In 2018, Digital and Mobile Payment Systems in Turkey
I presented “Digital and Mobile Payment Systems in Turkey” in “Understanding FinTech in Islamic Finance Workshop” on February 20-21 2018 at Marmara Taksim Hotel, Istanbul
I presented “Digital and Mobile Payment Systems in Turkey” in “Understanding FinTech in Islamic Finance Workshop” on February 20-21 2018 at Marmara Taksim Hotel, Istanbul
I presented “A Look at Turkey FinTech/TechFin Landscape and Ecosystem” in “Understanding FinTech in Islamic Finance Workshop” on February 20 21 2018 at Marmara Taksim Hotel, Istanbul
ADFIMI, which stands for Association of National Development Finance Institutions (DFIs) in Member Countries of the Islamic Development Bank (IDB), was established as an autonomous independent international organization.
I helped Mr. Abdelmohaimen Mansi, CEO of Elamnagos to organize the event, and also invite the local speakers (I was also speaker) to the event.
Event was a 2-day workshop in The Marmara Taksim Hotel, Istanbul on 20-21 February 2018.
Workshop was about “Understanding FinTech in Islamic Finance” with the objective of providing a comprehensive overview and practical approach to understanding and educating financial professionals and practitioners on Islamic FinTech. This covered key areas of interest such as #CapitalMarket, #Banking, #FinTech, #TechFin, #IslamicFintech, #Takaful, #Crowdfunding, #Blockchain, #ICO, #Cryptocurrencies, #Regtech, #Insuretech and all #IslamicFinanceInstruments within #IslamicFinance. It was considered a critical time for banks to embrace technology disruption by understanding its impact.
#FinTech is the merger of financial services with the technology and has become a major buzzword in the economy globally, particularly in Islamic Finance. There are currently Islamic #FinTech landscape consists of 120 players in areas such as #crowdfunding to Exchange Traded Fund (ETF) to #cryptocurrencies.
We hosted advanced Finance, Technology, Regulation and Academic executives, to provide up-to-date information on opportunities, challenges and latest trends while engaging face-to-face with industry experts in a hands-on, practical environment curated for optimal learning.
#ADFIMI announced the seminar to its member as well as non-member institutions and one week prior to the seminar 30 applications were accepted.
The total number of participants who showed up was 25, from which 20 were from ADFIMI Member institutions (three from Ziraat Participation Bank, two from SME Bank Malaysia, two from TEKUN Nasional Malaysia, five from Vakifbank Turkey, three from Industrial Development Bank of Turkey, three from Halkbank Turkey, one from Omdurman National Bank Sudan and one from Islamic Development Bank).
The participants were from 6 countries (#Turkey, #SaudiArabia, #Sudan, #Malaysia, #Libya, and #Palestine).
At the end of the workshop, participants filled in an evaluation form. The evaluation report indicated overall satisfaction of the participants scored 77.1 %.
2017.02.15 TGRT Haber – sn. Yaprak Hırka ‘nın ‘Ekonominin Dili’ Programında canlı yayın konuğu idik.
Ülkemize değer katacak, yastık altında duran Altın varlığımızı ekonomize kazandıracak ‘Lidya Aslanı’ projemizden, oluşturacağı ekonomi ve paydaşlarımız ile çalıştığımız ekosistemi anlatma şansı bulduk.
Yastık altındaki değerimiz ve uyuyan varlığımız Altın’ı Kuyumcular, Borsalar, Rafineriler ve Zincir Altın markaları vasıtasıyla güvenli liman yatırımı aracı olarak fiziksel olarak kamu güvencesine toplamayı, ödeme, kartlı sistemler ile sahada ve dijital ortamda kullandırmayı hedefliyoruz. Kamu güvencesi ile topladığımız altının kamu ve mega projelerde kaynak olarak kullanılması sonucunda oluşacak düzenli gelirlerin Altın sahiplerine ‘faizsiz gelir’ (İpotek ve Varlığa dayalı menkul ve Sukuku İcara şeklinde) olarak aktarılmasını hedefliyoruz.
Detaylarını Canlı Yayın videomuzda, yatırımcı sunumlarımızda bulabilirsiniz. Çok yakında www.lidyaaslani.com sitemizde yayında olacak. Şimdiden proje ekibi ve paydaşlarımız ile iletişime geçebilir, hatta ülkemize ve ekonomimize değer katacak projemizde Temsilci ve Marka ortağı olarak yer alabilirsiniz. Bizi takip etmeye devam edin.
