir han olan ‘Dördüncü (IV.) Vakıf Han’ ‘ına taşınmıştır.

Borsanın Hanlar arası yolculuğunda ismi de birçok kez değişmiştir. 1906 ‘da çıkan tüzük ile ismi ‘Esham ve Tahvilat Borsası’, Cumhuriyet döneminde (1922) çıkarılan tüzükle bugünkü işleyişine yaklaşmış, 1929 ‘de kabul edilen ‘Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsaları Kanunu’ ile borsa faaliyetleri düzenlenmiş ve adı ‘İMKB – İstanbul Menkul Kıymetler Borsası‘ olmuştur. 1938 ‘de İMKB kapatılıp 1941 ‘de tekrar İstanbul ‘a gelene kadar Ankara’ya taşınarak ‘Kambiyo Esham ve Tahvilat Borsası’ adı altında faaliyetine devam etmiştir. 1980 ihtilali sonrası liberal döneme geçişle birlikte 1981 yılında çıkarılan Sermaye Piyasaları Kanunu (SerPK) ve 1983 ‘de çıkarılan ‘Menkul Kıymetler Borsaları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ ve peşinden 1984 ve 1985’te çıkarılan yönetmelikler ile İMKB menkul kıymetlerin alımı ve satımı, fiyatların tespit ve ilanı ile ilgili işlerle yetkilendirilmiştir.

 

Son Modern Borsa ‘BORSA İSTANBUL A.Ş. (BIST)’

Sıra geldi asıl konumuza, iştirakleri, yeni yerleşkesi, üniversiteler ile yaptığı girişimler için ortak oluşturulan Teknopark iş birliktelikleri, teknoloji borsası NASDAQ ile teknolojik, bölge ve dost ülkeler ile yapılan işbirliği ve ortaklıklar nedeniyle dünyanın gıpta ettiği gözbebeğimiz son modern borsa Borsa İstanbul (BIST) hakkında sizlere bilgiler aktarmak isterim.

30 Aralık 2012 tarihinde 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 1981 tarihli Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasaları Kanunu (SerPK) ve 1983 yılındaki Kanun Hükmündeki Kararname yürürlükten kalkmış, ilgili mevzuattaki atıflar 6362 sayılı yeni kanunun ilgili hükümlerine yapılmış sayılmıştır.

Yeni 6362 sayılı Kanun’un 138. maddesi uyarınca Borsa İstanbul A.Ş. borsacılık faaliyetleri yapmak üzere Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte kurulmuştur. Kanun ile kurulmasına rağmen idari olarak Ticaret odasına bağlı Anonim Şirket olarak özel bir statüsü bulunan Borsa İstanbul önceki makalemizde de belirttiğimiz 3 borsa çeşidinden Karma Borsa çeşidine girmektedir. Yazının ilerleyen kısımlarında Borsa İstanbul için kısaca BIST diyeceğim.

Sermaye Piyasasında borsaları tek çatı altında toplayan BIST, esas sözleşmesinin Sermaye Piyasası Kurulu’nca hazırlanıp ilgili Bakanın onayı sonrasında 3 Nisan 2013 tarihinde doğrudan tescil ve ilan edilmesiyle faaliyet izni almıştır.

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na dayanılarak kurulan BIST özel hukuk tüzel kişiliğini haizdir. BIST yetkili olduğu konu ve alanlarda kendi iç düzenlemelerini yapabilmektedir.

BIST başlıca amacı ve faaliyet konusu; Kanun hükümleri ve ilgili mevzuat çerçevesinde, sermaye piyasası araçlarının, kambiyo ve kıymetli madenler ile kıymetli taşların ve Sermaye Piyasası Kurulu tarafından uygun görülen diğer sözleşmelerin, belgelerin ve kıymetlerin serbest rekabet şartları altında kolay ve güvenli bir şekilde, şeffaf, etkin, rekabetçi, dürüst ve istikrarlı bir ortamda alınıp satılabilmesini sağlamak, bunlara ilişkin alım-satım emirlerini sonuçlandıracak şekilde bir araya getirmek veya bu emirlerin bir araya gelmesini kolaylaştırmak ve oluşan fiyatları tespit ve ilan etmek üzere piyasalar, pazarlar, platformlar ve sistemler ile teşkilatlanmış diğer pazar yerleri oluşturmak, kurmak ve geliştirmek, bunları ve başka borsaları veyahut borsaların piyasalarını yönetmek ve/veya işletmektir.

BIST amacına ulaşmak ve faaliyet konusunu gerçekleştirmek üzere SPK mevzuatı uyarınca gerekli izinleri alarak şu faaliyetlerde bulunabilir:

a) Kanunda ve ilgili diğer mevzuatta tanımlanan borsacılık ve piyasa işletmeciliği faaliyetlerinde bulunur.

b) Sermaye piyasası araçlarının, kambiyo ve kıymetli madenler ile kıymetli taşların ve Sermaye Piyasası Kurulunca uygun görülecek diğer sözleşmelerin, belgelerin ve kıymetlerin işlem göreceği piyasalar, pazarlar, platformlar ve sistemler ile teşkilatlanmış diğer pazar yerlerini oluşturur, yönetir ve işletir. Tabi gerektiğinde oluşturduğu tüm yapıları tasfiye edebilir, işletilmesi ve/veya yönetilmesi için piyasa işleticisi ile anlaşma yapabilir. Tüm bu çalışmalar için her türlü usul ve esasları düzenler.

c) Yeni borsalar veya bu borsaların piyasalarını, pazarlarını, platformlarını ve sistemlerini yönetir ve/veya işletir.

