In 2018, Digital and Mobile Payment Systems in Turkey
I presented “Digital and Mobile Payment Systems in Turkey” in “Understanding FinTech in Islamic Finance Workshop” on February 20-21 2018 at Marmara Taksim Hotel, Istanbul
I presented “Digital and Mobile Payment Systems in Turkey” in “Understanding FinTech in Islamic Finance Workshop” on February 20-21 2018 at Marmara Taksim Hotel, Istanbul
Yazı dizimizin 1. makalesi “Finans sektörünün dijital ve mobil transformasyonu” için tıklayın!
Yazı dizimizin 2. makalesi “Fintech (Finans Teknolojileri) Dünyası ve yeni girişimler” için tıklayın!
2014 yılında tüm dünyada takip edilen ve önemli yatırımlar alan Fintech girişimleri ve yatırımcılarını kategori bazında toparlamışlar. Bu kategoriler üzerinde ciddi miktar da kafa yoruyoruz. Bazı dikeylerde önemli servisler modelledik, tamamen mobilden başlattığımız 2 tanesini (uygulamalarda 100K aktif kullanıcıyı bulduk) yakında iş modeli, sürdürülebilir kullanım ve gelir modeli ile yatırımcıların önüne çıkarmaya hazırlanıyoruz.
Sizlere de naçizane bu dikeyleri, yatırım alan girişimleri incelemenizi ve öncelikle Türkiye ‘ye uyarlanabilecekler üzerinde kafa yormanızı öneririm.
2. Tasarruf ve Yatırım
Yatırım 2 alana ayrılabilir, tasarruf ederek (yatırım yapmak da bir tasarruftur) veya borç alarak da yatırım yapabilirsiniz.
* Yatırım yapmak
Yeni Teknolojiler ve içerik servisleri şeffaf ve rekabetçi yatırım bilgisine ulaşmamızı kolaylaştırır. Aynı zamanda rekabetçi araçlar ile daha uygun maliyetler ile yatırım yapabiliriz. Bu konudaki incelenebilecek örnekler: openfolio.com , stocktwits.com , angel.co , robinhood.com , betterment.com , wealthfront.com , personalcapital.com , nutmeg.com , acorns.com sayılabilir
* Borç alma
Yatırım da olduğu gibi teknoloji borç alma da hem bilgiye hızlı ve kolay ulaşım anlamında, hem de ucuz alternatif borç alma araçlarını bulmamıza yardım ediyor.
Türkiye ‘de de kamu ve bankalar bu alan da açılımlar yapıyor en güncel ve güzel örnek Kredi Kayıt Bürosunun açtığı Findeks.com u gösterebiliriz.
Dünyadan güzel örnekler de creditkarma.com , creditsesame.com , lendingclub.com , prosper.com , zopa.com , affirm.com , kickstarter.com
Sonuç olarak şunları belirterek bitirebilirim, bankalar ve finans dikeylerindeki kurumsal yapılar bu alanların hepsine yoğunlaşamıyor. Hepsini yapıyorum diyenleride kullanıcı ve müşterileri anlamıyor yada kavramlar arasında kayboluyor. Yukarıda saydığımız gibi bu alanların hepsini birden yapmaya çalışan girişimlerde başarılı olamıyor.
Dolayısı ile her alan kendi içinde uzmanlık, yoğunlaşma ve dinamizmi gerektiriyor. Bilgi, deneyim ve ulaşabileceğiniz çevrenize (network) göre bir alana yoğunlaşın. İlgili alanda hem müşteri deneyimini, kolay erişim ve kullanımını önde tutarak derinleşmek çok daha mantıklı.
Bence 4 alanda girişimlere hala ihtiyaç var;
* Bireye seslenen kişisel tüketici finansmanı (harcama, kredi ve yatırım) alanına yönelik karşılaştırma ve bilgiye erişim alanı
* Son kullanıcıların borç alması, yatırım yapması ve para transferi alanında daha uyun maliyetler ile erişimi sağlayan uygulama ve servisler
* Son kullanıcı ve küçük esnafın hesap ve bütçe yönetimi, düzenli ödeme ve tahsilatları ile muhasebesini yönetmesini kolaylaştıracak servis ve uygulamalara ihtiyacı var
* Son kullanıcıların paraya ulaşım, satın alma, harcama ve fatura ödeme gibi alanlarda günlük sıkıntılarını çözecek alanlara yoğunlaşan özellikle mobil servis ve uygulamalara ihtiyaç var.