2 yıl önce TechInside ‘da yapılan Dijital ödeme sistemlerinin bugünün ve geleceğini röportajımız
Yazı dizimizin 1. makalesi “Finans sektörünün dijital ve mobil transformasyonu” için tıklayın!
Yazı dizimizin 2. makalesi “Fintech (Finans Teknolojileri) Dünyası ve yeni girişimler” için tıklayın!
2014 yılında tüm dünyada takip edilen ve önemli yatırımlar alan Fintech girişimleri ve yatırımcılarını kategori bazında toparlamışlar. Bu kategoriler üzerinde ciddi miktar da kafa yoruyoruz. Bazı dikeylerde önemli servisler modelledik, tamamen mobilden başlattığımız 2 tanesini (uygulamalarda 100K aktif kullanıcıyı bulduk) yakında iş modeli, sürdürülebilir kullanım ve gelir modeli ile yatırımcıların önüne çıkarmaya hazırlanıyoruz.
Sizlere de naçizane bu dikeyleri, yatırım alan girişimleri incelemenizi ve öncelikle Türkiye ‘ye uyarlanabilecekler üzerinde kafa yormanızı öneririm.
2. Tasarruf ve Yatırım
Yatırım 2 alana ayrılabilir, tasarruf ederek (yatırım yapmak da bir tasarruftur) veya borç alarak da yatırım yapabilirsiniz.
* Yatırım yapmak
Yeni Teknolojiler ve içerik servisleri şeffaf ve rekabetçi yatırım bilgisine ulaşmamızı kolaylaştırır. Aynı zamanda rekabetçi araçlar ile daha uygun maliyetler ile yatırım yapabiliriz. Bu konudaki incelenebilecek örnekler: openfolio.com , stocktwits.com , angel.co , robinhood.com , betterment.com , wealthfront.com , personalcapital.com , nutmeg.com , acorns.com sayılabilir
* Borç alma
Yatırım da olduğu gibi teknoloji borç alma da hem bilgiye hızlı ve kolay ulaşım anlamında, hem de ucuz alternatif borç alma araçlarını bulmamıza yardım ediyor.
Türkiye ‘de de kamu ve bankalar bu alan da açılımlar yapıyor en güncel ve güzel örnek Kredi Kayıt Bürosunun açtığı Findeks.com u gösterebiliriz.
Dünyadan güzel örnekler de creditkarma.com , creditsesame.com , lendingclub.com , prosper.com , zopa.com , affirm.com , kickstarter.com
Sonuç olarak şunları belirterek bitirebilirim, bankalar ve finans dikeylerindeki kurumsal yapılar bu alanların hepsine yoğunlaşamıyor. Hepsini yapıyorum diyenleride kullanıcı ve müşterileri anlamıyor yada kavramlar arasında kayboluyor. Yukarıda saydığımız gibi bu alanların hepsini birden yapmaya çalışan girişimlerde başarılı olamıyor.
Dolayısı ile her alan kendi içinde uzmanlık, yoğunlaşma ve dinamizmi gerektiriyor. Bilgi, deneyim ve ulaşabileceğiniz çevrenize (network) göre bir alana yoğunlaşın. İlgili alanda hem müşteri deneyimini, kolay erişim ve kullanımını önde tutarak derinleşmek çok daha mantıklı.
Bence 4 alanda girişimlere hala ihtiyaç var;
* Bireye seslenen kişisel tüketici finansmanı (harcama, kredi ve yatırım) alanına yönelik karşılaştırma ve bilgiye erişim alanı
* Son kullanıcıların borç alması, yatırım yapması ve para transferi alanında daha uyun maliyetler ile erişimi sağlayan uygulama ve servisler
* Son kullanıcı ve küçük esnafın hesap ve bütçe yönetimi, düzenli ödeme ve tahsilatları ile muhasebesini yönetmesini kolaylaştıracak servis ve uygulamalara ihtiyacı var
* Son kullanıcıların paraya ulaşım, satın alma, harcama ve fatura ödeme gibi alanlarda günlük sıkıntılarını çözecek alanlara yoğunlaşan özellikle mobil servis ve uygulamalara ihtiyaç var.
IETT verilerine göre sadece İstanbul ‘da toplu taşımada her gün 5.7 milyon kişi toplu taşıma vasıtalarını kullanıyor. Ankara ‘da 3 milyon ve İzmir ‘de ise bu rakam 1.5 milyonu aştı. Zoraki yolculukların yerini konforlu, hızlı ve kolay ulaşımın alması gerektiği bir döneme giriyoruz.