ç) Sermaye piyasası araçlarını, kambiyo ve kıymetli madenler ile kıymetli taşları ve uygun görülecek diğer sözleşmeleri, belgeleri ve kıymetleri borsa kotuna veya listesine alır, bunlarla   ilgili başvuruları sonuçlandırır, gerektiğinde kottan veya listeden çıkarır ve işlem görmelerini geçici veya sürekli olarak durdurur.

d) Borsada işlem yapma yetkisi taleplerini veya buna ilişkin yetkilendirme başvurularını karara bağlar, borsa üyelerine ve yetkilendirilmiş kişi ve kuruluşlara veya bunların temsilcilerine yönelik disiplin düzenlemeleri yapar, gerektiğinde bunların üyelikten geçici veya sürekli çıkarılmasına karar verir.

e) Emirlerin iletilmesine ve eşleştirilmesine ilişkin sistemler kurar, bunlara ilişkin usul ve esasları belirler.

f) Kota veya listeye alınan sermaye piyasası araçlarını ihraç edenlerin kamuyu aydınlatma yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlamaya yönelik düzenlemeler yapar, elektronik / dijital platformlar oluşturur, geliştirir, işletir, sermaye piyasasındaki diğer kurumlarla ortak çalışmalar yapar.

g) Borsada gerçekleştirilen alım satım işlemlerinden kaynaklanan teslim ve ödeme taahhütlerinin zamanında yerine getirilmesini, nakit ve kıymet transferini, saklama ve teslim işlemlerini takas ve saklama kuruluşlarına yaptırır ve bu amaçla kurulmuş ve kurulacak olan şirketlere ortak olur.

ğ) Yatırım kuruluşlarının kendi aralarında veya müşterileriyle olan borsa işlemlerinden doğan uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin usul ve esasları belirler.

h) İşlem gören araçlara ve ürünlere ilişkin olarak oluşan fiyatları ilan etmek amacıyla sistemler kurar ve geliştirir, faaliyetleri kapsamında her türlü veri tabanı oluşturur, bu verileri işler, pazarlar, satar, kiralar, yayımlar, bunları yayımlayacak veri yayın kuruluşları ve bunların alt alıcıları ile sözleşmeler yapar.

ı) Şirketin amacını gerçekleştirmeye imkân verecek fiziki mekanlar oluşturur, bu mekanlara ilişkin teknik alt yapı ve donanımı sağlar, satın alma ve kiralama yapar.

i) Borsacılık faaliyetleri ile ilgili olarak her türlü bilgi işlem teknolojilerini, yazılımı, programı, know-how / bilgi-deneyim-yetenek, lisans, alım-satım, işletim, gözetim, denetim, uzaktan erişim sistemlerini, veri merkezi, eş-yerleşim, bilişim sistemleri barındırma, bilgisayar donanımını, terminalleri ve teknolojik altyapıyı satın alır, kiralar, oluşturur, mevcutları yeniler, iyileştirir, geliştirir, satar, bu konularda faaliyet gösteren kişilerle ve kurumlarla her türlü ortaklığa, işbirliğine ve anlaşmaya girer, gerektiğinde stratejik ortaklıklar yapar, bunlarla ilgili her türlü kiralama ve satış öncesi veya sonrası teknik destek, eğitim, servis, bakım ve onarım, mal ve hizmet alımı yapar veya bu tür hizmetleri başkalarına sağlar.

j) Şirketin faaliyetini geliştirmek amacıyla, tek başına veyahut yurt içinde veya yurt dışında kurulmuş veya kurulacak borsa, piyasa işleticisi ve ilgili diğer şirket, kişi ve kuruluşlarla daimi ve geçici her nevi ortaklıklar ve şirketler kurar, bunları veya bunlardaki ortaklık paylarını satın alır, bunlarla işbirliği yapar, stratejik ortaklıklara girer, ortak ürün, araç, endeks ve teknolojiler geliştirir, ulusal ve uluslar arası kuruluşlara üye olur, borsa ve piyasa işleticileri ile diğer ilgili şirket, kişi ve kuruluşların kendi aralarında gerçekleştirdikleri çalışmalara katılır, bunlarla personel değişimi yapar, mevzuatın izin verdiği ölçüde bunlarla bilgi paylaşımında bulunur.

k) Bünyesinde gerekli gözetim sistemlerini kurar ve geliştirir, gerektiğinde gözetim görevini yerine getirmek amacıyla dışarıdan hizmet alır, gözetim ve denetim faaliyetleri kapsamında yabancı borsalar ve uluslar arası kuruluşlar ile karşılıklılık ilkesi çerçevesinde işbirliğinde ve bilgi paylaşımında bulunur.

