GSMA 2014 – 2020 Global Mobil Pazar ve Ekonomiye yönelik öngörüler

Internet teknolojilerinin hızlanması ile Mobil endüstrinin hız kesmesi bekleniyordu. Tam tersi oldu, son kullanıcılar ve kurumlar internet üzerinde oluşan Bulut, Katma Değerli İçerik ve Servis girişimlerine mobil ortamda daha çok erişiyorlar.  

2014 sonu itibariyle eşsiz (unique) mobil abone sayısı 3.6 milyara yani Dünya nüfusunun yarısına erişmiş durumda. Hızlı yükselişi anlamak için çok değil 10 yıl önceye bakmak lazım, 10 yıl önce mobil abone sayısı dünya nüfusunun 1/5 ‘i kadardı. 2020 ‘de toplam abone sayısına extra 1 milyar eşsiz abone eklenmesi bekleniyor, bu rakamda toplam nüfusun 60% ‘ına tekabül edecek. 

2014 sonu itibariyle toplam SIM bağlı cihaz (bağlantısı) sayısı 7.1 milyar olmuşken, ayrıca ek olarak 243 milyon M2M (Machine-to-machine / Makineden makineye) bağlantısı var.

Mobil Endüstriye Bakış

Mobil Endüstriye Bakış

 

 

 

 

 

 

 

 

 

• Mobil abone gelişimi 

 ◦ 2014 sonu itibariyle eşsiz (unique) mobil abone sayısı 3.6 milyar olmuş durumda, 2020 ‘de 4.6 milyar olacak.

 ◦ 2014 Global nüfusuna göre eşsiz (unique) mobil abone penetrasyonu 50%, 2020 ‘de 59% çıkması bekliyorlar.

 ◦ 2020 ‘ye kadar yıllık bileşik büyüme oranı (CAGR) 4% olacak.

 • SIM sahipliği ve bağlantısı gelişimi

 ◦ 2014 sonu itibariyle Global SIM bağlantısı (M2M dahil) 7.3 milyar, yani Dünya nüfusu ile eşitlendi rakam.

 ◦ 2020 ‘de 10 milyara çıkması öngörülüyor.

 ◦ 2020 ‘ye kadar yıllık bileşik büyüme oranı (CAGR) 5.4% olacak.

 • Global Operatör gelirleri

 ◦ 2014 sonu itibariyle Mobil Operator gelirleri $1.15 trilyon dolara gelmiş durumda

 ◦ 2020‘de gelirler $1.4 trilyona çıkması bekleniyor. Bu da yıllık bileşik (CAGR) 3.1% büyüme anlamına geliyor.

 ◦ Bugün ve önümüzdeki dönemin en büyük gelir oluşturan kalemi tahmin edeceğiniz üzere data (veri) gelirleri.

Mobil Ekonomi büyüyor

Mobil Ekonomi büyüyor

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

• Mobil geniş-bant ve Akıllı Mobil Cihaz adaptasyonu gelişimi

 ◦ 2014 sonu itibariyle Dünyadaki akıllı mobil cihazların 39% ‘u 3G/4G bağlantısı sahip

 ◦ 2020 itibariyle Dünyadaki akıllı mobil cihazların 69% ‘unun 3G/4G bağlantısına sahip olması bekleniyor.

 ◦ 2014 sonu itibariyle 2.6 milyar akıllı mobil cihaz bulunuyor

 ◦ 2020 itibariyle akıllı mobil cihaz rakamının 5.9 milyara çıkması bekleniyor

 ◦ Mobil geniş-bant üzerinden geçen veri trafiğinin 2014 ‘den 2020 ‘ye doğru 10 kattan fazla artması bekleniyor

 

 • Mobil’in Dünya Ekonomisi ve Sosyal gelişimine katkısı

 ◦ 2014 itibariyle Mobil internet penetrasyonu 33% iken, 2020 ‘de rakamın 49% ‘a çıkması bekleniyor

 ◦ Mobilin en büyük katkısı “unbanked (bankacılık/finans hizmetlerine erişemeyen)” kitleye ulaşılabilmesini ve finansal hizmetlerin götürülebilmesini sağlıyor. 2014 yılı sonu itibariyle 89 ülkede 255 yaşayan servis ile “unbanked” kitlelere dokunulması sağlanmış.

 ◦ Yeni gelişen Mobil teknoloji, cihaz, inovatif servis ve uygulamalar ile tüm dünyadaki insanlara ulaşmanızı sağlıyor. Örnek olarak 2020 itibariyle M2M (Makinalar arası iletişim) bağlantısı 1 milyarın üzerine çıkması bekleniyor.

Mobilin Dünya Ekonomi ve Sosyal Gelişimine Katkiısı

Mobilin Dünya Ekonomi ve Sosyal Gelişimine Katkiısı

 

 

 

 

 

 • Mobil Endüstrinin Global GDP/GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla)’sine katkısı

 ◦ 2014 itibariyle Dünyadaki toplam 236 ülke için $3 trilyon GDP katkısı toplam içinde 3.8% ‘sine tekabül ediyor.

 ◦ 2020 itibariyle $3.9 trilyon GDP katkısı toplam içinde 4.2% ‘sine tekabül edecek.

 ◦ Mobil endüstri, girişim ve ekosistemdeki şirketlerin ekonomiye katkısının artması bekleniyor.

Mobil Endüstrinin GDP katkısı

Mobil Endüstrinin GDP katkısı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

• Kamu finansmanına katkısı (Düzenleyici kurum katkısı öncesi)

 ◦ 2014 itibariyle globalde kamu finansmanlarına katkısı $411 milyar oldu

 ◦ 2020 itibariyle globalde kamu finansmanına katkısı $465 milyar olacak

 

 • İstihdama katkısı

 ◦ 2014 itibariyle doğrudan istihdama katkısı 13 milyon kişi. Dolaylı istihdama katkısı 12 milyon kişi.

 ◦ 2020’de istihdama doğrudan katkısı 15 milyon kişi olacak.

Dünyada yapılan Fintech yatırımları ve önerilerim

Yazı dizimizin 1. makalesi “Finans sektörünün dijital ve mobil transformasyonu” için tıklayın!

Yazı dizimizin 2. makalesi “Fintech (Finans Teknolojileri) Dünyası ve yeni girişimler” için tıklayın!

2014 yılında tüm dünyada takip edilen ve önemli yatırımlar alan Fintech girişimleri ve yatırımcılarını kategori bazında toparlamışlar. Bu kategoriler üzerinde ciddi miktar da kafa yoruyoruz. Bazı dikeylerde önemli servisler modelledik, tamamen mobilden başlattığımız 2 tanesini (uygulamalarda 100K aktif kullanıcıyı bulduk) yakında iş modeli, sürdürülebilir kullanım ve gelir modeli ile yatırımcıların önüne çıkarmaya hazırlanıyoruz.

Sizlere de naçizane bu dikeyleri, yatırım alan girişimleri incelemenizi ve öncelikle Türkiye ‘ye uyarlanabilecekler üzerinde kafa yormanızı öneririm.

Top50 Fintech Yatırımları

Top50 Fintech Yatırımları

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bunlara Türkiye ‘den örnekleri de ekliyelim;
  • * Pozitron ‘a Monitise $100 milyon yatırım yaptı
  • * Mikro-Ödeme / 3Pay firmasına WireCard €26 milyon euro yatırım yaptı
  • * PaybyMe uzak doğulu bir fon $35 milyon yatırım yaptı
  • * iyzco ‘ya ilk SpeedInvest ve Beenos Asia ‘den sonra son dönemde 212 Capital ve Pahicle Invest tarafından 2,9 milyon TL ‘lik yatırım yapıldı.
  • * Paraşüt ‘e Revo Capital (1,5 milyon TL yatırım) ‘den sonra Ribbit Capital ‘den yatırım geldi. Ribbit Capital ‘den alınan yatırım çok manidar ve başarılı, zira yukarıda dünya genelinde yapılan Fintech yatırımlarının çoğuna da yatırım yapmış durumda. Yatırım yaptığı 3 endüstrinin başında finans ve ödeme alanı geliyor.
  • * Son olarak takip edebildiğim kadarı ile Mobil cüzdan uygulaması Moka, Keiretsu Forum İstanbul’dan 3,5 milyon TL yatırım aldı.
2014 Ağustos ‘da Resmi Gazete de yayınlanan ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının da desteklediği İstanbul Sarıyer’de Finans Teknopark Teknoloji Geliştirme Bölgesi kurulacak. Vergi muafiyetleri (4691 sayılı kanun kapsamında) de verilecek olan tematik teknopark Finans Teknolojileri alanında bir devrim niteliğinde. Heyecanla gelişmeleri takip ediyoruz.

 

Yeni dönemde yatırım alacak alanlar

 

Yeni Finans teknoloji şirketleri hedef büyütüyor
Bankaların güçlü olduğu ödeme, emlak / mortgage kredileri, tüketici kredileri, mevduatlar, günlük hesap ve kredi kartı komisyon gelirleri giderek riske giriyor. Kamu, TCMB ve özellikle de BDDK ‘nın yeni düzenlemeleri ve verilecek lisanslar ile yeni Fintech şirketleri Bankaların farklı kategorilerde pastalarına ortak olmaya geliyor.

 

Accenture ‘ın dünya çapında yaptığı analizleri BackBase ile ortak yaptıkları “Distruptive Banking Trends for 2015” Webinar etkinilğinde dinlemiştim.
Analizlere göre 2020 yılında bankaların gelirlerinin 32% ‘si risk altında; yeni Fintech girişimleri, Perakende, Telekom ve müşteriyi elinde diğer markalar farklı alanlarda bu gelirlere ortak olmaya başladı. Bankaların gelirlerinin risk altında olduğu kategoriler;

 

  • * Ödeme (Payment) Kategorisi : Bankaların Ödemeler konusundaki gelirlerinin 25% ‘i artık risk altında, riske giren gelir toplam perakende bankacılığı gelirlerinin 4,1% ‘ine tekabül ediyor. Ödeme hizmeti maliyetlerini minimuma indirerek piyasaya giren alternatif ödeme kuruluşları, cihaz üreticileri, telekom şirketleri ve omni-channel servis şirketleri Ödeme pastasından önemli oran da pay almaya başladı. Starbucks, Tesco, Square ve Paypal ‘ı uluslararası büyük örnekler olarak sayabiliriz.
  • * Mortgage (Uzun vadeli ev kredileri) : Bankaların Mortgage konusundaki gelirlerinin 8% ‘i artık risk altında, riske giren gelir toplam perakende bankacılığı gelirlerinin 2,3% ‘üne tekabül ediyor. Doğrudan ve birebir mortgage sağlayıcı ile varlık sahiplerinin pazarlıkları ile bankaların bu alanda ki gelirleri de düşüyor. Bu alanda öne çıkan örnekler Crowd Mortgage ve Family Mortgage.
 