UITP ‘nin desteği ile modern toplu ulaşım servislerine geçiş
AB (Avrupa Birliği) ‘nin toplu taşımacılık ile ilgili direktifler ve kararlar UITP (International Association of Public Transport) ‘in onayından geçiyor. 1885 yılında kurulan UITP 2 bin 900 üyesi ile toplu taşımacılık sektörünün en büyük sivil toplum kuruluşu. Yani havayolları için IATA, karayolları için IRU ne ise toplu taşımacılık sektörü içinde UITP aynı görevi icra ediyor. Bugüne kadar UITP ‘nin birçok büyük şehrimizde düzenlediği etkinlik ve konferanslar ile toplu ulaşım kalite ve hizmetlerini ülkemiz kurum ve özel sektörü ile buluşturdu, bundan sonra da kamu, belediyeler, ulaşım şirketleri, sektöre iş ve katma değer geliştiren girişimcileri uluslararası standartlar ve yolcu deneyimleri konusunda yönlendirici olmasını bekliyorum.
Toplu taşıma, güvenli, kolay, etkin, temiz ve en uygun maliyet ile gidebilme şeklinde tanımlanabilir, dünyanın toplu ulaşım da en iyi beş şehrini şu şekilde sıralayabiliriz;
1. Tokyo, Japonya – Tokyo’daki toplu taşıma sistemi, hafif raylı sistem, gemi, otobüs ve metro hatlarından oluşuyor. Tokyo’da toplu taşımanın büyüklüğünü ifade etmenin en iyi yolu, toplam seferlerin sayısı ABD’de ve Kanada’da düzenlenen sefer sayılarının toplamına eşit.
2. Newyork, Amerika – Dünyanın en uzun metro sistemine sahip olan New York’ta toplu taşıma, gemi, otobüs, tren, metrolar ve yaya ve bisiklet yollarıyla sağlanıyor. New York, ABD’de toplu taşımanın kullanımının özel taşımacılıktan daha fazla olduğu ve nüfusunun yarısından çoğunun arabasının olmadığı tek şehir. New York’ta gece yarısından sonra bile istediğiniz zaman yolculuk edebilirsiniz.
3. Londra, İngiltere – Londra ‘da dünyanın en eski metro sistemi halen günde 3 milyonun üzerinde insanı taşımaktadır. Metro dışında dok alanlarını kapsayan otomatik hafif raylı sistem DLR, tramvay sistemi ve meşhur kırmızı iki katlı otobüsleri ile dünyanın en iyi toplu taşıma sistemlerinden biri karşımıza çıkıyor. Londra toplu taşıma sistemi oldukça modern ve iç tasarımı ile rahattır, bir sonraki vasıta ne zaman geleceğini dijital işaretlerle kolayca görülebilirsiniz.
4. Paris, Fransa – Paris Metrosu, dünyadaki en eski ikinci metro sistemidir. Paris ‘de gitmek istediğiniz yere bir metro istasyonundan sadece 500 metre yürüyerek gidebilirsiniz. Paris ‘de gitmek istediğiniz yere metroyla gidemiyorsanız çözüm sadece bir bisiklet olabilir.
5. Moskova, Rusya – Dünyanın en dakik metro sistemi olarak anılan Moskova Metrosu verimlilik, hız ve modernliği ile bilinir. Ortalama bir iş gününde metro, 8.2 milyonun üstünde yolcu taşıyarak dünyanın en yoğun metrolarından biri haline geliyor. Metro sistemindeki her istasyon, güzel ve süslü bir mimariye sahip olması ile adeta bir müzeyi andırmaktadır.
Yolcuya götüreceğimiz hizmetlerin ana kriterleri güvenlik, konfor, hızlı, çoklu-kanal erişilebilirlik ve uygun maliyet olmalıdır. Nüfusun ve şehirleşmenin hızla arttığı bu dönemde teknolojinin gelişimi, yatırımların doğru yönlendirilmesi, akıllı şehirlerin gelişim stratejileri ve toplu ulaşım çözümlerinin iyileştirilerek geliştirilmesi ‘yolcu odaklı’ bir perspektifle görülmeli ve yolcuyu merkeze alarak eyleme dökülmesi gerekiyor.
Geleneksel mecralarda kullanılan pazarlama ve hizmete erişim enstrümanlarının yetersiz kaldığını bir dönem giriyoruz. Dolayısıyla sahada fiziksel temas (bayi, şube), ADK (Alternatif dağıtım kanalları), Kiosk cihazlar, çok fonksiyonlu (QRKod, Temazsız EMV, manyetik bilet, OCR, Barkod, NFC) validatör, müşteri hizmetleri, internet ve mobil akıllı cihazların gücü göz ardı edilmemeli. Bunlara ek olarak web, mobil web, e-mail, SMS, mobil uygulama ile sosyal medya kanalları üzerinden interaktif pazarlama iletişimi, markalar ile etkileşim ve sosyal sorumluluk projeleri aktif bir şekilde kullanılmalı.