l) Endeks yapıcılığı faaliyetinde bulunur, endeksler hesaplar, mevcut endeksleri geliştirir, yeni endeksler oluşturur, hesaplanan bu endekslerin kullanım hakkını kiraya verir veya endeks oluşturulması, hesaplanması, yayımlanması, dağıtılması ve finansal ürünlerde kullanılması ve/veya başkalarına kullandırılması konusunda üçüncü kişilere yetki verir, bu konularda başkalarıyla ortaklıklar ve sözleşmeler yapar.

m) Payları borsada işlem gören şirketlere, üyelere ve diğer kullanıcılara her türlü kurumsal servis sağlamak üzere altyapılar oluşturur, bu amaçla yatırımlar yapar veya bu yapıları başkalarına yaptırtır.

n) Mevzuat çerçevesinde basın-yayın, radyo, televizyon, internet ve diğer iletişim araçlarıyla şirket faaliyetleri ile ilgili olarak ulusal veya uluslar arası ölçekte her türlü ilan, reklam, tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerinde bulunur, kurumsal iletişim amaçlarına uygun olarak her türlü kültürel, sosyal ve sportif etkinlikler düzenler, bunlara katılır veya finansal destek sağlar, bu ve benzeri amaçlarla üst sınırı her takvim yılı için 8.000.000 (sekiz milyon) Türk lirası olmak kaydıyla bağış, hibe veya yardım edebilir.

o) Sermaye piyasası alanında yatırımcılar ile payları, araçları ve ürünleri borsada işlem gören şirketlerin, borsada işlem yapmakla yetkilendirilmiş yatırım kuruluşları ile diğer sektör kurumlarının çalışanlarının eğitimi amacıyla konferanslar, seminerler ve kurslar düzenler.

ö) Finansal piyasaları ilgilendiren iktisadi, finansal ve hukuki konularda araştırmalar yapar, bu amaçla gerektiğinde merkez, enstitü ve şirket kurar, mevcutlara ortak olur veya bunlarla işbirliği yapar, söz konusu alanlardaki konuların tartışılması amacıyla diğer borsa ve piyasa işleticilerinin yetkililerini, akademisyenleri, piyasa katılımcılarını, düzenleyici kuruluş ve sektör temsilcilerini bir araya getiren ulusal ve uluslar arası toplantılar düzenler, düzenlenecek seminer, toplantı ve konferanslara sponsor olabilir.

p) Şirketin faaliyet çevresi ile ilgili veya şirketin tanıtımına katkıda bulunur süreli ve süresiz yayın, kitap, dergi, bülten ile yazılı, sesli veya görüntülü eserler hazırlar, yayımlar, bunları başka kişi, kurum ve kuruluşlara hazırlatır ve bunları satar, bu tür çalışmalara sponsor olabilir.

r) Amacı ve konusu ile ilgili işlemlerin gerçekleştirilmesi sırasında, ihtiyacı olan her türlü menkul ve gayrimenkul mallarla her çeşit hakları satın alır, imal veya inşa ettirir, sair şekillerde iktisap eder, kiralar, gerektiğinde bunları kısmen veya tamamen başkalarına satar, devreder, kiraya verir ve ihraç veya ithal eder, bunlar üzerinde her çeşit ayni hak tesis eder ve bunları kaldırır.

s) Sermaye Piyasası Kurulunca belirlenen kurumsal yönetim ilkelerine uygun olmak kaydıyla faaliyetlerinin gerektirdiği her türlü nakit ve nakit dışı borçlanmada bulunur, bu amaçla kendisi ve başkaları lehine kefalet, rehin, ipotek, işletme rehini, temlik ve her çeşit teminat işlemlerini yapar ve bunlarla ilgili devirleri gerçekleştirir, her türlü sermaye piyasası aracı ihraç eder.

ş) Şirketin amacına yönelik yapacağı faaliyetleri sırasında, konusu ile ilgili her türlü hukuki işlemleri yapar, taahhütname, senet ve sair belgeleri imzalar, her türlü hak ve alacaklara sahip olur ve borçları kabul eder.

t) Amaç ve konusu ile ilgili işlemlerin gerçekleştirilmesi sırasında gerekli olan hesap, kayıt ve defterlerin tutulması, belgelerin düzenlenmesi ile ilgili her türlü işlemi yapar.

u) Kanun ve ilgili mevzuatla kendisine verilen yetki ve görevlerle ilgili olarak düzenlemeler yapar ve bunları uygular, bu düzenlemelere tabi kurum ve kuruluşlar nezdinde bunlara uygun hareket edilip edilmediğini ve kendisine gönderilen bilgilerin doğru olup olmadığını denetler, uyarı ve tavsiyelerde bulunur, uymayanlara gerektiğinde yaptırımlar uygular.

ü) Sermaye Piyasası Kurulunun izni ile sermaye piyasası mevzuatı dışındaki bir mevzuattan kaynaklanan veya herhangi bir mevzuattan kaynaklanmayan borsacılık faaliyetlerinin gelişimine hizmet etme potansiyeli olan, bu faaliyetlere yardımcı ya da bunların geliştirilmesini sağlayan yan faaliyetlerde bulunabilir; bu amaçla piyasalar, pazarlar, platformlar veya diğer pazar yerlerini oluşturur, şirketler kurar, şirketlere ortak olur veya bu konularda faaliyet gösteren kişilerle ve kurumlarla her türlü ortaklığa ve iş birliğine girebilir.

v) Mevzuatın izin, görev ve yetki verdiği diğer faaliyetlerde bulunabilir.