  • * Tüketici Kredisi : Bankaların Tüketici kredileri konusundaki gelirlerinin 17% ‘si artık risk altında, riske giren gelir toplam perakende bankacılığı gelirlerinin 2,6% ‘sına tekabül ediyor. Alternatif tüketici finansman kurumlarının agresif rekabeti nedeniyle NPL ve risk fiyatlamasının gelişmesi ile bu alanda bankaların gelirleri düşecek. Zopa ve Fidor Bank bu konuda başarılı örnekler olabilir.
  • * Varlık Yönetimi / Bankasürans : Bankaların Varlık yönetimi konusundaki gelirlerinin 79% ‘u artık risk altında, riske giren gelir toplam perakende bankacılığı gelirlerinin 3,4% ‘üne tekabül ediyor. Varlık yönetim şirketlerinin fiyat kırması ve fiyat karşılaştırma portallarının doğrudan rekabeti ile bankalar bu alana da gelirlerini kaybediyorlar. Uluslararası alanda öne çıkan Charles Schwab gibi Türkiye ‘de Sigorta şirketleri, Menkul değerler ve Varlık yönetim şirketleri bu alanda önemli değerler yaratıyor.
  • * Mevduat / Teminat / Para Yatırmak : Dijital bankacılık, alternatif mevduat ürünleri, doğrudan para piyasası ve hesap yönetim uygulamaları pazar payı almaya ve kar marjlarını  çalmaya devam ediyor. Uluslararası en önemli örnekler olarak Mint ve BBVA tarafından satın alınan Dijital Bankacılığın öncü markası Simple ‘ı sayabiliriz.
  • * Günlük / Cari Hesap : Düşük masraflı ön ödemeli, kontürlü ve mobil ödeme hesapları bankaları bu alanda çok zorluyor ve daha fazla pay alacakları görülüyor. Bu alanda ki önemli oyuncular Bluebird ve Moven sayılabilir
  • * Kredi Kartı Gelirleri : Kredi kartı dışında ki yeni kredi kaynakları elektronik ticaret ve çevrimiçi ödemelerde pay alıyorlar. Bu konu Wonga ve Lending Club dünya örnekleri olarak sayılabilir. Türkiye ‘de Perakende (beyaz eşya, mobilya, ısıtma ürünleri, elektronik cihazlar) de ürün ile beraber anında verilen tüketici kredileri bu alanda sayılabilir.
Türkiye ‘de kısır bir döngüde girişimleri öne çıkarıp yatırımcının önüne koyan organizasyonlara naçizane tavsiyem internet servisleri ve E-ticaret ‘den kafayı kaldırıp Finansal Teknolojilere ve Servislere ağırlık vermeleri. Dünyada bu yönde ciddi gelişmeler ve girişimler var. Burada bir öneride Bankacılık sektörü ve Yatırım/Değer yönetim şirketlerine; yeni Fintech girişimlerini yakından takip edip topraktan / müteahhitten girmenizi öneririm.

 

Öneriler için bizi takip etmeye devam edin, kalın sağlıcakla
Saygılarımla,
Onur Baran Çağlar
@obcag00
tr.linkedin.com/in/obcag/en

Fintech (Finans Teknolojileri) Dünyası ve yeni girişimler

Yazı dizisinin ilki olan “Finans sektörünün dijital ve mobil transformasyonu” ulaşmak için tıklayın!

 

Fintech girişimlerine ekonomin temel eşitliği üzerinden bakalım;
Gelir = Harcamalar + Tasarruflar (Yatırımlar)
Tüketici gözüyle eşitlik hakkında kısa açıklamalar;
  • * Kazancınız / geliriniz yaptığınız harcamalar ve yatırımlarınızın toplamına eşit oluyor.
  • * Tasarruf aynı zamanda tüketicinin yaptığı yatırımları ifade etmektedir
  • * Harcamalar gelirden fazla ise tasarruflar negatif olacaktır. Bunun anlamı harcama ve yatırımlarınızı karşılamak için borç ve kredi alacağınız anlamına geliyor.
  • * Harcamaları tetikleyecek ve kolaylaştıracak uygulamalar fazlasıyla var
  • * Tasarruf konusunda uygulama eksiği çok, mevcut durumda yatırım şirketleri ve finans kurumları servis ve uygulamlar da başı çekiyor.
Dünyadaki gelişmiş ve ekonomi açısından öncü ülkelere göre Türkiye ‘nin en büyük eksiği kişi ve aile başına düşen tasarruf oranlarımız olduğu raporlarda gözüküyor.
Bizim bu konuda ki temel problemimizi sanırım Warren Buffet ‘ın tasarruf hakkındaki görüşü net olarak göstermektedir.  Warren Buffet ‘a göre tasarruf harcamalardan kalan ile yapılan bir yatırım değildir, aslında önce yatırım yapacağınız miktarı belirler ve tasarrufunuzu ayırırsınız, kalanı harcarsınız. Biz sanırım tam tersini yapıyoruz, yani harcıyoruz kalan bir şey olursa tasarruf ve yatırım yapmaya çalışıyoruz.
Tüketici açısından “kazanç” olarak gözüken eşitlik, finans kurumları açısından “Tüketici Finansmanı” olarak isimlendirilmektedir. “Tüketici Finansmanı” alanını ve eşitliğin sağ tarafını kategorilerine göre ayıralım, bu kategorilerde oluşan fintech girişimleri ve markalarını kısaca tanıtmak isterim.
Consumer Fintech Industry

Consumer Fintech Industry

Resim: Tüketici Finans Teknoloji ve Servisleri Endüstrisi

 

Temel ekonominin eşitliği yani Tüketici Finansmanına iki (2) ana koldan bakacağız.

 

1. Tüketim ve Harcama
Tüketiciler iki ana neden/durumdan ötürü harcama yaparlar:
* Satın almalar ve fatura ödemeleri,
* Arkadaşlarınıza ve ailenize para göndermek
Aşağıdaki 3 ana tüketim alanında yeni Finans Teknoloji girişimlerinin ses getireceğini düşünüyorum;

 

  • * Arkadaş / aileye para gönderme
     Teknolojik gelişmeler bu alandaki aksiyonları daha kolay, ucuz ve hızlı yapabilmeyi sağlıyor. Örnek olarak şu markaları incelemenizi öneriyorum: square.com/cash , venmo.com , transferwise.com , coinbase.com , google.com/wallet/send-money/, WU.com, MoneyGram.com, Skrill.com, paypal.com

 

  • * Günlük harcamalar ve fatura ödemeleri
     Mevcut ürün ve hizmet sağlayıcılar ile fatura üreten kurumlar dışında bu alana iştah kabartan Telekom Operatörleri, Bankalar, Perakende ve Cihaz üreticileri var. Burada gelişen cihaz ve iletişim teknolojileri kullanımı kolaylaştırıyor, kullanıcıyı bir çok sıkıntıdan kurtararak tüm cüzdanını ve finansal hesaplarını cebindeki telefona kadar indiriyor. Örnek olarak apple.com/apple-pay/ , google.com/wallet , squareup.com/order , paypal.com , mint.com inceleyebilirsiniz.

 

  • * Bütçe yönetimi
     Bugüne kadar sadece kurumlar, KOBI ve profesyoneller tarafından yapılan bütçe yönetimi artık esnaf ve bireylere kadar iniyor. Herkes ay içinde yaptığı harcamaların kategorik dağılımını ay sonunda veya günlük ayırdığı parasının durumunu takip etmek istiyor. Bu sayede sonraki aylar için daha iyi karar vermek ve ayağını yorganına göre uzatmak istiyor. Bu alanda teknolojik gelişimlerin yanında hükümetlerin tasarruf politikaları ile paralel finansal ve bankacılık sistemlerinin şeffaflığa doğru evrilen mevzuatları belirleyici oluyor. Bankaların dışında önemli girişimler de bu alan da yer almaya başladı, bu konuda en iyi örnek 2006 yılından bu güne kadar herkesin model aldığı mint.comlevelmoney.com ve billguard.com var.

 

2. Tasarruf ve Yatırım
Yatırım 2 alana ayrılabilir, tasarruf ederek (yatırım yapmak da bir tasarruftur) veya borç alarak da yatırım yapabilirsiniz.

* Yatırım yapmak
Yeni Teknolojiler ve içerik servisleri şeffaf ve rekabetçi yatırım bilgisine ulaşmamızı kolaylaştırır. Aynı zamanda rekabetçi araçlar ile daha uygun maliyetler ile yatırım yapabiliriz. Bu konudaki incelenebilecek örnekler: openfolio.com , stocktwits.com , angel.co , robinhood.com , betterment.com , wealthfront.com , personalcapital.com , nutmeg.com , acorns.com sayılabilir

* Borç alma
Yatırım da olduğu gibi teknoloji borç alma da hem bilgiye hızlı ve kolay ulaşım anlamında, hem de ucuz alternatif borç alma araçlarını bulmamıza yardım ediyor.
Türkiye ‘de de kamu ve bankalar bu alan da açılımlar yapıyor en güncel ve güzel örnek Kredi Kayıt Bürosunun açtığı Findeks.com u gösterebiliriz.
Dünyadan güzel örnekler de creditkarma.com , creditsesame.com , lendingclub.com , prosper.com , zopa.com , affirm.com , kickstarter.com

 

Sonuç olarak şunları belirterek bitirebilirim, bankalar ve finans dikeylerindeki kurumsal yapılar bu alanların hepsine yoğunlaşamıyor. Hepsini yapıyorum diyenleride kullanıcı ve müşterileri anlamıyor yada kavramlar arasında kayboluyor. Yukarıda saydığımız gibi bu alanların hepsini birden yapmaya çalışan girişimlerde başarılı olamıyor.
Dolayısı ile her alan kendi içinde uzmanlık, yoğunlaşma ve dinamizmi gerektiriyor. Bilgi, deneyim ve ulaşabileceğiniz çevrenize (network) göre bir alana yoğunlaşın. İlgili alanda hem müşteri deneyimini, kolay erişim ve kullanımını önde tutarak derinleşmek çok daha mantıklı.

Bence 4 alanda girişimlere hala ihtiyaç var;
* Bireye seslenen kişisel tüketici finansmanı (harcama, kredi ve yatırım) alanına yönelik karşılaştırma ve bilgiye erişim alanı
* Son kullanıcıların borç alması, yatırım yapması ve para transferi alanında daha uyun maliyetler ile erişimi sağlayan uygulama ve servisler
* Son kullanıcı ve küçük esnafın hesap ve bütçe yönetimi, düzenli ödeme ve tahsilatları ile muhasebesini yönetmesini kolaylaştıracak servis ve uygulamalara ihtiyacı var
* Son kullanıcıların paraya ulaşım, satın alma, harcama ve fatura ödeme gibi alanlarda günlük sıkıntılarını çözecek alanlara yoğunlaşan özellikle mobil servis ve uygulamalara ihtiyaç var.

Sonraki yazımda Dünya ‘da son yapılan Fintech yatırımları, kategorileri ve Türkiye ‘deki son durumu aktarmaya çalışacağım.

Yazı dizimin son yazısı “Dünyada yapılan Fintech yatırımları ve önerilerim” için tıklayın!

Kalın sağlıcakla,
Onur Baran Çağlar
@obcag00

Finans sektörünün dijital ve mobil transformasyonu

Biliyorsunuz bir süredir Bankaların 2.0 ‘dan 3.0 ‘a Dijital den İlişkisel Bankacılığa dönüşümünü yazıyoruz oluşacak modelleri çiziyoruz.
Finans sektöründeki etkinlikler, çevrimiçi konferanslar, araştırma raporları, yeni çıkan makale ve gelişmeleri yakından takip ediyorum. Bir çoğunu kendi bakış açım ve çerçevemden değerlendirerek derleyip sizlere aktarmaya çalışıyorum.
Bu yazım ve devamında gelecek yazılarım ile sizlere Finans sektörünün hantal ve ağır yapılardan kurtulmaya çalıştığını, kendi çabaları ile dijital ve ilişki bankacılığına dönüşmeye başladığını göstermeye çalışacağım. Teknolojinin çok hızlı gelişimi ve girişimciliğin kolaylaştığı bir dünyada artık Finans sektörünü eski yüksek karlılık günlerinin geride kalacağını anlatmaya ve çakraları yakmaya çalışacağım.