Bankalar mevcut yetkinlik, iş modelleri, ürün ve hizmetlerini geliştirmek ve kabuklarını kırmak durumundalar.
Bankalarımız 5411 sayılı kanun ve ciddi miktarda ödedikleri lisans bedelleri ile elde ettikleri kazanımları ve oyun alanını koruma yani defans modunda kalarak uzun vadede kazanamayacaklar. Türkiye genç, dinamik ve büyüyen nüfusu, şehirleşmenin hızla artışı, istikrarlı bir yönetim ve ciddi ekonomik büyüme ile dünyadaki gelişmiş, gelişmekte olan ve komşu ülkelerin radarında. Her geçen gün bankacılık lisansı başvurusunda bulunan, mevcut lisansını genişletmeye çalışan ve/veya TMSF ‘deki bankaları alan büyük sermayeler var.
Aynı zamanda Türkiye ‘deki sektörler yakınsamaya ve birbirlerinin alanlarına girmeye başladı, örneğin Finans, Perakende, İletişim (Telekom & Internet), E-ticaret, Pazarlama, Reklam sektörleri aynı kanuni düzenlemeleri izliyor, katkıda bulunuyor ve iş modelini bu yasalara göre güncelliyor:
* 3100 ÖKC (Ödeme Kayıt Cihazı) kanunu,
* 6563 Elektronik Ticaret,
* 5809 Elektronik Haberleşme Kanunu,
* 5651 Internet Kanunu,
* 6493 sayılı yeni Ödeme Sistemleri kanunu,
* Henüz kanunlaşmayan “Kişisel verilerin korunması” kanunu yolda geliyor
Saydığımız gelişmeleri göz önüne alan ve hızlı olabilen bankalar “ödeme sistemleri” yazılarımda değindiğim gibi “vujade” yaklaşımını göz önüne alarak farklı sektörler de bilgi ve deneyim edinmiş, hatta girişimcilik, iş kurma ve yönetme deneyimi olanları işe alıyorlar. Aynı şekilde özellikle perakende ve iletişim sektörlerine iş yapan içerik, servis ve uygulamalar sağlayıcıları ve ajansları ile çalışmaya başladılar.
Size görüşlerimi özetleyen bankaların yeni oyun alanları ve oluşacak ekosistemin paydaşlarını da içeren güzel bir grafik çizdim.
Bankalar yukarıdaki çizimde gördüğünüz 4 ana rol ile yeni dönemde müşterilerin hayat döngüsü içindeki tüm ihtiyaçları karşılayabilecek.
Kaynak: 29 Ekim 2014 eMarketer, Efma ve Infosys “Perakende Bankacılığında İnovasyon” etkinliği
Şubelerin belli oranda yaşaması, geleneksel nesile hizmet sunabilmesi ve marka güvenirliliği için bazı inovasyonlara ihtiyaç var, anketlerde müşterilere değer katacak bazı inovasyonlar sıralanmış, gelin birlikte bakalım.
Buraya kadar anlattığım konsept ve teoriden sonra, nasıl geçeceğiz diyenlere işi fazlandırarak anlatmak ve konuyu bir sonuca bağlamak istiyorum.
Şu an Türkiye ‘de tüm bankaların Dijital Bankacılık 2.0 fazına geldiğini düşünüyorum, gelemeyenlerin rekabette pek şansları olmadığını düşünüyorum.
Fazları kısaca özetlemek gerekirse;
Buraya kadar anlattığım teorik ve pratik konseptleri iş modeli, katma değerli servisler ve teknik olarak da dizayn etmiş biri olarak sizlere aktardım. Dolayısı ile aklınızda; “yeni bir danışman mı?” soru işareti oluşmasın!
Yakın da Bankacılık ve Ödeme Sistemleri dünyasında ses getirecek başlangıçta küçük, zaman içinde önemli trafik ve topluluklara erişeceğine inandığım bazı hikaye ve servisler dizayn ediyorum.
Yakında görüşmek üzere, kalın sağlıcakla
Onur Baran Çağlar (@obcag00)
ING ‘nin son reklam kampanyası o kadar akılda kalıcı, esprili ve ağızlara pelesenk oluyor ki söylemeden geçemeyeceğim; “Eski köye yeni adet!”, “Bankacılığı çok değiştirdiler, değilmi dede!”. Hem çok nüktedan hem de geleneksel kalanlara iyi bir mesaj veriyor.