Alfabemizdeki son harfler eksik kalmış 🙂 bende haddim olmadan naçizane TBMM ‘de tasarısı geçen ve SPK düzenlemelerini bekleyen yeni ‘Crowdfunding (Kitlesel Fonlama)’ ‘e imkan sağlayacak ve ‘Startup / girişim’ ‘lerini destekleyecek, girişimlere halk / yatırımcı tarafından güvenli bir şekilde yatırım yapılmasını düzenleyecek, kontrol edecek ve yönetecek bir madde eklenmesini öneriyorum.

Menkul Kıymet ve Borsaları

Sermaye Piyasasının içinden arz ve talebinin farklı olması ile ayrılmış olan piyasalar Menkul Kıymetler Piyasasını oluşturmaktadır. Menkul Kıymetler Piyasasında sermaye talep eden şirketler halka Menkul Kıymet arz etmekte yani fon talep etmektedir. Sermaye arz eden kişiler ise Menkul Kıymet talep etmekte yani fon sağlamaktadır.

Bir önceki makalemizde de değindiğimiz gibi Sermaye piyasası temel olarak ikiye (2) ayrılır;

  1. Birincil Sermaye Piyasası: Proje ve yatırımları için Fon eksiği olan şirketlerin fon toplamak amacıyla uygun gördükleri çeşitli finansal araçları belli bir yasal düzenleme çerçevesinde halka arz ederek, fon fazlası olanlardan ihtiyaç duydukları fonu sağladıkları piyasadır. Bu şekilde halka arz edilen başlıca finansal araçlar ortaklık hakkı veren hisse senetleri, bir tür uzun vadeli borç senetleri olan tahviller ve bunların değişik biçimleri olan diğer menkul kıymetlerdir.
  2. İkincil Sermaye Piyasası: Daha önce Birincil Sermaye Piyasasında ihraç edilmiş olan Menkul Kıymetlerin halk arasında sürekli olarak el değiştirdiği piyasadır. İkincil Piyasa bu özelliği nedeniyle Sermaye Piyasasından ayrılmış ve Menkul Kıymetler Piyasası olmuştur. İkincil Sermaye Piyasası işlevi itibariyle Birincil Sermaye Piyasalarını tamamlamakta, bu sayede birincil piyasalara işlerlik ve likidite kazandırmaktadır

Menkul Kıymet

  • * Ortaklık ve alacaklılık sağlayan,
  • * Belirli bir meblağı temsil eden,
  • * Yatırım aracı olarak kullanılan,
  • * Dönemsel gelir getiren,
  • * Birbiri ile aynı özelliklerde seri halinde çıkarılan,
  • * İbareleri aynı olan,
  • * Menkul Kıymet ve Fon talep eden evrak ve belgelerdir
  • * Menkul Kıymetler Piyasasında alınıp satılan Hisse senedi ve Tahvil gibi
  • * Menkul Kıymet evrakları sürekli alınıp satılmasından dolayı iktisadi değerleri yoktur, iktisadi değerini temsil eden belgeler olarak geçmektedir. Diğer bir söylem ile
  • * Menkul Kıymetlerin temsil ettikleri gerçek değerler bu ihraç edilen kağıtların arkasında gizlidir.

 

Menkul Kıymetlerin Niteliği

  • * Menkul Kıymetlerin günümüzdeki el değiştirmesi eskiye göre çok daha hızlı bir şekilde yapılmaktadır. Bunun nedeni ise tezgah üstü piyasalarda fiziki olarak alınıp satılmamasıdır
  • * Fiilen el değiştirmedikleri için yalnızca fiyatları takip edilmektedir
  • * Borsa İstanbul ‘a gittiğinizde bir şey fark edeceksiniz (ben geçen haftalarda birkaç kez gittiğimde fark ettim) büyük seans odaları eskisi kadar dolu değil, brokerlar ve menkul kıymet şirket yetkili sayısı önemli oranda azalmış
  • * Teknolojik gelişmeler ile Brokerlar uzaktan işlem yapabiliyor kendi ofislerinde seans odaları oluşturabiliyorlar
  • * Borsa içinde yeni açılan hizmet ile Co-location (firmalara merkezde sunucu bulundurma ve uzaktan merkezdeki ekranlarını açma) imkanı tanınıyor
  • * Uluslar arası kurumların farklı ülkelerden Algoritmik trading (robot ve veri analiz uygulamaları ile işlem akışlarının analizi ile otomatik al – sat emirleri oluşturarak uzaktan emir gönderen) imkanları ile Borsada işlem sayısı ve hacimler giderek yükseliyor