 

Bankalar dijital müşteri angajman modeline geçiyor. Bankalardaki radikal dönüşümü şu şekilde özetleyebiliriz;
  • Kağıt -> Dijital kanallara
  • Plastik Kart -> Dijital Kimlik
  • Sunucu -> İstemci

Deneyimler geleneksel şubeden mobile geçişi gösteriyor

Geleneksel şubeden Mobil şubeye

Geleneksel şubeden Mobil şubeye

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Finans Dünyası Dijital ve Perakende ile yakınsıyor

Finans Dünyası Dijital ve Perakende ile yakınsıyor

Finans Dünyası Dijital ve Perakende ile yakınsıyor

 

 

 

 

 

 

 

Finans sektörünün Dijital ve Mobil Transformasyonu için 4 anahtar nokta

1. Müşterilerinizin deneyimlerini gözden geçirmeli ve gerekiyorsa yeniden yazmalısınız
     * Yalın, kolay adımlı ve pürüzsüz olmalı
     * Tüm kanallarda hızlıca ürün, hizmet ve desteğe ulaşabilmeli
2. Çoklu-kanal ürün ve hizmete ulaşım ve kullanımı sağlamalısınız
     * Burada size kullanıcı kanaldan kanala geçerken kullanıcı bilgileri, uygulama ve seans bilgilerini taşıyabilecek sistemleriniz olmalı
     * Tüm kanalların uyum içerisinde çalışması ve kullanıcıya pürüzsüz hizmet sunmak için kullanıcıyı tanıyacak sistemlere, orkestra yöneticisine, bağlam ve içeriği kişiselleştirecek yapılara ihtiyacınız var.
     * Müşteriyi tanımak ve ilişkiyi derinleştirmek için CRM, ürün ve servis sistemleri, detaylı kullanıcı hareketleri ve aksiyonları takip etmek için de analitik sistemlerine ihtiyacınız var
3. Dijital ve Mobil Stratejilerinizi yeniden oluşturun ve konuya hakim olun, kimseye emanet etmeyin
     * Ürün ve hizmetlerimizde 3 ana paydaş var, iş geliştirme ve yönetim tarafı, bilgi işlem ve müşteri. Dijital kanallarda müşteriyi UX (müşteri deneyimi) ekipleri temsil ediyor olacak.
     * Lean-startup model ve prensiplerini düstur edinebilirsiniz. Aşağıdaki adımları bir daire gibi düşünün, sonu olmayan bir döngü bu, bir adım çıktı iken, diğer bir adımın girdisi olabilir.
          * Fikirler ortaya çıktığı zaman, prototipleri modelleyebilir sonrada geliştirebilirsiniz buna PoC (Proof of concept) veya MVP (Minimum Viable Product) diyebiliriz.
          * Ortaya çıkan ürün ve servisin basit halinin son kullanıcı / müşteri ile teması ve müşteri tepkilerini ölçmelisiniz. Ortaya çıkan verinin KPI / Metriklere göre analizi önemli
          * Kullanıcı davranış, tepkileri ve taleplerinin analizine göre yeni fikirler, mevcut dizayn, ürün ve servislerin güncellenmesi, yeni özelliklerin eklenmesi ile yukarıdaki adımları tekrarlamanız gerekiyor.
Lean-Start-up-Prensibi

Lean-Start-up-Prensibi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

4. Size ve müşterilerinize ilham verecek hedef ve nihai amaçları belirleyin, aksiyonlarınızı bu hedeflere yöneltin
     * Bu işi yapmak ve ulaşmak istediğiniz ana hedef, vizyon veya mottoyu deklare etmeniz gerekiyor.
     * Büyük markaların bir mantraları vardır, üç-beş kelimeden oluşan markanızın kalbini ve aklını tanımlar. Marka konumlandırmasının özüyle de tutarlıdır. Temel marka vaadi ve marka özüne benzer, amacı tüm iç ve dış çalışanların markanın tüketiciler nezdinde neyi temsil ettiğini anlamalarını sağlamaktır. Böylece çalışanlar davranışlarını buna göre ayarlar ve mantra onlara her zaman yol gösterir.
     * Nike ‘ın mantrası Atletik Performanstır. Disney ‘in mantrası da eğlenceli aile gösterisidir

 

Sonraki yazımda; bankaların transatlantik olması, hem dönüşümlerinin uzun sürmesi, hem de küçük dikeylere ve kullanıcı ihtiyaçlarına ve deneyimlerine eğilememeleri nedeniyle ortaya çıkan ve giderekte artacak Fintech (Finans Teknolojileri) oyuncularından bahsedeceğim.
Sonraki “Fintech (Finans Teknolojileri) Dünyası ve yeni girişimler” yazım için tıklayın!

Hak ettiğimiz toplu ulaşım servisleri

IETT verilerine göre sadece İstanbul ‘da toplu taşımada her gün 5.7 milyon kişi toplu taşıma vasıtalarını kullanıyor. Ankara ‘da 3 milyon ve İzmir ‘de ise bu rakam 1.5 milyonu aştı. Zoraki yolculukların yerini konforlu, hızlı ve kolay ulaşımın alması gerektiği bir döneme giriyoruz.

UITP ‘nin desteği ile modern toplu ulaşım servislerine geçiş

AB (Avrupa Birliği) ‘nin toplu taşımacılık ile ilgili direktifler ve kararlar UITP (International Association of Public Transport) ‘in onayından geçiyor. 1885 yılında kurulan UITP 2 bin 900 üyesi ile toplu taşımacılık sektörünün en büyük sivil toplum kuruluşu. Yani havayolları için IATA, karayolları için IRU ne ise toplu taşımacılık sektörü içinde UITP aynı görevi icra ediyor. Bugüne kadar UITP ‘nin birçok büyük şehrimizde düzenlediği etkinlik ve konferanslar ile toplu ulaşım kalite ve hizmetlerini ülkemiz kurum ve özel sektörü ile buluşturdu, bundan sonra da kamu, belediyeler, ulaşım şirketleri, sektöre iş ve katma değer geliştiren girişimcileri uluslararası standartlar ve yolcu deneyimleri konusunda yönlendirici olmasını bekliyorum.

UITP ile modern toplu ulasim

UITP ile modern toplu ulasim

Toplu ulaşımın ilk 5 ‘i

Toplu taşıma, güvenli, kolay, etkin, temiz ve en uygun maliyet ile gidebilme şeklinde tanımlanabilir, dünyanın toplu ulaşım da en iyi beş şehrini şu şekilde sıralayabiliriz;

1. Tokyo, Japonya – Tokyo’daki toplu taşıma sistemi, hafif raylı sistem, gemi, otobüs ve metro hatlarından oluşuyor. Tokyo’da toplu taşımanın büyüklüğünü ifade etmenin en iyi yolu, toplam seferlerin sayısı ABD’de ve Kanada’da düzenlenen sefer sayılarının toplamına eşit.

2. Newyork, Amerika – Dünyanın en uzun metro sistemine sahip olan New York’ta toplu taşıma, gemi, otobüs, tren, metrolar ve yaya ve bisiklet yollarıyla sağlanıyor. New York, ABD’de toplu taşımanın kullanımının özel taşımacılıktan daha fazla olduğu ve nüfusunun yarısından çoğunun arabasının olmadığı tek şehir. New York’ta gece yarısından sonra bile istediğiniz zaman yolculuk edebilirsiniz.

3. Londra, İngiltere – Londra ‘da dünyanın en eski metro sistemi halen günde 3 milyonun üzerinde insanı taşımaktadır. Metro dışında dok alanlarını kapsayan otomatik hafif raylı sistem DLR, tramvay sistemi ve meşhur kırmızı iki katlı otobüsleri ile dünyanın en iyi toplu taşıma sistemlerinden biri karşımıza çıkıyor. Londra toplu taşıma sistemi oldukça modern ve iç tasarımı ile rahattır, bir sonraki vasıta ne zaman geleceğini dijital işaretlerle kolayca görülebilirsiniz.

4. Paris, Fransa – Paris Metrosu, dünyadaki en eski ikinci metro sistemidir. Paris ‘de gitmek istediğiniz yere bir metro istasyonundan sadece 500 metre yürüyerek gidebilirsiniz. Paris ‘de gitmek istediğiniz yere metroyla gidemiyorsanız çözüm sadece bir bisiklet olabilir.

5. Moskova, Rusya – Dünyanın en dakik metro sistemi olarak anılan Moskova Metrosu verimlilik, hız ve modernliği ile bilinir. Ortalama bir iş gününde metro, 8.2 milyonun üstünde yolcu taşıyarak dünyanın en yoğun metrolarından biri haline geliyor. Metro sistemindeki her istasyon, güzel ve süslü bir mimariye sahip olması ile adeta bir müzeyi andırmaktadır.

 

Toplu ulaşımın merkezinde yolcuyu olmalı

Toplu ulaşımın merkezinde yolcuyu olmalı

Merkeze yolcuyu almalıyız

Yolcuya götüreceğimiz hizmetlerin ana kriterleri güvenlik, konfor, hızlı, çoklu-kanal erişilebilirlik ve uygun maliyet olmalıdır. Nüfusun ve şehirleşmenin hızla arttığı bu dönemde teknolojinin gelişimi, yatırımların doğru yönlendirilmesi, akıllı şehirlerin gelişim stratejileri ve toplu ulaşım çözümlerinin iyileştirilerek geliştirilmesi ‘yolcu odaklı’ bir perspektifle görülmeli ve yolcuyu merkeze alarak eyleme dökülmesi gerekiyor.

Geleneksel ulaşım hizmetleri yerine Omni-Channel (Her kanal) hizmetler

Geleneksel mecralarda kullanılan pazarlama ve hizmete erişim enstrümanlarının yetersiz kaldığını bir dönem giriyoruz. Dolayısıyla sahada fiziksel temas (bayi, şube), ADK (Alternatif dağıtım kanalları), Kiosk cihazlar, çok fonksiyonlu (QRKod, Temazsız EMV, manyetik bilet, OCR, Barkod, NFC) validatör, müşteri hizmetleri, internet ve mobil akıllı cihazların gücü göz ardı edilmemeli. Bunlara ek olarak web, mobil web, e-mail, SMS, mobil uygulama ile sosyal medya kanalları üzerinden interaktif pazarlama iletişimi, markalar ile etkileşim ve sosyal sorumluluk projeleri aktif bir şekilde kullanılmalı.

Omni-channel ile mevcut ve potansiyel müşteriler için yerinde (lokasyon temelli), zamanında ve doğru araçlar tercih edilmeli. Yolcumuzun bize gelmesini beklenmeden kendisine gitmeliyiz ya da geldiğinde onu tanıyarak, kişiye  özel kampanya, ekosistem markalarımızda indirim veya promosyonlar sunmalıyız.

Bugün yaşanan kötü deneyimin yolcuyu alternatif ödeme ve geçiş yöntemlerine yönlendirdiğini unutmamalıyız!

Toplu ulaşımın olmazsa olmazları

Toplu ulaşımın olmazsa olmazları

Ulaşımda olmazsa olmaz 10 şey

Yolcuyu merkeze alan her kanaldan alternatifli hizmet ve çözümler sunan toplu ulaşımın artık bir zorunluluktur. Özel sektör rekabeti ve hizmet çeşitliliğinin vatandaşımıza yarayacak, kaliteli ürün ve hizmete daha kolay ve uygun fiyata alacak.