Omni-channel ile mevcut ve potansiyel müşteriler için yerinde (lokasyon temelli), zamanında ve doğru araçlar tercih edilmeli. Yolcumuzun bize gelmesini beklenmeden kendisine gitmeliyiz ya da geldiğinde onu tanıyarak, kişiye özel kampanya, ekosistem markalarımızda indirim veya promosyonlar sunmalıyız.
Bugün yaşanan kötü deneyimin yolcuyu alternatif ödeme ve geçiş yöntemlerine yönlendirdiğini unutmamalıyız!
Yolcuyu merkeze alan her kanaldan alternatifli hizmet ve çözümler sunan toplu ulaşımın artık bir zorunluluktur. Özel sektör rekabeti ve hizmet çeşitliliğinin vatandaşımıza yarayacak, kaliteli ürün ve hizmete daha kolay ve uygun fiyata alacak.
1. Kredi kartları ile geçiş
Halen birçok şehirde Vakıfbank, BKM Express ve Ziraat Bankası bu hizmetleri sunuyorlar. Yakın dönemde Bonus, World, Axess kredi kartı ağlarının bu hizmeti standart haline getirmesini bekliyorum. Eğer bizim kredi kartı ağlarımız bunu gerçekleştirmez ise yakında Visa ve Mastercard ‘ın Dijital Cüzdan hizmetleri ile bu işi standart haline getirmeye çalışacaklar..
2. Banka kartları ile geçiş
Türkiye ‘de halen 100 milyon üzerinde banka kartı bulunduğunu düşündüğünüzde, 15 milyon bankacılık hizmeti almayan vatandaş dışında herkesin bir banka hesabı ve bu hesaba bağlı kartı var. Dolayısı ile hem ulaşım şirketleri hem de belediyeler için nakit yerine geçecek bu özelliğin bir an önce gerçekleşmesini bekliyorum.
3. Cep telefonları ile geçiş
Geleneksel cep telefonlarında barkod, QRkod ve SMS şifreleri ile yeni nesil cihazlarda da NFC ve mobil cüzdanlar ile toplu ulaşım Uzakdoğu ve Avrupa ‘da standart haline gelmeye başladı. Son olarak Vodafone Fiji ‘de bu tip bir uygulamayı başlattı. Turkcell ‘in T-Cüzdan ile Şanlıurfa ‘da denemeleri olduğunu biliyoruz, bu uygulamanın yaygınlaşmasını bekliyorum.
4. Sadakat uygulamaları
Finans, Perakende ve İletişim sektörleri için dokunulacak müşteri sayısı azaldıkça sadakat ve mevcut müşteri de derinleşmek en önemli strateji haline geldi. Her gün en az 2 kez aynı ulaşım yöntemini kullanmak durumunda olan yolcularımıza neden sadakatlerinden dolayı katma değer ve fayda sağlanmıyor. Yeni dönemde bu konuya yatırım yapan kazanır.
5. Ulaşım kartlarının alışverişte geçmesi
Ulaşımda yolcunun cüzdanında yer edinen ulaşım şirketleri gözünü bu kartları finans ve ödeme kuruluşları ile ortak projeler geliştirerek günlük hayata daha fazla sokmaya dikmiş durumda. Bu sayede değişilmez ve sürekli kullanılan kart haline getirerek yolcudan sadece ulaşım değil alışveriş de markalar üzerinden alınacak komisyonlar ile büyümek istiyor. Çok doğru strateji tabi doğru proje ve müşteri deneyimleri ile değerlenecek bir konu olarak görüyorum.
6. Online bakiye yükleme (OTA)
Online / çevrimiçi internet ve mobil ortamda iken cep telefonundan ulaşım kartlarımıza bakiye yükleyebilmeliyiz. Toplu taşıma aracına binerken kartınızda bakiye olmaması ve inmek durumunda kalmanız artık tarih olmalı. Validatörler çevrimiçi hale gelecek veya kartlarımız dijital/mobil cüzdanlar ile mobil ortamda otomatik yüklenebilir hale gelecek.
7. Kişiye özel reklam ve kampanyalar (proximity marketing)
Yolcuların akıllı ulaşım kartları ile turnike ve validatörlerden geçerken demografik ve iletişim bilgilerine kadar biliyoruz. Yakında, toplu ulaşım istasyonları, durakları ve hatta vasıtaya yaklaştığında yada bindiğinde kişiye özel reklam ve marka kampanyaları göreceksiniz.