Çok işlem gören Menkul Kıymetler

    * Devlet tahvilleri
    * Hazine bonoları
    * Özel sektör tahvilleri
    * Hisse (Pay) senetleri
    * Hisse senedi ve tahvil kuponları
    * Gelir ortaklığı senetleri
    * Toplu konut idaresi ve Kamu Ortaklığı İdaresi tarafından çıkarılan tahviller
    * Yatırım fonu katılma belgeler
    * Finansman bonolar
    * Banka bonoları ve banka garantili bono
    * Varlığa dayalı menkul kıymetler
    * İpotek / teminata dayalı menkul kıymetler
    * Kar – zarar ortaklığı belgeleri

 

Menkul Kıymet Borsaları kuruluşlarındaki yasal özellik ve düzenlemeler nedeniyle üçe (3) ayrılmaktadır;

  1. Devlet Borsaları: Genellikle bir kanunla kurulan ve borsanın yönetiminin resmi aracılar tarafından oluşturulan kurullara bırakıldığı Menkul Kıymet Borsasıdır Devlet borsalarına örnek olarak Kıta Avrupası‘ndaki Menkul Kıymet Borsalarıdır
  2. Özel Borsalar: Borsa üyeleri tarafından kurulan, mesleki kuruluş niteliğine sahip ve kâr amacı taşımayan anonim şirket statüsündeki Menkul Kıymet Borsalarıdır. Bu borsaların örneği ise Anglo-Sakson ülkelerindeki Menkul Kıymet Borsalarıdır.
  3. Karma Borsalar: Hem özel borsalar, hem de devlet borsalarının özelliklerini taşır. Örnek olarak kanunla kurulmuş olmasına rağmen, idari açıdan ticaret odasına bağlanması nedeniyle mesleki bir kuruluş haline gelen İtalya ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsasıdır (BIST – Borsa İstanbul).

Menkul Kıymetler Borsaları, menkul kıymetlerin sürekli olarak el değiştirmesi gerekli olan pazarın oluşmasını sağlar. Menkul kıymetlerin her an alınıp satılabilmesi için gerekli olan likiditenin sağlanması konusunda menkul kıymetler borsalarının büyük bir işlevi vardır.

Menkul kıymetler, Sermaye Piyasasının ikincil piyasasında sürekli olarak bir mal gibi alınıp satılabilmesi için Menkul Kıymetler Piyasa ve Borsası Sermaye Piyasasının dışında oluşmuştur.

Menkul Kıymet Piyasasında alım – satım ortamının oluşması için kişiler arasında güven unsurunun olması büyük bir öneme sahiptir. Alım – satım işlemlerinin belirli teknikler çerçevesinde yapılmak zorundadır. Menkul Kıymetlerin alım – satımı sahibi adına veya hesabına hareket eden aracı kurumlar tarafından yapılmaktadır.

Menkul Kıymet Borsalarının faydaları

  • * Menkul kıymet türündeki yatırım araçlarına hareketlilik getirir
  • * İhraç eden kuruma da likidite kazandırır böylece ekonomiye ek kaynak yaratır
  • * Sermayenin mülkiyetinin geniş kesimlere özellikle de ihtiyacı olan kurumlara katıda bulunması sağlar
  • * Menkul kıymetler borsası piyasalarda oluşan fiyatların etkisiyle tasarrufların ve sermayenin kârlı ve başarılı alanlara akışını sağlar
  • * Menkul kıymetler borsasına kote olan ve işlem gören hisse senetlerinin birbirleri ile rekabet etmelerini sağlayan bir ortam oluşturur
  • * Menkul kıymet borsaları atıl kaynakların rasyonel kullanılmasını ve böylece daha büyük sermayelerin oluşmasını sağlar
  • * Menkul kıymet borsaları işletmelerin hisse senedi fiyatlarının artması ile sermaye maliyetinin azalmasına katkı sağlar
  • * Uzun vadeli yatırımların kısa vadeli tasarruflarla finansmanını sağlar
  • * Menkul kıymetler borsası üçüncü kişilere, kamuyu aydınlatma ve şeffaflık düzenlemeleri  çerçevesinde,  menkul kıymetlerle ilgili bilgilere ulaşmalarını ve kararlarını şekillendirecek bilgileri maliyetsiz olarak nitelenebilecek bir şekilde elde etmelerini sağlar.
  • * Hisse senedi veya Tahvile sahip olan şirketlere de önemli faydalan vardır: Yatırımcıların daha çok ilgi göstermeleri nedeniyle bu finansal varlıkların fiyatları yükselir. Daha geniş alıcı kitlesi olduğu için şirketin bilinirliği artar. Buna ek olarak şirkete ait senetlerin toplanarak, şirket denetiminin ele geçirilmesi imkânı da azalmış olur.

Genel olarak Menkul Kıymet Borsaları ve kote olan firmaların hisseleri ekonominin göstergesi ve güvencesidir. Menkul kıymetler piyasasının eğilimi ise kişilerin alım – satım kararlarının birleşmesi sonucunda oluşmaktadır.

Firmaların ve endekslerin genel Cape değeri / oranı (share price / earn ratio in past 12 month – hisse değeri / kazanç oranı son 12 ay içindeki) yatırımları etkiler, yükselecek beklentisi ile Boğa piyasası oluşmuştur, düşecek beklentisi oluşmuş ise Ayı piyasasını konuşuyor oluruz.