1. Kredi kartları ile geçiş

Halen birçok şehirde Vakıfbank, BKM Express ve Ziraat Bankası bu hizmetleri sunuyorlar. Yakın dönemde Bonus, World, Axess kredi kartı ağlarının bu hizmeti standart haline getirmesini bekliyorum. Eğer bizim kredi kartı ağlarımız bunu gerçekleştirmez ise yakında Visa ve Mastercard ‘ın Dijital Cüzdan hizmetleri ile bu işi standart haline getirmeye çalışacaklar..

2. Banka kartları ile geçiş

Türkiye ‘de halen 100 milyon üzerinde banka kartı bulunduğunu düşündüğünüzde, 15 milyon bankacılık hizmeti almayan vatandaş dışında herkesin bir banka hesabı ve bu hesaba bağlı kartı var. Dolayısı ile hem ulaşım şirketleri hem de belediyeler için nakit yerine geçecek bu özelliğin bir an önce gerçekleşmesini bekliyorum.

3. Cep telefonları ile geçiş

Geleneksel cep telefonlarında barkod, QRkod ve SMS şifreleri ile yeni nesil cihazlarda da NFC ve mobil cüzdanlar ile toplu ulaşım Uzakdoğu ve Avrupa ‘da standart haline gelmeye başladı. Son olarak Vodafone Fiji ‘de bu tip bir uygulamayı başlattı. Turkcell ‘in T-Cüzdan ile Şanlıurfa ‘da denemeleri olduğunu biliyoruz, bu uygulamanın yaygınlaşmasını bekliyorum.

4. Sadakat uygulamaları 

Finans, Perakende ve İletişim sektörleri için dokunulacak müşteri sayısı azaldıkça sadakat ve mevcut müşteri de derinleşmek en önemli strateji haline geldi. Her gün en az 2 kez aynı ulaşım yöntemini kullanmak durumunda olan yolcularımıza neden sadakatlerinden dolayı katma değer ve fayda sağlanmıyor. Yeni dönemde bu konuya yatırım yapan kazanır.

5. Ulaşım kartlarının alışverişte geçmesi

Ulaşımda yolcunun cüzdanında yer edinen ulaşım şirketleri gözünü bu kartları finans ve ödeme kuruluşları ile ortak projeler geliştirerek günlük hayata daha fazla sokmaya dikmiş durumda. Bu sayede değişilmez ve sürekli kullanılan kart haline getirerek yolcudan sadece ulaşım değil alışveriş de markalar üzerinden alınacak komisyonlar ile büyümek istiyor. Çok doğru strateji tabi doğru proje ve müşteri deneyimleri ile değerlenecek bir konu olarak görüyorum.

6. Online bakiye yükleme (OTA)

Online / çevrimiçi internet ve mobil ortamda iken cep telefonundan ulaşım kartlarımıza bakiye yükleyebilmeliyiz. Toplu taşıma aracına binerken kartınızda bakiye olmaması ve inmek durumunda kalmanız artık tarih olmalı. Validatörler çevrimiçi hale gelecek veya kartlarımız dijital/mobil cüzdanlar ile mobil ortamda otomatik yüklenebilir hale gelecek.

7. Kişiye özel reklam ve kampanyalar (proximity marketing)

Yolcuların akıllı ulaşım kartları ile turnike ve validatörlerden geçerken demografik ve iletişim bilgilerine kadar biliyoruz. Yakında, toplu ulaşım istasyonları, durakları ve hatta vasıtaya yaklaştığında yada bindiğinde kişiye özel reklam ve marka kampanyaları göreceksiniz.

8. Kişi sayma ve vasıtada kimler var

Toplu taşıma araçlarına yerleştirilecek 2D ve 3D sensörler sayesinde vasıtanın doluluk oranını görebileceğiz. Bu sayede durak da bekleyen yolcular alternatif hat ve vasıtalara yönlendirilebiliriz.

Aynı şekilde iç ve dış kamera sistemleri, en basiti NFC özellikli akıllı cihazlar daha gelişmiş yüz tanıma sistemleri ile vasıtada kimler var anlayabileceğiniz bir döneme geçiyoruz.

9. Wi-Fi ve 3G standart hale gelmeli

Yeni nesil vasıtalarda Wi-Fi ve dış mekanda giden araçlarda da 3G ‘nin standart hale gelmesini bekliyorum. Her gün toplu taşıma vasıtalarında yolcuları gözlemliyorum, eskiden sıkıcı geçen yolculuklar artık akıllı mobil cihazlar vasıtasıyla müzik, kitap/makale okuma, sosyal veya kişisel sohbet edebileceğimiz uygun vakitlere dönüşmeye başladı. Kimse elinden cihazı bırakıp etrafına ve durak tabelaların bile bakmıyor, çoğu ineceği durağı bu yüzden kaçırıyor.

10. Sosyal Burs ve yardım

Yolcular ulaşım kartları ve akıllı cihazlarındaki cüzdanları aracılığı ile havuz hesaba para aktarması ve ulaşım ihtiyacı olan kullanıcılara bu toplanan paranın dağıtımı artık mümkün. Yakında İtalya ‘daki askıda kahve ve ülkemizde de örnekleri uygulanan askıda ekmek uygulaması benzeri ses getirecek bir sosyal sorumluluk projesi çıkararak markaların sponsorluğuna sunabiliriz.

 

Bu konuda sonraki makalelerimizde hak ettiğimiz toplu ulaşım servisleri, çözümleri, iş modelleri ve paydaşları aktarmaya çalışacağım.

Kalın sağlıcakla,

Onur Baran Çağlar

Orkestra şefi Bankalar hayatın her alanında

Bankalar mevcut yetkinlik, iş modelleri, ürün ve hizmetlerini geliştirmek ve kabuklarını kırmak durumundalar.

Bankalarımız 5411 sayılı kanun ve ciddi miktarda ödedikleri lisans bedelleri ile elde ettikleri kazanımları ve oyun alanını koruma yani defans modunda kalarak uzun vadede kazanamayacaklar. Türkiye genç, dinamik ve büyüyen nüfusu, şehirleşmenin hızla artışı, istikrarlı bir yönetim ve ciddi ekonomik büyüme ile dünyadaki gelişmiş, gelişmekte olan ve komşu ülkelerin radarında. Her geçen gün bankacılık lisansı başvurusunda bulunan, mevcut lisansını genişletmeye çalışan ve/veya TMSF ‘deki bankaları alan büyük sermayeler var.

World wide Banking

World wide Banking

Aynı zamanda Türkiye ‘deki sektörler yakınsamaya ve birbirlerinin alanlarına girmeye başladı, örneğin Finans, Perakende, İletişim (Telekom & Internet), E-ticaret, Pazarlama, Reklam sektörleri aynı kanuni düzenlemeleri izliyor, katkıda bulunuyor ve iş modelini bu yasalara göre güncelliyor:
* 3100 ÖKC (Ödeme Kayıt Cihazı) kanunu,
* 6563 Elektronik Ticaret,
* 5809 Elektronik Haberleşme Kanunu,
* 5651 Internet Kanunu,
* 6493 sayılı yeni Ödeme Sistemleri kanunu,
* Henüz kanunlaşmayan “Kişisel verilerin korunması” kanunu yolda geliyor

Saydığımız gelişmeleri göz önüne alan ve hızlı olabilen bankalar “ödeme sistemleri” yazılarımda değindiğim gibi “vujade” yaklaşımını göz önüne alarak farklı sektörler de bilgi ve deneyim edinmiş, hatta girişimcilik, iş kurma ve yönetme deneyimi olanları işe alıyorlar. Aynı şekilde özellikle perakende ve iletişim sektörlerine iş yapan içerik, servis ve uygulamalar sağlayıcıları ve ajansları ile çalışmaya başladılar.

Size görüşlerimi özetleyen bankaların yeni oyun alanları ve oluşacak ekosistemin paydaşlarını da içeren güzel bir grafik çizdim.

Orkestra Sefi Bankalar

Orkestra Sefi Bankalar

 

 

 

Bankalar yukarıdaki çizimde gördüğünüz 4 ana rol ile yeni dönemde müşterilerin hayat döngüsü içindeki tüm ihtiyaçları karşılayabilecek.

Bankacılığın genişleyen rolleri

1. Mali Yardımcı

  • * Banka yetenekleri
    • – Lisans ile gelen rol ve sorumluluklar
    • – Yatırım enstrümanları
    • – Ödeme araçları (şube, ATM, POS, kart, dijital, mobil, vb.)
  • * Müşteri ihtiyacı
    • – Finansal servisler
    • – Yatırım desteği
    • – Ödeme alternatifleri
  • * Ekosistem paydaşları
    • – Yatırım araç ve kurumları (kamu, banka, borsa, menkul değer, vb.)
    • – Kredi araçları ve kurumları
    • – Sigorta dikey ürün sağlayıcıları
    • – Alternatif ödeme araçları ve şirketleri (fatura, para transferi, e-para, cüzdan, vb.)

2. Tüketim Danışmanı

  • * Banka yetenekleri
    • – Müşteriyi ve harcamalarını çok iyi biliyor
    • – Analitik araç ve algoritmaları var
    • – Hedefli ve kişisel tavsiyeler yapabiliyor
  • * Müşteri ihtiyacı
    • – Alışveriş önerileri
    • – Alternatif karşılaştırmaları
    • – Marka kampanyaları ve indirimleri
  • * Ekosistem paydaşları
    • – Günlük tüketim (yiyecek, içecek, giyim, temizlik & bakım, yakıt, vb.) markaları
    • – Ev ihtiyaçları (mobilya, güvenlik, tamir, temizlik, su, elektrik, yakıt, emlak, evcil hayvan, vb.) sağlayan markalar
    • – İletişim ihtiyaçları (PC, telefon, internet, TV, ses ve mesaj, vb.) sağlayıcılar
    • – Ulaşım ihtiyaçları (araç, tamir, ulaşım, geçiş, park, yedek parça ve aksesuar, vb.) kurumları

3. Katma Değer Toplayıcı

  • * Banka yetenekleri
    • – Müşteri demografi ve davranışları
    • – Sosyal ilişkileri ve ağları
    • – Interaktif ve Pazarlama servislerine verilen tepkiler
  • * Müşteri ihtiyacı
    • – Bilgi ve eğitim
    • – Alternatif içerik ve servisler
    • – Markalar ve indirimleri
  • * Ekosistem paydaşları
    • – Bilgi (Haber, spor, ekonomi, magazin, vb.) içerik ve servis sağlayıcılar
    • – Eğitim (okul, destekleyici, bireysel, dersane, vb.) içerik ve servis sağlayıcılar
    • – İnteraktif & Eğlence (anket, oylama, quiz, yarışma, oyun, vb.) servis ve uygulama sağlayıcılar
    • – Pazarlama (mobil ve dijital pazarlama, tanıtım, reklam, vb.) ajans ve firmaları

4. Erişim Kolaylaştırıcı

  • * Banka yetenekleri
    • – Ürün ve hizmetlere erişim tercihleri
    • – Deneyimleri dolaylı olarak bilir
    • – Kart ve sanal cüzdanlar ile kimlik fonksiyonu
  • * Müşteri ihtiyacı
    • – Bilet ve voucher
    • – Asistanlık hizmeti
    • – Destek hizmetlerine giriş
  • * Ekosistem paydaşları
    • – Sağlık hizmeti sağlayıcıları
    • – Güvenlik hizmeti sağlayıcıları
    • – Seyahat ve Turizm markaları
    • – Etkinlik (spor, eğlence, konser, konferans, eğitim, vb.)