Bende naçizane kendi bilgi ve deneyimim ile konuyu özetleyen aşağıdaki grafiği çizerek Bankacılık 3.0 ‘ın tanımını ortaya koyuyorum.
Önceki başlıklarda anlattığım konuları “İlişki Bankacılğına geçiş” başlığı altında aşağıdaki çizimde özetlemeye çalıştım.
Kısaca açıklamak gerekirse;
Mahrem gördüğü konularda veya bazen bazı işlemleri kendi yapmak istiyor (self servis)
Sosyal ilişkilerimizde olduğu gibi sürekli sık boğaz eden, sevgisi ve mesajları ile boğan değil, biraz serbest bırakan, kalite ve yaşattığı eşsiz deneyimler ile kovalanan bir marka olmaya çalışalım.
Makalenin devamı var! >>>
Tanıştığım ve teşrik-i mesaide bulunduğum birçok yönetici geleneksel bankacılığı Bankacılık 2.0 ‘a taşıdıklarını iddaa ediyorlardı. Dinamik Telekom ve Internet sektöründe yoğrulmuş biri olarak bu söylemlerin arkasında radikal değişimler ve gelişmeler bekliyordum.
İçine girince daha net gördüm ki; Bankacılık 2.0 diye bahsedilen aşağıda çizimde simüle etmeye çalıştığım gibi birşeymiş.
Özetle Bankacılık 2.0:
Bence bir sonraki radikal geçiş yani Bankacılık 3.0 tamamen “Müşteri ve Deneyim Odaklı” olacak. Aşağıdaki çizimde simüle etmeye çalıştığım gibi, hedef kitlelerinizin günlük yaşantısına ve ihtiyaçlarına odaklanmalısınız. Örneğin;
Tabi üstteki ve çoğaltabileceğim tüm örnekleri öncelikle güçlü bir UX (User eXperience) ile mobil ve dijital kanallardan başlayarak dizayn etmeli daha sonra diğer ADK kanallarında desteklemelisiniz.
Bankacılıkda her iki tarafın konuya bakışını, ihtiyacını ve beklentilerini anlayabilirsek müşterinin memnuniyetini tabi olarak da banka yöneticilerinin (aynı zamanda patronun) memnuniyeti ve kazancını maksimize edebiliriz.
Yukarıda ki çizim ile her iki tarafın ilişkiye bakışının özetlemeye çalıştım;
Makalenin devamı var! >>>
“Klasik Bankacılık OUT, Deneyim IN!” bölümünü okumak için tıklayın!
Bir önceki başlıkta değindiğimiz Omni-channel yaklaşımı ile hedef kitlemiz ve mevcut müşterimiz bize gelmeden bizim onlara giderek eşsiz bir deneyim yaşatmamız gerekiyor. Bu deneyim o kadar şeffaf ve kusursuz olmalı ki, diğer müşterilerimiz de bu deneyimden çevrimiçi ve word-of-mouth (ağızdan ağıza pazarlama) etkilenerek ürün ve hizmetlerimize gelmeli.
Müşteriler;
Müşterimizi ve ihtiyaçlarını iyi analiz edebilir, ihtiyacı daha oluşmadan anlayabilir ve öneriler ile gidebilir isek bizi hayatının bir parçası yapabilir.
Müşteriler markanıza bir aşk markası gibi sarılmalı, içinde bulunduğu çevrelerde sizi pazarlamalı ve hatta savunarak avukatlığınızı yapmalı. Bu sayede yüksek reklam ve pazarlama maliyetlerinizi aşağıya çekebilir, sizde paralelde daha çok müşteri deneyimine önem vererek ürün ve hizmetlerinizi mükelleştirmeye odaklanabilirsiniz.
Burada Spor kulüpleri (özelliklede Futbol) örnek alabiliriz, hiçbir spor kulübü taraftarlarına stada gelmesi ve kulübün lisanslı ürünlerini alması için para vermiyor. Her ortamda, platformda ve aile içinde dahi sizi karşılıksız savunan ve çevresindekileri sizin renklere bağlamaya çalışan gönüllüler ordunuz olduğunu bir düşünün!
Makalenin devamı var! >>>
“Bankacılık 2.0 ‘dan 3.0 ‘a geçiş” bölümünü okumak için tıklayın!