Finansal Piyasalar

  • Makro ekonomi içinde konuya baktığımızda Finansal Sistemdeki Piyasalar, işlem gören ürünlerin vadesine (fon arz ve fon talep süresi) göre Para piyasaları ve Sermaye piyasaları olarak ikiye ayrılmaktadır.
  • Para piyasaları
  1. Para piyasalarında kısa (bir yıldan kısa) vadeli likidite açığı olanla fazlası olan karşılaşır. Likidite fazlası olan faiz talep eder, açığı olan faiz öder.
  2. Finansal risk düşük, likiditesi yüksektir.
  3. Örgütlü, kurumsal, profesyonel, kredibilitesi yüksek, ürün standardı olan bir piyasadır.
  4. Para piyasalarında müşteriler, bankalar aracılığıyla karşı karşıya gelirler. Döviz piyasalarına, alım satım, fonlar, repolar, mevduatlara bankalar aracılık eder. Bankalar müşterilerle, diğer Bankalarla, Finansal aracılar ve Brokerlarla, Merkez bankalarıyla ve Hazine ile çalışırlarken kar amacı ve kendi pozisyonlarını hedef alma gayesiyle hareket ederler.
  5. Bankalar para piyasası risklerine karşı hedging (koruma / sigorta) yöntemi uygular. Bunun için forward (ileri), futures (gelecek), opsiyon yöntemleri kullanırlar. Para piyasası fon transferleri ile piyasanın likidite sorununu çözer. En önemli aktörü olan bankalar topladıkları mevduat fonlarını işletmelere kredi olarak verir, hükümetlere hazine bonosu adıyla kısa vadeli borçlanma araçları satın alarak fon aktarırlar.

 

Para piyasaları Türk lirası ve Sermaye piyasası işlemlerini gerçekleştirir. Para piyasası da organize ve organize olmayan olarak ikiye ayrılır.

  1. Organize piyasalar Interbank, DIBS (Devlet iç borçlanma senetleri) piyasası, TCMB repo ve ters repo işlemleri piyasası, BIST tahvil ve bono piyasası, Borsa para piyasasıdır.
  2. Organize olmayan piyasalar Bankalar arası Serbest para piyasası, bankalar arası repo piyasası, bankalar arası tahvil ve bono Piyasası’dır.

 

Sermaye piyasaları 

  1. Orta ve uzun vadeli (bir yıldan uzun) fon arz ve talep edenlerin karşılaştığı piyasalardır. Bu işlem menkul kıymet adı verilen mali araçlar yoluyla yapılır.
  2. Sermaye piyasaları, fon sahibi kişilerin yani yatırımcıların birikimlerini, belli bir getiri beklentisi ile yatırım araçlarında değerlendirdiği piyasadır. Fon ihtiyacı olan kişiler ise, sermaye piyasasının kullanarak, ihraç ettikleri hisse senedi veya borçlanma senetleri aracılığıyla finansman sağlarlar.
  3. Ayrıca risk yönetimi yapmak isteyen bazı sektör mensubu yatırımcılar da, Sermaye piyasalarında türev araçları kullanarak, hedge, arbitraj gibi yöntemlerle risklerini minimize edebilirler.
  4. Risk yönetiminin yanı sıra, Sermaye piyasası küçük tutarlarda tek başına ekonomiye yararlı olamayan  birikimlerin de borçlanma ve hisse senedi gibi menkul kıymetlere yatırılarak, yatırıma dönüşmesini sağlayan ve böylece ekonomiye hareketlilik getiren bir piyasadır.
  5. Sermaye piyasaları finansal varlığın ihraç durumuna göre ikiye ayrılır;
    1. Birincil Piyasalar: Tasarruf sahiplerinin tahvil ve hisse senedi gibi menkul kıymetleri direkt ihraç eden kuruluşlardan ya da bunlara ihraçta aracılık eden kurumlardan alabildikleri piyasalardır. ‘Halka arz’ bir birincil piyasa örneğidir. Halka arz olan şirket, finansman sağlamak amacıyla, hisse senedi veya tahvil ihraç eder ve tasarruf sahipleri de bu hisse senetlerine yatırım yaparak tasarruflarını değerlendirir.
    2. İkincil Piyasalar: Daha önce birincil piyasalarda satılmış, yatırımcıların portföylerinde bulunan finansal varlıkların alınıp satıldığı piyasalardır. Finansal varlık ve menkul kıymetlerin (hisse senedi, pay senedi, vadeli işlem sözleşmeleri, varantlar, opsiyonlar vb.) aracı kurumlar vasıtasıyla alınıp satılmasının sağlandığı piyasadır. Direkt yatırımcılar ve varlık ihraç edenler alım satım yapamaz. İkincil piyasa için en organize örnek ‘Menkul Kıymet Borsası’dır.

 

Sermaye piyasası araçları ve kurumları

SPK (Sermaye Piyasası Kurulu) sermaye piyasasında bulunacak kurumlara lisans veren, kontrol eden, düzenleyen ve denetleyen kurumdur.

SPK’nın temel görevi piyasanın, kurallarını belirlemek, adil ve etkin çalışmasını sağlamak, ilgili kurumların belli kurallar çerçevesinde faaliyet göstermesini sağlamak ve yatırımcıların haklarını korumaktır. Sisteme ve kurallara uymayan kurumları oyundan çıkartma, cezalandırma ve hatta lisanslarını iptal etme yetkisine sahiptir.