Ekosistem paydaşlarına faydaları

Omni-channel Banking

Omni-channel Banking

1. Müşterilere faydaları

  • * Kişisel profil, demografik ve lokasyon bilgileri, geçmiş hareket, davranış ve tüketim alışkanlıkları ile en uygun içerik, ürün, hizmetleri en iyi fiyata alabilme
  • * Alışveriş süreçlerinin gerçekleşmesi, iş ortağı marka ve sağlayıcılara “tek tıkla” güvenli, doğru & onaylı kimlikli erişim
  • * Sadakatin ödüllendirilmesi ve Asistanlık hizmetleri

2. Bankalara faydaları

  • * Müşteri veritabanın büyümesi,
  • * Sağlanan faydalar, öneriler, içerik, servis ve ürün sağlayıcılara erişim ile sadakat artışı
  • * Ekosistem marka iş ortakları ürün, hizmetleri, katma değerli içerik ve servisler ile gelir artışı
  • * Bireysel ürün ve hizmetlerin SME ve uzun kuyruk kurumlara da sağlanarak hem sadakat hem de gelir artışı

3. İş ortaklarına faydaları

  • * Finans sektöründen harcama yapabilen müşteri kazanımı
  • * Mağazalarına dijital ve mobil üzerinden tetiklenen yeni ziyaretçi ve müşteri trafiği
  • * Müşteriler hakkında daha derinlemesine bilgi ve analizler ile hedefleme

 

Bankalar hızla aksiyona geçerek organizasyonlarını yatayda genişletmeli, girişte yazdığımız gibi farklı sektör deneyimlerini ekiplerine entegre etmeli. Ek olarak alacağı danışmanlık ile beraber iş geliştireceği ekosistem paydaşları, içerik, servis ve ajans iş ortakları ile uzun vadeli içerik, servis, ürün çeşitleme yatırımlarına başlamalıdır.

 

Bu yatırım ve iş alanlarını genişletme de geç kaldığı sürece sonraki makalede aktaracağım finans sektörünün farklı alanlarına girecek yeni girişimlere ve farklı sektörlerin penetrasyonuna şahitlik edecekler. Tabi bu alanlarda pastadan eksilen dilimlerin büyümesi ile uyandıklarında geç kalmış olacaklar, zira artık müşteriler kaliteli ürün, hizmet, marka (love-mark) ve UX (kullanıcı deneyimi) konusunda eskisinden daha sadıklar.

 

Kalın sağlıcakla,
Onur Baran Çağlar

Sadakat bekleyen köpek alsın!

Önemli Sadakat ve Pazarlama danışmanlarından David Lewis ’in yıllar önce yeni nesil tüketici ve sadakatleri üzerine yaptığı bir konuşmadan alıntı yaparak başlayalım istiyorum.

 

David Lewis, yeni tüketiciyi şu şekilde tanımlıyordu:
Yeni tüketicinin en önemli özelliği sadık olmamasıdır. En uygun fiyata istediği standart ve özellikte ki ürünü nerede ne zaman ve hangi mecrada bulursa alıyor. Tüketicinin önündeki seçenek sayısı fazla, fiyatlar birbirine yakın, hizmet kalitesi, lojistik ve erişim imkanıda her gün daha iyiye gittiği için Amerika ’da pazarlamacılar arasında şu söz referans olmuş: “Sadakat isteyen köpek alsın!”
Yeni tüketici çok ürün görüyor. Global pazar şartlarını biliyor. Bilgiye çok kolay ve hızlı ulaşıyor. Bireysel düşünüyor. Sürü parçası gibi algılanmak istemiyor. Ürün ile etkileşime girmek istiyor. Ne alması gerektiğinin söylenmesinden hiç hoşlanmıyor.

 

Markalar sadece internet, mobil ve sosyal servisler ile iş modelinin dönüşümünü tamamladığı yanlışına düşüyor, müşterinin günlük hayatı ve sosyal yaşantısına dokunmadığı için ilişkiye giremiyor ve etkileşimi sürekli kılamıyor. Bu durumda da markanın rakiplerden tek farkı fiyat politikası ve müşterinin önceki işlemlerine göre sağladığı avantaj/indirimler kalıyor.

 

Yani yukarıda bahsedilen müşterilerin sadik olması için gerekenler su an kısmen ve parça parça (kesintili) olarak yapıldığından, müşterinin çevrimiçi ve gerçek hayatta markayla olan ilişkisi bir bütün olarak ele alınamadığından müşteriler markalar tarafından tam olarak tanımamakta doğru teklifler sunulamamaktadır. Bunun sonucunda reklam ve pazarlama çok basit kriterlere (ödediği fatura büyüklüğü, demografik, lokasyon bilgisi, vb.) dayandırılarak yapılmakta ve geri dönüş oranları çok düşük kalmaktadır. 

 

Sadakat programları markaların CRM Sistemleri ile tam entegre çalışırsa, müşterinin tüm süreçlerde kesintisiz olarak takibi gerçekleştirilir, bu sayede gerçek anlamda başarılı yakalanır ve kusursuz bir deneyim sunulabilir.

 

Müşterinin Alışveriş Deneyimi

Özellikle Dijital ve Sosyal mecraların artışı ile satın alma deneyimi hem çevrimiçi hem çevrimdışı işlemlerinin bileşkesi haline gelmiştir. Satın alma döngüsünü en iyi gösteren şema ve akış şu şekilde olmaktadır;
Musteri alisveris deneyimi

Musteri alisveris deneyimi

Vatandaşın kullandığı banka kartları, alış veriş yaptığı perakende zincirleri, ulaşım firmaları ve yakıt istasyonlarından ötürü çok sayıda sadakat kartı var. Tüm sadakat kartları puan ve indirim uygulaması yaptığı için, bunlar bir müsteri bağlılık ve angajmanı geliştiren programları değildir.
 
Örneğin; sürekli gittiğiniz bakkal, fırın, restoran ve kuaförünüzü düşünün, size “herkes gibi” davranmıyor, hatırınızı soruyor, sevdiğiniz ürünleri ve hassasiyetlerinizi biliyor, dolayısı ile ona göre önerilerde bulunuyor. Mahallenizden çıktığınızda da günlük hayatınızda karşılaştığınız çevrimiçi ve çevrimdışı tüm marka deneyimlerinizde benzeri muameleyi bekliyorsunuz.
 
Bir çok insan sadakat programlarının yararlı olmadığını, fazla maliyet ve pazarlama bütçesinin gereksiz harcandığını düşünmektedir. Sadakat programları aslında basit bir indirim kampanyası ve para iadesinden çok daha fazlasıdır;
  • * Müşterimizin sosyal yaşamı ve günlük hayatı hakkında daha doğru ve kullanışlı veri toplamamızı sağlar,
  • * Alışveriş alışkanlıkları, ilgi alanları, seçimleri ve motivasyonlarını anlamamızı sağlar,
  • * Ev hayatı, ailesi ve yaşamı hakında bilgi edinmemizi sağlar,
  • * Mevcut ürünlerimizi geliştirmemizi, hedef kitlemizin ihtiyaçlarına göre yeni ürün ve hizmet geliştirmemizi sağlar,
  • * Ve müşterimizi daha fazla alışverişe teşvik eder ve özendirir

Efektif ve başarılı bir Sadakat Programının faydaları

  • * Mevcut müşterimizi elde tutmamızı sağlar,
  • * Yeni müşteri kazanımımızı sağlar,
  • * Müşterileri üst segmentlere (RFM – Recency / yakın zamanda olan, Frequency / sık olan, Monetary / harcama büyüklüğü) taşımamızı sağlar,
  • * Kar ettirmeyen müşterileri elememizi sağlar,
  • * Kaybettiğimiz müşterileri geri kazanmamızı sağlar,
  • * Müşterilerimizin CLV (Customer Lifetime Value / Müşteri yaşam değeri) değerini artırmamızı sağlar,
  • * BCM (Best Customer Marketing / En iyi müşteriye pazarlama) programı ile en iyi müşterilerimize verdiğimizi değeri artırabiliriz,
  • * Müşterilerimiz ile uzun süreli kalıcı ilişkiler kurmamızı sağlar,
  • * Sadık müşterilerimiz için marka tarafları oluşturmamızı sağlar,
  • * Karımızı artırmamızı sağlayacak fiyat politikaları (“Hi-Lo / High – Low / Yüksek – Düşük”, “EDLP / Everyday low price / Her gün düşük fiyat”, “PUF / Profit-up-front / Kısıtlı müşteriye düşük fiyat”, “Access Pricing / Ulaşılabilir ürünler ucuz”, vb.) geliştirmemize destek olur,
  • * Rakip ataklarına ve fiyat rekabetine karşı güçlü olmamızı sağlar,
  • * Stok kontrolümüzü destek olur,
  • * Promosyon ve hediye planlamamıza destek olur,
  • * Ücretli reklam ve promosyon bütçelerinde tasarruf etmemizi sağlar,
  • * Karlı müşteriler vasıtasıyla yeni ticari iş ortaklıkları yapmamızı sağlar
Basarili Sadakat Programi

Basarili Sadakat Programi

 

 

 

 

Başarılı bir Sadakat Programının sırları nelerdir?

Basarili Sadakat Programinin Sirlari

Basarili Sadakat Programinin Sirlari

 

 

 

 

 

 

Karlı bir Sadakat Programı kılavuzumuz

  • * Kritik kabiliyetlerimizi (SWOT) ortaya koymalıyız,
  • * Sadakat program model ve stratejilerine hakim olmalı veya danışmanlığını almalıyız,
  • * Sadakat pazarlaması mimarileri ve planlarını ortaya koyacağız,
  • * Müşteri sadakatinin temel dizaynını planlamalıyız,
  • * Bizim için en doğru müşteri sadakati stratejimizi oluşturacağız,
  • * En iyi sadakat yönetimi uygulamalarını bileceğiz,
  • * Müşteri sadakatinin öncülerini derinlemesine inceleyeceğiz,
  • * Doğru sadakat anahtarları ve tanımlayıcılarını seçeceğiz,
  • * Sektörlerde çalışan farklı sadakat anahtar örneklerini inceleyeceğiz,
  • * Kişisel olarak sadakat şemaları alakamızı ve algıda seçiciliğimizi artıracağız,
  • * Sadakat programı ve gerçek zamanlı hedeflemenin temellerini gizli tutmalıyız,
  • * CRM ve birebir pazarlama sistemimizi oluşturmalıyız,
  • * Genel, hedefli ve kişiye özel fiyat politikalarımızı belirlemeliyiz,
  • * Sanal puan / kredi / bonus (yakında sanal para), ön-ödemeli kart ve hediye kartı bazlı sadakat programını modellemeliyiz,
  • * Kredi kartı ve banka kartı bazlı sadakat stratejimizi de modelleyeceğiz,
  • * Yardımcı gelirleri müşteri sadakati kullanmalıyız,
  • * Sadakat programı senaryo ve iş akışlarını dizayn etmeliyiz,
  • * Müşteri sadakat mitlerini sarsacak bir model çıkarmalıyız.

Sadakat Programının yol haritası?