8. Kişi sayma ve vasıtada kimler var
Toplu taşıma araçlarına yerleştirilecek 2D ve 3D sensörler sayesinde vasıtanın doluluk oranını görebileceğiz. Bu sayede durak da bekleyen yolcular alternatif hat ve vasıtalara yönlendirilebiliriz.
Aynı şekilde iç ve dış kamera sistemleri, en basiti NFC özellikli akıllı cihazlar daha gelişmiş yüz tanıma sistemleri ile vasıtada kimler var anlayabileceğiniz bir döneme geçiyoruz.
9. Wi-Fi ve 3G standart hale gelmeli
Yeni nesil vasıtalarda Wi-Fi ve dış mekanda giden araçlarda da 3G ‘nin standart hale gelmesini bekliyorum. Her gün toplu taşıma vasıtalarında yolcuları gözlemliyorum, eskiden sıkıcı geçen yolculuklar artık akıllı mobil cihazlar vasıtasıyla müzik, kitap/makale okuma, sosyal veya kişisel sohbet edebileceğimiz uygun vakitlere dönüşmeye başladı. Kimse elinden cihazı bırakıp etrafına ve durak tabelaların bile bakmıyor, çoğu ineceği durağı bu yüzden kaçırıyor.
10. Sosyal Burs ve yardım
Yolcular ulaşım kartları ve akıllı cihazlarındaki cüzdanları aracılığı ile havuz hesaba para aktarması ve ulaşım ihtiyacı olan kullanıcılara bu toplanan paranın dağıtımı artık mümkün. Yakında İtalya ‘daki askıda kahve ve ülkemizde de örnekleri uygulanan askıda ekmek uygulaması benzeri ses getirecek bir sosyal sorumluluk projesi çıkararak markaların sponsorluğuna sunabiliriz.
Bu konuda sonraki makalelerimizde hak ettiğimiz toplu ulaşım servisleri, çözümleri, iş modelleri ve paydaşları aktarmaya çalışacağım.
Kalın sağlıcakla,
Onur Baran Çağlar
Bankalar mevcut yetkinlik, iş modelleri, ürün ve hizmetlerini geliştirmek ve kabuklarını kırmak durumundalar.
Bankalarımız 5411 sayılı kanun ve ciddi miktarda ödedikleri lisans bedelleri ile elde ettikleri kazanımları ve oyun alanını koruma yani defans modunda kalarak uzun vadede kazanamayacaklar. Türkiye genç, dinamik ve büyüyen nüfusu, şehirleşmenin hızla artışı, istikrarlı bir yönetim ve ciddi ekonomik büyüme ile dünyadaki gelişmiş, gelişmekte olan ve komşu ülkelerin radarında. Her geçen gün bankacılık lisansı başvurusunda bulunan, mevcut lisansını genişletmeye çalışan ve/veya TMSF ‘deki bankaları alan büyük sermayeler var.
Aynı zamanda Türkiye ‘deki sektörler yakınsamaya ve birbirlerinin alanlarına girmeye başladı, örneğin Finans, Perakende, İletişim (Telekom & Internet), E-ticaret, Pazarlama, Reklam sektörleri aynı kanuni düzenlemeleri izliyor, katkıda bulunuyor ve iş modelini bu yasalara göre güncelliyor:
* 3100 ÖKC (Ödeme Kayıt Cihazı) kanunu,
* 6563 Elektronik Ticaret,
* 5809 Elektronik Haberleşme Kanunu,
* 5651 Internet Kanunu,
* 6493 sayılı yeni Ödeme Sistemleri kanunu,
* Henüz kanunlaşmayan “Kişisel verilerin korunması” kanunu yolda geliyor
Saydığımız gelişmeleri göz önüne alan ve hızlı olabilen bankalar “ödeme sistemleri” yazılarımda değindiğim gibi “vujade” yaklaşımını göz önüne alarak farklı sektörler de bilgi ve deneyim edinmiş, hatta girişimcilik, iş kurma ve yönetme deneyimi olanları işe alıyorlar. Aynı şekilde özellikle perakende ve iletişim sektörlerine iş yapan içerik, servis ve uygulamalar sağlayıcıları ve ajansları ile çalışmaya başladılar.
Size görüşlerimi özetleyen bankaların yeni oyun alanları ve oluşacak ekosistemin paydaşlarını da içeren güzel bir grafik çizdim.
Bankalar yukarıdaki çizimde gördüğünüz 4 ana rol ile yeni dönemde müşterilerin hayat döngüsü içindeki tüm ihtiyaçları karşılayabilecek.