 

Sermaye Piyasası Araçları

Tasarruf sahipleri şu araçlara yatırım yapabilirler;

  1. Devlet tahvili
  2. Özel sektör bonoları
  3. Özel sektör tahvili
  4. Pay (hisse) senedi
  5. Borsa yatırım fonu
  6. Kira sertifikaları
  7. VDMK (Varlığa dayalı menkul kıymetler)
  8. Varlık ipotekli / teminatlı menkul kıymetler
  9. Vadeli işlem sözleşmeleri
  10. Opsiyon sözleşmeleri

 

Sermaye piyasası kurumları

  1. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı
  2. TCMB
  3. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)
  4. Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK)
  5. Takas Ve Saklama Bankası (Takas bank)
  6. BIST (Borsa İstanbul)
  7. Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği (TSPAKB)
  8. Aracı Kurum ve Bankalar (Yatırım Kuruluşları)
  9. Derecelendirme Şirketleri
  10. Portföy Yönetim Şirketleri
  11. Halka Açık Şirketler

Finansal Sistem

Macro ekonomide Finansal sistemi oluşturan 3 unsur vardır.

Finansal sistem, tasarruf sahipleri ile fon ihtiyacı olan taraflar arasındaki fon alış verişini sağlayan kurumlar, finansman araçları, finans kurumları, bu kurumları düzenleyen ve denetleyen kurullardan oluşan yapıdır.

Finansal sistemin başlıca görevi, piyasadaki mevcut tasarrufların en verimli yatırım alanlarına yönelmesini sağlamak ve fon alış verişi sırasında doğabilecek riskleri önlemek ve yönetmektir.

Finansal sistemi oluşturan unsurlar; Bankacılık, Sigortacılık ve Sermaye piyasaları.

Finansal sistemin bir parçası olan Finansal piyasalar, tasarruf fazlası olan arz sahipleri ile borç talep edenler arasındaki fon transferinin yardımcı kuruluşlar vasıtasıyla sağlandığı piyasalardır.

Finansal piyasalar menkul kıymetlerin arz ve talep süreleri, örgütlenme durumuna, varlığın ihraç durumuna, ödeme tipine, finansal varlıkların türüne göre değişime uğrar. Piyasalar açısından genel piyasalar (birden çok emtianın işlem gördüğü) ve özel piyasalar (yalnızca bir emtianın işlem gördüğü) bulunmaktadır.

Finansal piyasalar, firmaların tasarrufları iş ve proje yatırımlarını karşılamadığı durumda, finansman sağlamak istemesi ile ortaya çıkmaktadır. Finansal piyasalarda fon, arz ve talep edenleri yardımcı kuruluşlar bir araya getirir ve fonların el değiştirmesini sağlarlar.

Fonların el değiştirmesi dolaylı ve doğrudan finansman olmak üzere iki şekilde gerçekleşmektedir. Dolaylı finansmanda finansal kurumlar arz edilen fonlarla talepleri karşılarlar ve arz ile talep edenler arasında bir bağlantı bulunmaz. Doğrudan finansman ile fon aktarımı durumunda ise fon arz edenler fonların kime verileceğini tercih eder ve bilirler, fon transferinde bir finansal kurum aracılık görevi yapmaktadır. Bu finansal kurum tasarrufları kendi hesabına kabul ederek, karşılığında belli bir getiri vaat etmektedir (hisse senetleri, tahviller ve finansman bonoları)

Finansal piyasaların diğer bir önemli unsuru ise, fon arzı ile fon talebi edenler ve aracı kurumlardan oluşan bu sistemde çalışacak aracıların lisanslarını veren, kontrolü, düzenlemesi ve denetlemesi yapan kurum SPK (Sermaye Piyasası Kurulu – www.spk.gov.tr).

SPK yanında Finansal piyasaların sağlıklı işleyişini sağlayan diğer unsurlar; aracı kuruluşlar, borsalar, takas yapma ve saklama kurumları, doğru ve anlık bilgi için bağımsız denetim kurumları, derecelendirme kurumları ve yatırımcının sisteme katılımı ve takibini kolaylaştıran ekonomi basını ve çevrimiçi bilgi servisleridir.

GSMA 2014 – 2020 Global Mobil Pazar ve Ekonomiye yönelik öngörüler

Internet teknolojilerinin hızlanması ile Mobil endüstrinin hız kesmesi bekleniyordu. Tam tersi oldu, son kullanıcılar ve kurumlar internet üzerinde oluşan Bulut, Katma Değerli İçerik ve Servis girişimlerine mobil ortamda daha çok erişiyorlar.  

2014 sonu itibariyle eşsiz (unique) mobil abone sayısı 3.6 milyara yani Dünya nüfusunun yarısına erişmiş durumda. Hızlı yükselişi anlamak için çok değil 10 yıl önceye bakmak lazım, 10 yıl önce mobil abone sayısı dünya nüfusunun 1/5 ‘i kadardı. 2020 ‘de toplam abone sayısına extra 1 milyar eşsiz abone eklenmesi bekleniyor, bu rakamda toplam nüfusun 60% ‘ına tekabül edecek. 