Sadakat Programi Yol Haritasi

Sadakat Programi Yol Haritasi

 

 

 

 

Sonucu bağlıyorum

Sektörde pazarlama ve sadakat konusunda görüş ve fikirlerine önem verdiğim 2 profesyonel var;
  • * Migros Money Club ve CRM yöneticisi Kına Demirel, en beğendiğim sözü “müşteri sadık olmaz, onu sürekli şaşırtmanız gerekiyor ki sizinle beraber olmaya devam etsin”
  • * Akademisyen ve danışman Uğur Özmen, en beğendiğim sözü “müşteri sizi ne için tercih ediyorsa aynı sebepten ötürü vaz geçer”
Pazarlama ve Sadakat konularında iş modeli ve platform dizayn ederken 2 uzmanın sözleri aklımdan çıkmıyor ve bana yol gösterici oluyor.

 

Plansız bir final

Tam yazımının finali yazarken CNN ana haber bültenin de 2014 ‘ün en ünlü şarkıcısı seçilen Taylor Swift ‘in hayranlarına yaptığı yılbaşı süprizi konu ediliyor.
Yazımı genç sanatçının yaptığı muazzam sadakat kampanyası ile bitirmek istiyorum. Taylor, Sosyal Medya hesapları ve blogunda hayranlarından gelen favori hediye isteklerini el yazısı ile yazdığı mektuplar ile tek tek paketliyor, ve kargo şirketi yerine hayranlarına hediyeleri kendi eliyle teslim ediyor. Tüm bu hikayeyi de başından itibaren video ya çekiyor ve sosyal medya da yayınlıyor.
Sevgili markalar İşte sadakat ve taraftar sağlamanın yolu budur!


Sonraki sadakat ve pazarlama yazılarımda bahsedeceğim konular; 

  • * Dikey sektörlerdeki (Perakende, Finans, Ulaşım, Otel, Seyahat&Turizm, Gıda, Eğlence, İletişim, Otomotiv, Yakıt, Medya vb.) başarılı sadakat programlarını ele alacağız, aynı zamanda birçok farklı sektöre yayılan başarılı koalisyon sadakat programlarını (Airmiles ve Nectar gibi) ele alacağız.
  • * Z/F/S-MOT (Zero / First / Second Moment of Truth) konusu için Person of Interest 3. sezon 2. bölüm ‘ü izlemenizi öneriyorum. Sonraki yazımda detaylarına gireceğim Google ‘ın da yeni dönem stratejisi olan konuyu ele alıyor.
  • * Sadakat programlarının alternatifi olabilecek BCM (Best Customer Marketing / En iyi Müşteriye Pazarlama) yöntemlerini ele alacağız. Burada Pareto (müşterinizin 20% ‘si 80% ‘lik gelirinizi getiriyordur, dolayısı ile herkese oynamak yerine bu 20% ‘ye oynamak ve onları memnun etmek çok daha mantıklı olabilir)
Kalın sağlıcakla,
Onur Baran Çağlar

Öğrenim yeni trendler ile dönüşüyor

Temeli bir oturtalım önce, Eğitim, öğretim ve öğrenme iç içe kavramlardır. Eğitim ve öğretimin amacı öğrenmeyi sağlamaktır, dolayısı ile eğitim ve öğretimin amacına ulaşması için öğrenmenin gerçekleşmesi gerekiyor. Kişisel düşüncem eğitimin temel taşları, okul ve öğretmenlerin önemi hiç azalmayacak özellikle Türkiye ‘de daha da artmasını bekliyorum.

Bunun yanında öğrenim alanı teknolojiler, cihazlar, mecralar, medya ve içerik değiştikçe bilgiye erişim yöntemleri, sektörün paydaşları ve oyunun kuralları değişiyor ve dönüşüyor. Sektör çok hızlı büyüyor, 2011 ‘de “Dijital Öğrenim (e-learning)” sektörü 2011 yılında $35,6 milyar ‘dan, 2013 ‘de $56,2 milyara, araştırmalar gösteriyor ki 2015 ‘de bu rakam 2 ‘ye katlayacak.

Dijital Öğrenim 3 kategori altında büyüyor;

1. “Kendi kendine öğrenme (Self paced)” kategorisi özellikle Amerika ve Avrupa ‘da çok hızlı büyüyor, orta doğu

2. “Destekleyici / Tamamlayıcı (Complementary)” kategorisinde istatistikler 2013 yılında üniversite öğrencilerinin 46% ‘sının en az 1 dijital (online) kurs aldığını, 2019 ‘de bu oranın 50% ‘yi geçeceği öngörülüyor.

3. “Herkese açık” kategorisinde son kullanıcılar dışında Fortune 500 şirketlerinin 41,7% ’sinin çalışanlarına geleneksel eğitimler ile teknolojik eğitimleri beraber vermeye başladı. Yakında yerine teknoloji ile kolaylaştırılan eğitim oranlarının artacağı aşikar.

Sektörün büyümesi ile yeni içerik sağlayıcılar, kullanıcı deneyimine yönelik dizayn ve tasarım ajansları, oyun firmaları, yazılım ve servis geliştiriciler, teknoloji ve cihaz üreticileri, veri yönetimi ve anlamlandırmada uzmanlaşan firmalar, operatörler, ve son kullanıcıya anlatacak bilgi, deneyim ve içeriği olan birçok marka da oyuna dahil olacaklar. İletişim sektöründen sonra Finans, Sağlık ve Perakende sektörlerininde oyuna dahil olmasını bekliyorum.

Dijital Öğrenim alanında 2015 yılı ile beraber 10 alanda büyük gelişme ve girişimler olmasını öngörüyorum;

1. Big Data (Büyük Veri)

Big data in e-learning

Big data in e-learning

Dijital Öğrenme alanında her geçen gün çıkan ulusal ve uluslararası marka, kurumsal markaların ürün ve hizmetleri ile ilgili yayınladığı içerikler, geleneksel ve dijital medyanın içerikleri, çeşitli konulardaki uzmanlar, eğitmen ve öğretmenlerin içerikleri ile veri de hızla büyüyor.

Bu büyük verinin analizi Dijital Öğrenimi geliştirebilir
* Öğrenim süreçlerini daha derinlemesine anlamamıza yardımcı olacak. Eğitimlerin ne kadar süre ve oranlar ile tamamlandığı gibi istatistikler,
* Eğitim katılanların davranış modelleri, tıklama ve takip detay analizler,
* Kişiselleştirilmiş ve özelleştirilmiş kurslar,
* Katılımcıların geri bildirimleri; öneri, şikayet ve memnuniyetleri,
* Katılımcıların ROI (return on investment / yatırımın geri dönüşü) analizleri, aldığı katkı, memnuniyet anket ve raporları,

İçerik üretecilerine, servis sağlayıcı, eğitim markasına ve mecra sahiplerine yol gösteri olacaktır.

 

2. Gamification (Oyunlaştırma)

Gamification in E-learning

Gamification in E-learning

Sizin de yakınlarınızı “Sadece bir oyun bu kadar hırs ve kızgınlık niye?” diyerek uyardığınız oluyor mu? Şahsen söyleyeyim benim ailem de çok sık oluyor 🙂
Bu durumu keşfeden tüm markalar, pazarlama, iletişim ve reklam dünyası her yerde bu duyguları ve motivasyonları müşteriler üzerinde denemeye başladı. Birde spor müsabakaları ve ünlüleri yarıştıran programları izleyenlerin “ayna nöronları” devreye girince sonuç kazanma azmi ve hedeflere ulaşma motivasyonuna dönüşüyor.
Eğitim içinde oyunlaştırma kurguları sadece çocukların eğitimin de değil, Z,Y ve X kuşağını da aynı şekilde öğrenmeye ve başarmaya motive ediyor. Yapılan istatistiklere göre;
  • * Okunanların 10% ‘u, duyulanların 20% ‘si hatırlanıyor,
  • * Görsel ve sözlü sunumlar ile desteklendiğinde hatırlanma oranı 30% ‘lara çıkıyor,
  • * Eğer anlatım duygu ve mimikleri kullanan aksiyonlar ile zenginleştirilirse rakam 50% ‘ye kadar çıkıyor
  • * Son olarak, eğer kişi bu eğitime tiyatral ve simülasyon da olsa bir oyunlaştırma kurgusunda katılıyorsa oran 90% ‘lara kadar çıkıyor. 
Öğrenciler ve yeni mezun çalışanlar arasında yapılan son anketler de bu durumu şu şekilde destekliyor;
  • Ankete katılanların 80% ‘i üniversite eğitimleri ve iş hayatları oyun şeklinde olsa üretkenliklerinin daha fazla olacağını iddia ediyorlar.
  • Kullanıcıların 90% ‘ı dijital oyun ve rekabet kurgularını çok eğlenceli buluyor, fakat 60% ‘ı sadece eğlence olduğunu, geri kalanlar aynı zamanda konuların uygulamalı olarak aktarıldığını da düşünüyor.

3. Kod yazma uygulama ve servisleri

Code of hour in E-learning

Code of hour in E-learning

Batı medyasını iyi takip edenler ve çocuğunu özel okullarda okutanların son 1 senedir en çok duyduğu konulardan biri olsa gerek. Hatta son olarak dünya medyasında bir anda en önemli haber olarak manşet olan “Amerika başkanı Obama yazılım programlamayı öğrenen ilk başkan oldu!” haberi vardı.

 

Genel adı ile “The Hour of Code / Kodlama Saati” (#HourOfCode) şeklinde geçen etkinlik yeni nesil eğitim ve öğretim de fenomen olmaya gidiyor. https://www.youtube.com/watch?v=rH7AjDMz_dc videoyu izlerseniz ne demek istediğimi daha net anlayacaksınız.

 

Bu alan çok hızlı ilerliyor, eğitim kurumları, akademiler, yazılım ve birçok girişim firması bu alanda PC ve mobil uygulamalar çıkarmaya başladı. Özellikle kullandığınız akıllı mobil cihazların uygulama dükkanlarında “programming for kids” veya “coding for kids” şeklinde aratırsanız çıkan program sayısı ile konunun ne kadar hızlı ilerlediğini görebilirsiniz.

 

Siz de gelecek dönemin ülkelerin ve çalışanların arasındaki farkların bilgiye erişim, teknoloji ve bilgisayar bilimlerine yatkınlık ile şekilleneceğini düşünüyorsanız, çocuğunuza analitik düşünme, üretme ve problem çözmeyi öğreten programlama uygulamaları ile tanıştırın.

 

4. Kişiselleştirilmiş eğitim

Personalized E-learning

Personalized E-learning

Okullu çocuğu olanların muzdarip olduğu konulardan biri; sınıfta seviyesi ilerde olan, veya yavaş anlayan çocukların olmasıdır. Aynı sınıfta her öğrencinin ihtiyacı, öğrenme kabiliyeti, süresi ve azmi aynı değildir.
Bu nedenler ile terzi usulü, pedagojik, müfredat ve öğrenme ortamı olarak kişiye özel eğitimler yakındır. Peki nasıl olacak;
  • * Eğitimci hızını kişiye özel ayarlayacak,
  • * Öğrenme yaklaşımı kişiye ayarlanacak, eğitimciler farklılaşacak ve uzmanlaşacak,
  • * Öğrenci öğrenme yolunu kendi belirleyecek,
  • * Eğitim içeriği kişiye göre daha metinsel, işitsel ve görsel olarak şekillenecek,
  • * Öğrencinin ilgisi ve deneyim isteği daha iyi yakalanacak

5. Mobil eğitim

Mobile E-learning

Mobile E-learning

Bilgisayarların hızla gelişmesi ile masa ve sandalyesine kitleneceğimizi düşünüyorduk. Mobil cihazların akıllanması ve ekranlarının yeterince büyümesi ile mahrem ve kişiye özel alan tamamen mobile taşındı.
Mobil teknoloji ve cihazların bu kadar hızlı büyüyüp yaygınlaşması, medeniyetin henüz tam anlamıyla gitmediği yerlerde dahi mobil erişimin olması eğitim sektörünü harekete geçirdi.
Mobil öğrenimin faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz;
  • * Kolay erişim – her zaman her yerden her türlü mobil cihazla erişebilmeyi sağlar –
  • * Bağlam içinde öğrenme – bulunduğunuz ortam da QR Kod, NFC, AR, GPS ve diğer teknolojiler ile  bağlamı kaybetmeden istediğinizi öğrenmenizi sağar –
  • * Sindirilebilir içerik – küçük ekranlar ve fokus alanları içerik üretenlerin daha küçük ve atomik materyal üretmesini sağlar –

6. Yatırımın geri dönüşü

ROI for E-learning

ROI for E-learning

Şehirli vatandaş artık sadece ekonomik krizde değil her zaman verdiği paranın ve yatırımının karşılığını almaya çalışıyor. Karşılaştırıyor ve söz verileni almadığı zaman da sorguluyor. Dolayısı ile veliler çocuklarının eğitiminde, kurumlar çalışanları için ve bireyler de öğrenim için yaptıkları yatırım ve kendisine geri dönüşünü takip ediyor,  riskleri yönetmek ve hızlıca yanlışları düzeltmek istiyor.
Dijital öğrenim yatırımın geri dönüşün de neler düşünülmeli;
  • * Kaçınılan maliyetler : personel, teknoloji, içerik ve pazarlama maliyetleri
  • * Sağlanan faydalar : seyahat masraflarından tasarruf, eğitimci maliyetlerinden tasarruf, eğitim ortamı lojistik ve lokasyon giderlerinden tasarruf

7. Otomasyon

Automation in E-learning

Automation in E-learning

Internet ortamındaki üretim ve tüketim istatistiklerinin farkındamısınız bilmiyorum ama kısaca tekrarlamak isterim. Özellikle sosyal medya ile çok daha hızlı görülebiliyor artık, toplam 100 kişilik bir toplulukta içerik üreten kişi sayısı 1, üretilen içeriğe olumlu veya olumsuz anlamda yorum/katkı yapan kişi sayısı 9, kalan 90 kişi sadece olup biteni izliyor.
Dolayısı geleceğimiz nokta öğrenim modelleri, teknoloji, erişim imkanları ve cihazları olanca hızıyla gelişiyor diyoruz, fakat yukarıdaki istatistiği geliştirmediğimiz yani içerik üretilmediği durumda bu mekanizma düzgün işlemez. Dolayısı ile içerik yani eğitim üretimlerinin kolaylaşması, kalite ve sayısının artması için otomasyonu sağlayacak araç ve gereçlerin artması gerekiyor.
Potansiyel içerik üretim otomasyonları;
  • * Quizler, test ve egsersizler hemen kurs içeriğinin peşine bağlanabilir,
  • * Algoritmik olarak oluşturulacak kurs içerikleri,
  • * Öğrencinin kabiliyet ve öğrenme yetkinliğine göre içerik senaryo ve yolları dinamik olarak güncellenebilir,
  • * Öğrenciyi daha önceki katıldığı kurs ve sınavlardaki bilgileri daha iyi tanımlayıp kişiselleştirme ve özelleştirme daha kolay yapılabilir.

8. Artırılmış gerçeklik ile öğrenim

Artırılmış gerçeklik

Artırılmış gerçeklik

Bireylerin fiziksel alanda (tarihi mekan, müze, ören yeri gezileri, vb.) bilmediklerini öğrenmek, oyunlaştırılmış senaryo içinde kural ve konulara hakim olmak, markaların çalışanlarına eğitim alanında (fabrika ve mağazalarında) ve müşterilerine ürünleri hakkında istendiği anda ve yardım almadan bilgi vermelerini kolaylaştırmak gerekiyor. Bunun en kolay yoluda gerçekliği artırarak son kullanıcın yanında ayırmadığı ve vücudunun bir parçası haline gelen mobil akıllı cihazlarına girmektir.

Son yapılan anketlere göre 2013 ‘de 60 milyon kullanıcıya ulaşan “Artırılmış Gerçeklik” pazarı 2018 ‘de 200 milyon kullanıcıya çıkacak. Bu rakamlar, Apple ‘ın akıllı saati, Google ‘ın Glass gözlüğü ve giyilebilir yeni M2M cihazlar her alanda olduğu öğrenimde de nerelere gidebileceğimizi daha net gösteriyor.

 

9. Kurumsal MOOCs (Massive Open Online Courses / Topluluklara Açık Çevrimiçi Kurslar)

Corporate MOOCs

Corporate MOOCs

Gelişime en çok açık olan konu sanırım bu olacak. Zira üniversiteler, eğitim kurumları, büyük kurumlar, sağlık, finans, perakende ve iletişim devleri devasa bir bilgi, deneyim ve eğitim silolarının üstünde oturduklarını farkettiler. Sadece fiziksel ortamlarda çalışanlarına ve öğrencilerine değil, bu içerikler dijitalleştirerek farklı diller ile tüm dünyaya ulaştırabileceklerini, ve hatta bu işten para kazanabileceklerini gördüler.
Önümüzdeki dönemde eğitim ve IK departmanları maliyet merkezi olmaktan çıkarak kar merkezi olmaya başladıklarında şaşırmayın.
  • * Öncelikle kendi çalışanlarını büyük gruplar ve mekan bağımsız öğrenimini çalışma saati ve veriminden çalmadan eğitebilecekler,
  • * Çalışanlara özel terzi usülü eğitimler dizayn ettirebilecekler,
  • * Kurumsal sorumluluk ve toplumdaki marka algılarını yükseltecek dışarıya ücretsiz eğitim yayınları yapabilecekler,
  • * Üniversite ve eğitim kurumları ile anlaşarak bu eğitimleri akademi çatısı altında sektör şirketlerine ve çalışanlarına da verebilecekler. Bu konuda en beğendiğim ve öncü örnek Turkcell Akademi ‘dir.

10. Bulut ortamında LMS (Learning Management System) 

Cloud LMS in E-learning

Cloud LMS in E-learning

Bugün e-üniversite, e-eğitim ve e-öğretim sloganları ile satış yapan çok üniversite ve kurum var. Bir çoğu özel sektör ve şirket deneyimi olmadığı için öğrencinin müşteriye dönüşmüş halini yönetmeyi veya sıkıntılar baş göstermeye başlayınca süreci nasıl yöneteceklerini bilmiyorlar. Özellikle yukarıda aktardığımız ROI konuları devreye girdiğinde, veri yoğunluğu, analiz, rapor ve şikayetlerin ağırlaştığı ortamda profesyonel bir kurum gibi davranmak, imaj ve marka değerine zarar vermemeleri gerekiyor.
Bu söylediklerimi hakkı ile yerine getirebilmek için devasa BT ekipleri kurmak yerine yükselen değer olan LMS konusuna yatırım yapmalarını öneririm. Özellikle de eğitim ve öğretime yoğunlaşarak hosting ve sunucu sistemlerine yatırım risk ve problemlerine girmeden bulut ortamında LMS çözümleri sunanlardan iyi bir SLA (Service Level Agreement) ile hizmet almalarını öneririm.
LMS gelişimine dair bazı istatistikler;
  • * LMS önümüzdeki 4 yıl içinde minimum 25% / yıl büyüyerek 2018 ‘de $7,83 milyara ulaşması bekleniyor.
  • * Kuzey Amerika ‘da bulut bazlı öğrenim ve LMS platformları kullanımı 50% ‘nin üzerinde gelişim gösterdi.

Sonraki makale de tüm bu konulardaki son gelişmeleri, takip edilmesi gereken ve öne çıkan girişim ve şirketleri aktarmaya çalışacağım

Barış içinde, sağlıklı, mutlu ve başarılı bir 2015 olsun canım ülkem ve tüm dünya için

Kalın sağlıcakla,

Saygılarımla,

Onur Baran Çağlar

Bankacılık da müşteriye değer katan inovasyonlar

Geçtiğimiz haftalarda eMarketer ‘in “2015 Finansal Servis inovasyonları” etkinliğine katıldım. Etkinlik de konuştuğumuz konuların başında globalde oluşan finansal inovasyonlar ve bu inovasyonların müşteriye kattığı değerler.

Önceki yazılarım ve son günlerde sosyal medya da paylaştığım geleneksel bankaların “finansal enstrüman ve ürün bazlı” bakış açısının değişmeye başladığını görmek beni çok sevindirdi.

Bir sonraki makalemde bankalarımıza naçizane stratejilerinin merkezine insan, kullanıcı, karakter, bağlam, müşteri deneyimi ve omni-channel erişim ile dijital dönüşümü tamamlamalarını önerecek ve örnekleyeceğim.

Çevrimiçi (Online) bankacılık inovasyonları

Müşteriye değer katan Online Bankacılık Inovasyonları

Müşteriye değer katan Online Bankacılık Inovasyonları

Kaynak: 29 Ekim 2014 eMarketer, Efma ve Infosys “Perakende Bankacılığında İnovasyon” etkinliği

Geçtiğimiz senelerde bankaların çoğunluğu dijital dönüşümüne kurumsal siteleri ve internet bankacılığını yenileyerek başladı. Dünya çapında perakende bankacılığı yapan bankalar arasında yapılan anketde müşterilerine en çok değer katacak inovasyonlar sıralanıyor.

* “Tam otomatik çevrimiçi (online) hesap oluşturma” – fonksiyonu, müşterilerin şubeye ve banka çalışanına dokunmadan hesaplarını açıp yönetmek istiyor. Y kuşağı ve dijital doğanların bu yönde talepleri olduğunu biliyoruz.
  • * “Kişiye ve duruma özel çevrimiçi pazarlama teklifleri” – fonksiyonu, genele hitap eden, hatta karşı cinse veya farklı müşteri segmentlerine öneri ve tekliflerin can sıkıcı hale gelmesi nedeniyle çok isteniyor.
  • * “Kişisel finansal yönetici araçları” – fonksiyonu, kişisel, ev ve küçük esnafın muhasebe programı kullanabilmesini beklemezsiniz. Dolayısı ile küçük ve özel bütçeleri, alacak-verecek, borç ve fatura hesaplarını yönetebilmek için uygulamalar geliyor. Uluslararası alanda Mint büyüklüğünde olmasa da benzeri uygulamalar var.
  • * “Ürün karşılaştırma araçları ve simülasyon servisleri” – fonksiyonu, burada marka ve banka bağımsız durabilen trafik ve reklam modeli ile kazanç sağlamaya çalışan servisler olacak.
  • * “Ürün gruplarının ayarlarını kendilerinin yapabilmesi” – fonksiyonu, özellikle yeni nesil ve dijitale adapte olanların isteği. Ürün gruplarını Internet bankacılığının kalabalıklığından kurtarmak, bağımsız bir marka/alan adı ve uygulama sunmak daha anlaşılır ve yönetilebilir oluyor. Kullanıcılar bu sayede ürünleri sahipleniyor ve ayarlarını daha kolay yaparak içselleştiriyorlar.
  • * “Entegre ürün yorum ve puanları” – fonksiyonu, yeni nesil bir ürün almadan/kullanmadan sosyal medya servisleri ve yakın çevresinin paylaşımları ile daha fazla sorguluyor. Ürün ve servis ile ilgili yorumları bilgisayarından hatta mağaza içinde iken inceliyor, karşılaştırıyor ve sonra karar veriyor. Dolayısı ile artık şeffaflık, bağımsız yorumları (iyi ve kötü) yayınlayan, bağlam ve gündemi içeren içeriğe önem veren bankalar kazanacak.