2014 sonu itibariyle toplam SIM bağlı cihaz (bağlantısı) sayısı 7.1 milyar olmuşken, ayrıca ek olarak 243 milyon M2M (Machine-to-machine / Makineden makineye) bağlantısı var.

Mobil Endüstriye Bakış

Mobil Endüstriye Bakış

 

 

 

 

 

 

 

 

 

• Mobil abone gelişimi 

 ◦ 2014 sonu itibariyle eşsiz (unique) mobil abone sayısı 3.6 milyar olmuş durumda, 2020 ‘de 4.6 milyar olacak.

 ◦ 2014 Global nüfusuna göre eşsiz (unique) mobil abone penetrasyonu 50%, 2020 ‘de 59% çıkması bekliyorlar.

 ◦ 2020 ‘ye kadar yıllık bileşik büyüme oranı (CAGR) 4% olacak.

 • SIM sahipliği ve bağlantısı gelişimi

 ◦ 2014 sonu itibariyle Global SIM bağlantısı (M2M dahil) 7.3 milyar, yani Dünya nüfusu ile eşitlendi rakam.

 ◦ 2020 ‘de 10 milyara çıkması öngörülüyor.

 ◦ 2020 ‘ye kadar yıllık bileşik büyüme oranı (CAGR) 5.4% olacak.

 • Global Operatör gelirleri

 ◦ 2014 sonu itibariyle Mobil Operator gelirleri $1.15 trilyon dolara gelmiş durumda

 ◦ 2020‘de gelirler $1.4 trilyona çıkması bekleniyor. Bu da yıllık bileşik (CAGR) 3.1% büyüme anlamına geliyor.

 ◦ Bugün ve önümüzdeki dönemin en büyük gelir oluşturan kalemi tahmin edeceğiniz üzere data (veri) gelirleri.

Mobil Ekonomi büyüyor

Mobil Ekonomi büyüyor

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

• Mobil geniş-bant ve Akıllı Mobil Cihaz adaptasyonu gelişimi

 ◦ 2014 sonu itibariyle Dünyadaki akıllı mobil cihazların 39% ‘u 3G/4G bağlantısı sahip

 ◦ 2020 itibariyle Dünyadaki akıllı mobil cihazların 69% ‘unun 3G/4G bağlantısına sahip olması bekleniyor.

 ◦ 2014 sonu itibariyle 2.6 milyar akıllı mobil cihaz bulunuyor

 ◦ 2020 itibariyle akıllı mobil cihaz rakamının 5.9 milyara çıkması bekleniyor

 ◦ Mobil geniş-bant üzerinden geçen veri trafiğinin 2014 ‘den 2020 ‘ye doğru 10 kattan fazla artması bekleniyor

 

 • Mobil’in Dünya Ekonomisi ve Sosyal gelişimine katkısı

 ◦ 2014 itibariyle Mobil internet penetrasyonu 33% iken, 2020 ‘de rakamın 49% ‘a çıkması bekleniyor

 ◦ Mobilin en büyük katkısı “unbanked (bankacılık/finans hizmetlerine erişemeyen)” kitleye ulaşılabilmesini ve finansal hizmetlerin götürülebilmesini sağlıyor. 2014 yılı sonu itibariyle 89 ülkede 255 yaşayan servis ile “unbanked” kitlelere dokunulması sağlanmış.

 ◦ Yeni gelişen Mobil teknoloji, cihaz, inovatif servis ve uygulamalar ile tüm dünyadaki insanlara ulaşmanızı sağlıyor. Örnek olarak 2020 itibariyle M2M (Makinalar arası iletişim) bağlantısı 1 milyarın üzerine çıkması bekleniyor.

Mobilin Dünya Ekonomi ve Sosyal Gelişimine Katkiısı

Mobilin Dünya Ekonomi ve Sosyal Gelişimine Katkiısı

 

 

 

 

 

 • Mobil Endüstrinin Global GDP/GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla)’sine katkısı

 ◦ 2014 itibariyle Dünyadaki toplam 236 ülke için $3 trilyon GDP katkısı toplam içinde 3.8% ‘sine tekabül ediyor.

 ◦ 2020 itibariyle $3.9 trilyon GDP katkısı toplam içinde 4.2% ‘sine tekabül edecek.

 ◦ Mobil endüstri, girişim ve ekosistemdeki şirketlerin ekonomiye katkısının artması bekleniyor.

Mobil Endüstrinin GDP katkısı

Mobil Endüstrinin GDP katkısı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

• Kamu finansmanına katkısı (Düzenleyici kurum katkısı öncesi)

 ◦ 2014 itibariyle globalde kamu finansmanlarına katkısı $411 milyar oldu

 ◦ 2020 itibariyle globalde kamu finansmanına katkısı $465 milyar olacak

 

 • İstihdama katkısı

 ◦ 2014 itibariyle doğrudan istihdama katkısı 13 milyon kişi. Dolaylı istihdama katkısı 12 milyon kişi.

 ◦ 2020’de istihdama doğrudan katkısı 15 milyon kişi olacak.

1 2 3 5  Scroll to top