Ya bankalar işlem setlerini bu yönde kolaylaştıracak ve daha küçük anlaşılır servislere dönüştürecek, ya da önümüzdeki haftalarda dünya da başlayan trend ve servislerin muadillerinin Türkiye ‘deki regülasyon ve düzenleyici kurumları serbestleşme konusunda zorlayacağını düşünüyorum.

Dijital gelişim ve dönüşümün önünde ki en büyük engel, müşterilerin veri güvenliği, mahremiyet ve dolandırıcılık algılarının hala yüksek olması geliyor. Bu algıyı kısa vade de yok etmek zor, bu konuda Intel IPT, Apple Touch ID, Samsung Finger Scanner ve Fujitsu ‘nun Hand Scanner gibi teknolojiler son kullanıcıların güvenini artıracaktır.

Şube bankacılığı inovasyonları

Müşteriye değer katan  Şube Bankacılığı inovasyonları

Müşteriye değer katan Şube Bankacılığı inovasyonları

Kaynak: 29 Ekim 2014 eMarketer, Efma ve Infosys “Perakende Bankacılığında İnovasyon” etkinliği

Şubelerin belli oranda yaşaması, geleneksel nesile hizmet sunabilmesi ve marka güvenirliliği için bazı inovasyonlara ihtiyaç var, anketlerde müşterilere değer katacak bazı inovasyonlar sıralanmış, gelin birlikte bakalım.

  • * “Analitik değerlere dayalı çapraz satış önerileri”, müşteriler finansal piyasaları yüzeysel ve ilk seviye derinlikte takip ediyor değişimleri anlayabiliyor. Birinci seviyeden derinlere inildikçe hem kimsenin zamanı yok hemde bilgi ve deneyimi olmadığı için borsa gibi uzmanlık isteyen enstrümanlarda genel de son vagona biniyor ve kaybeden tarafta oluyor. Yeni nesil yatırım danışmanlığı şirketleri gibi ayrı danışman ekip ve markası oluşturarak şubelerde bulundurmak yerinde olacaktır, mevcut da bulunan bireysel müşteri temsilcileri daha kolay ulaşılabilir, pro-aktif ve yardımcı olabilirse geçiş sağlanabilir.
  • * “Kişiselleştirilmiş finansal planlama araçları”, müşteri şubeye geldiğinde kişisel ve kendi durumuna özel finansal planlamasına araçları bekliyor. Kendisine hitap etmeyen dünya kadar tanıtım ve broşür belki de geride kaldı, kişiyi cihazındaki uygulamanız, kart veya cüzdan daki chip ‘inden, markaları verebileceğiniz giyilebilir / M2M cihazlardan NFC veya beacon tarzında teknolojiler ile tanımanız ve ona göre muamele etmeniz yerinde olacaktır.
  • * “Şubelerin girişten itibaren 360 derece görüş açısı ile oluşturulması”, yüksek girişli şubeler, yüksek duvar/paravan ve camlar ile kapalı şubeler insanları korkutuyor ve çekinmesine yol açıyor. Müşteri içeriye girer girmez 360 derece görüş, insanların yüzleri ve karşılama memnuniyetleri ile motive oluyorlar.
  • * “Dokunulabilir ekran ve tabletler”, şubelerde sıra beklemek gerçek bir zaman kaybı. Bu zamanı insanlar kişisel akıllı cihazları ve sosyal medya da vakit öldürerek geçiriyor. Hazır müşteri dükkan dan içeriye girmiş, onunla dokunulabilir ekranlar ve tabletler ile angajman sağlayabilir, kaliteli vakit geçirtmek, ürün ve hizmetlerinizin tanıtımı ile harmanlanmış içerik (multimedya ve metinsel) ve interaktif servisler kullandırabilir hatta oyunlar oynatabilirsiniz.
  • * “Teknolojik/Sanal karakterler ile video konferans danışmanlığı”, Türkiye ‘de de benzerini Ziraat Bankasının VTM – görüntülü işlem merkezi – şeklinde denemeler yapıyor. Belki maliyetli ve büyük cihaz yatırımlarına girmeden müşterimizin elindeki cihaza girecek video konferans çözümleri ve kanalları ile müşteri desteği sağlamak daha efektif olabilir.
  • * “Nakitsiz Şube”, müşteriler para alışverişi dışında da şubenize gelip bir kahvenizi içmek, güncel finansal piyasaları ve kendi durumlarını konuşmak, yeni alabileceği farklı sektörlerdeki ürün ve hizmetleri (tatil, iletişim, ev eğlence sistemi gibi) danışmak istiyorlar.
Yakın dönemde geleneksel ve hantal banka şubelerinin, ciddi miktar da şube çalışanlarının oluşturduğu maliyetlerinin azaltılması gerekiyor. Özellikle yeni nesil ve şubesiz bankacılık iş modeli geliştiren bankaların yaptırdığı piyasa araştırmalarında da kendini gösteriyor. Yeni nesil ve dijitale adapte olanlar kullanmadığı ve belki hiç bir zaman kullanmayacağı şubelerin maliyetlerini ödemek istemiyorlar, aynı zamanda ödemedikleri bu maliyetlerin kendilerine artı faiz veya avantajlar olarak sunulmasını bekliyor.

Önemi giderek artan, artık sadece yeni nesil değil mevcut üst yaş grubundaki müşterilerinizi de içine alan akıllı mobil ve giyilebilir cihazlar. Bu konu inovasyona çok açık, yukarıda saydığımız inovasyonları hem kişiselleştirmenin, hemde kişinin güvenlik algısını yükseltmek ve gizliliği/mahremiyetini korumak için iyi bir yöntem.

Bundan sonraki tüm iş fikirlerinizin merkezine mobiliteyi almalı, bundan sonra geliştireceğiniz ürün ve hizmetler için kerterizi mobil ve günlük yaşantının içinden almanızı öneririm.

Sonraki makalelerimde yeni nesil bankacılık ve finans hizmetlerine dair örnek hikaye, vaka, ürün ve hizmetlerden bahsetmeye devam edeceğiz. Ek olarak da Banka ve finans kurumlarını yakında günlük hayatımız, ihtiyaçlarımız ve farklı bağlamlar içinde nasıl göreceğizi aktarmaya çalışacağım.

Saygılarımla,
Onur Baran Çağlar

Akıllı Şehir Etkinlikleri

Konu hakkında düzenlenen fuar ve etkinlikleri de sizler adına takip etmeye çalışıyorum.
Bu yazımda sizler ile son dönem gerçekleşen ve önümüzdeki haftalarda gerçekleşecek bazı etkinlik ve fuarları paylaşmak isterim.
 
Akıllı Şehirler temalı 8. İstanbul Bilişim Kongresi – istanbulbilisimkongresi.org.tr
Türkiye Bilişim Derneği tarafından 26-27 Kasım 2014 tarihlerinde Kadir Has Üniversitesi ev sahipliğinde, üniversitenin Cibali Kampüsü’nde yapıldı. Son 3 senedir farklı üniversitelerin ev sahipliğinde yapılan etkinliğe katılıyorum.
Kongre her yıl olduğu gibi bu yıl da T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri Kurumu, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi ve Marmara Belediyeler Birliği destekleri ile gerçekleştirildi.
Kongrede, şehirlerdeki yaşamı kaliteli hale getirecek bilişim ve internet teknolojileriyle, şehirleri ve yaşamı yeniden şekillendiren “Akıllı Şehirler” üzerinde yoğunlaşan çalışmalar aktarıldı.
VIII. İstanbul Bilişim Kongresinde aşağıdaki konulara yer verildi. Bir çok oturum ve panelleri takip ettim.
  • * Akıllı İletişim Teknolojileri,
  • * Enerji Sektöründe Akıllı Şebeke Yönetimi,
  • * Akıllı Trafik Sistemleri,
  • * Ulusal Ortak GIS Kullanımı,
  • * Akıllı Belediyelerde Başarılı Uygulamalar,
  • * Sosyal Medya İle Belediye Hizmetleri.
WICS (World Intelligent Cities Summit) 2014 – www.wicsummit.com
  • * Londra merkezli EurAsiaStrategies tarafından 3. düzenlenen Dünya Akıllı Şehirler Zirvesi 10-11 aralık tarihinde İstanbul Conrad Otel ‘de yapıldı.
  • * Zirvenin bu sene Platin Sponsoru Sampaş, Altın sponsorları Intermedia ve Universal, Gümüş Sponsorları Bombardier, Ekin, Indra ve Thales olurken, kamu ve yerel belediyeler de ana destekçiler arasındaydı.
  • * Zirvede, bilgi ve iletişim teknolojileri, sağlık, turizm, inşaat, telekomünikasyon, güvenlik, ulaşım, enerji, altyapı ve finans alanları, 30 farklı ülkeden konuşmacıların katıldığı özel oturumlar ile ele alındı.
  • * Oturumlara katılan kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri dünyadaki ve Türkiye’deki akıllı şehirler gündemini, sundukları bildiriler eşliğinde tartıştılar.
GulfTraffic 2014 – www.gulftraffic.com
  • * Akıllı şehirler ve Ulaşım odaklı etkinlik 7-9 Aralık Dubai ‘de yapıldı. Türkiye ‘den de 6 teknoloji ve servis firmasının (Ispark, Asya Trafik, Ortana, Tunaylar, Ustun Baski ve Vendeka) katıldığını biliyorum.
  • * Konferans ve fuarda özellikle kara, hava ve deniz ulaşımının gelecek vizyonu, teknolojik gelişimler, sağlıklı gelişim ve sorunların çözümü, trafik ve park sistemleri üzerine gelişmeler öne çıkıyordu.
Transist 2014 – www.transist2014.com
19-20 Aralık İstanbul Kongre merkezinde bir diğer önem verdiğimiz ve sürekli hale getirilen Transist 2014 (Uluslararası Ulaşım Teknolojileri Sempozyumu ve Fuarı) var. Ajandamı bu etkinliğe göre ayarladım ve inşallah orada olacağım. Ele alınacak başlıca konular:
  • * Yeni Ulaşım Trendleri ve İnovasyon
  • * Ulaşım ve toplum arasındaki entegrasyon
  • * Ulaştırma da büyük veri ve önemi
  • * Ulaşım ve Şehirlerde basitlik, güvenlik, akıllı hizmet ve uygulamalar ile bunları sürekliliği konuları akademik oturumlarda ele alınacak.
  • * Ulaştırma, Belediyeler, Ulaşım şirketleri ve özel kurumların lansman ve tanıtımlarının da olacağını biliyor ve takip ediyoruz.

 

Sonraki yazılarımda, önümüzdeki yılların Akıllı Şehir çözüm ve servisleri konusunda edindiğim izlenimler ile bilgi ve deneyimleri harmanlayarak güzel öneriler yapmayı hedefliyorum.

 

1 2 3 4 5 6 9  Scroll to top